Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Köşe Yazarı
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
 

AYASOFYA CAMİİNİ İBADETE AÇMAK 1

Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri, sınırları üç kıtada yeri olan büyük bir imparatorluğun ilk Padişahlarındandır. Fatih sultan Mehmed öyle sıradan bir padişah değildir İslam’ın peygamberi Hazreti Muhammed Aleyhissalat-u Vesselamın müjdelerine de mazhar olmuş bir padişahtır. Dolayısıyla Fatih Sultan Mehmed’i sıradan bir insan olarak kabul etmek gaflet ve dalaletin en büyüğüdür. “İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur.”  (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 335; Buharî, et-Tarihu’l-Kebir, I, 81; et-Tarihu’s-Sağîr, I, 306; el-Bezzâr, el-Müsned, el-Müsned, c. II, s. 308; Taberani, el-Mu’cemu’l-Kebir, II, 38; Hakim, Müstedrek, IV, 422; Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, VI, 219.) 1453 yılına kadar İstanbul Müslümanların ikamet ettiği şehir olmadığı gibi orada yaşayanların da kâhir ekseriyeti gayrimüslimler olduğu için, o zaman İsanbul’da bulunan Ayasofya onların dini geleneklerine göre kullanılmakta idi. 1453 yılı sadece İstanbul’un fethi değil, İstanbul fethedilirken kullanılan teknoloji, bir yeni çağı açıp, eski bir çağı kapatmaya sebep olmuştur. Dolayısıyla Ayasofya Yeni Çağın başlangıcı bir camiidir.  Ayasofya Camiinin mülkiyetini Fatih Sultan Mehmed Hazretleri, bizzat parasını vererek satın almıştır. 1453 yılından 1934 yılına kadar Ayasofya Camii, sadece şu andaki içinde bulunduğumuz sınırlar içerisindeki Türkiye’mizdeki Müslümanların cami değildi. Osmanlı İmparatorluğu’nun, bir taraftan Asya, diğer taraftan Afrika, öbür taraftan Avrupa kıtalarında, himayesinde olduğu ve donanması bulunduğu yaklaşık 90 ülkenin de temsilcisi, kalben, ruhen bağlı oldukları istisna bir temsiliyeti olan camiidir. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin Cumhuriyet hükümetlerinden istediği ve vasiyet ettiği en önemli taleplerinden birisi de Ayasofya’nın cami olarak tekrar ibadete kavuşturulmasıdır. Bakınız buna çok önem veriyor. Risale-i Nur külliyatında bir çok yerde bunu dile getiriyor. “... Âlem-i İslâm’ı, hattâ bir kısım Hıristiyan devletlerini de memnun etmek için Ayasofya’yı muzahrefattan temizleyip ibadet mahalli yapmaktır.” (Emirdağ Lâhikası 2 - 245) Dolayısıyla koca bir İslâm Âleminin abidesi, Hıristiyanların da memnun kalacağı, iman ve inancın mümessili, temsilcisi bir Ayasofya Camiini tekrar eski haline çevirmek; Hindistan‘daki, Suudi Arabistan’daki, Asya’daki, Avrupa’daki, Amerika’daki Müslümanları da, açıkçası bütün dünya Müslümanlarını da memnun edecektir. Böyle bir mabedin bu kadar müslümanların rızasını almadan, görüşünü sormadan, aslına uygun vazifesinin dışında bir şeyde kullanılması mümkün müdür? Bunu yapan bütün dünya Müslümalarının nefretini üzerine almış olmaz mı? Bırakınız böyle bir görüş alma yoluna gitmek, ihtişamlı bir imparatorluğun şu an bulunduğumuz sınırlar içerisine sıkışmasına rağmen, Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları içerisinde yaşayan müslümanların bile oylarına müracaat edip, Ayasofya’nın camiden müzeye çevrilmesi için muvafakat alınmamıştır.  Ayasofya Camii alemi İslam’ın ortak kültür mirasıdır. İstanbul fethedildikten sonra Mimar Sinan tarafından Ayasofya Camii yeniden imal edilmiştir. Dolayısıyla Ayasofya Vamiinin 1453 yılından önceki tarihlerle bir bağı bağlantısı kalmadığı gibi, artık İstanbul’da İslam âleminin adeta merkezi halinde bulunmaktadır. 19.06.2020 Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Ekleme Tarihi: 19 Haziran 2020 - Cuma

AYASOFYA CAMİİNİ İBADETE AÇMAK 1

Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri, sınırları üç kıtada yeri olan büyük bir imparatorluğun ilk Padişahlarındandır.
Fatih sultan Mehmed öyle sıradan bir padişah değildir İslam’ın peygamberi Hazreti Muhammed Aleyhissalat-u Vesselamın müjdelerine de mazhar olmuş bir padişahtır. Dolayısıyla Fatih Sultan Mehmed’i sıradan bir insan olarak kabul etmek gaflet ve dalaletin en büyüğüdür.

“İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur.”
 (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 335; Buharî, et-Tarihu’l-Kebir, I, 81; et-Tarihu’s-Sağîr, I, 306; el-Bezzâr, el-Müsned, el-Müsned, c. II, s. 308; Taberani, el-Mu’cemu’l-Kebir, II, 38; Hakim, Müstedrek, IV, 422; Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, VI, 219.)

1453 yılına kadar İstanbul Müslümanların ikamet ettiği şehir olmadığı gibi orada yaşayanların da kâhir ekseriyeti gayrimüslimler olduğu için, o zaman İsanbul’da bulunan Ayasofya onların dini geleneklerine göre kullanılmakta idi.

1453 yılı sadece İstanbul’un fethi değil, İstanbul fethedilirken kullanılan teknoloji, bir yeni çağı açıp, eski bir çağı kapatmaya sebep olmuştur. Dolayısıyla Ayasofya Yeni Çağın başlangıcı bir camiidir.

Ayasofya Camiinin mülkiyetini Fatih Sultan Mehmed Hazretleri, bizzat parasını vererek satın almıştır.

1453 yılından 1934 yılına kadar Ayasofya Camii, sadece şu andaki içinde bulunduğumuz sınırlar içerisindeki Türkiye’mizdeki Müslümanların cami değildi.

Osmanlı İmparatorluğu’nun, bir taraftan Asya, diğer taraftan Afrika, öbür taraftan Avrupa kıtalarında, himayesinde olduğu ve donanması bulunduğu yaklaşık 90 ülkenin de temsilcisi, kalben, ruhen bağlı oldukları istisna bir temsiliyeti olan camiidir.

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin Cumhuriyet hükümetlerinden istediği ve vasiyet ettiği en önemli taleplerinden birisi de Ayasofya’nın cami olarak tekrar ibadete kavuşturulmasıdır.

Bakınız buna çok önem veriyor. Risale-i Nur külliyatında bir çok yerde bunu dile getiriyor.

“... Âlem-i İslâm’ı, hattâ bir kısım Hıristiyan devletlerini de memnun etmek için Ayasofya’yı muzahrefattan temizleyip ibadet mahalli yapmaktır.” (Emirdağ Lâhikası 2 - 245)

Dolayısıyla koca bir İslâm Âleminin abidesi, Hıristiyanların da memnun kalacağı, iman ve inancın mümessili, temsilcisi bir Ayasofya Camiini tekrar eski haline çevirmek; Hindistan‘daki, Suudi Arabistan’daki, Asya’daki, Avrupa’daki, Amerika’daki Müslümanları da, açıkçası bütün dünya Müslümanlarını da memnun edecektir.

Böyle bir mabedin bu kadar müslümanların rızasını almadan, görüşünü sormadan, aslına uygun vazifesinin dışında bir şeyde kullanılması mümkün müdür? Bunu yapan bütün dünya Müslümalarının nefretini üzerine almış olmaz mı?

Bırakınız böyle bir görüş alma yoluna gitmek, ihtişamlı bir imparatorluğun şu an bulunduğumuz sınırlar içerisine sıkışmasına rağmen, Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları içerisinde yaşayan müslümanların bile oylarına müracaat edip, Ayasofya’nın camiden müzeye çevrilmesi için muvafakat alınmamıştır. 

Ayasofya Camii alemi İslam’ın ortak kültür mirasıdır. İstanbul fethedildikten sonra Mimar Sinan tarafından Ayasofya Camii yeniden imal edilmiştir. Dolayısıyla Ayasofya Vamiinin 1453 yılından önceki tarihlerle bir bağı bağlantısı kalmadığı gibi, artık İstanbul’da İslam âleminin adeta merkezi halinde bulunmaktadır.

19.06.2020
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

27
Nisan
20
Nisan
14
Nisan
11
Nisan
08
Nisan
06
Nisan
03
Nisan
29
Mart
22
Aralık
17
Aralık
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.