Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Köşe Yazarı
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
 

ASRIN DERDİ İLE DERTLENEN ADAM 36

ASRIN DERDİ İLE DERTLENEN ADAM (Vefatının sene-i devriyesi vesilesiyle) BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ 36 Vahşet ve Dehşet Asrı İnsanlığın içinde bulunduğu bu kadar nim medeni bir hali tarih kaydetmemiştir. Medeni olduğunu iddia eden insan şeklindeki bir canavarın, masum çocuğu boğazlamasından daha vahşet bir olay, hangi çağda yaşanmıştır. Bir aç canavarın, başka bir hayvanın yavrusuna gösterdiği şefkati, günümüz canavarlaşmış sözde insanları, çocuklarımıza göstermiyor. İşte insanlığa bu noktadan bir halaskar, kurtarıcı lazım. Bu nasıl olacak? Sözün bittiği yer tam da burasıdır.    "Zemin yüzünün bu asra kadar görmediği bir vahşet ve dehşetin sebebi olan dinsizlik ve ilhadı (imansızlığı), Bediüzzaman ortadan kaldırmaya inâyet-i Hak ile muvaffak olacaktır. "(10/160)    Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi,  bu hakikatleri yüksek makamlara duyurmak için her türlü vasıtayı kullanmış ve doğruları her ortamda söylemeye gayret göstermiştir. Bakınız bu güttüğü davalarından şahsını nazara vermediği müdafaasından bir küçük parçayı ben şahsileştirerek aktarıyorum:    "Haşirdeki (dirilme meydanındaki) Mahkeme-i Kübrâ'ya (hesap verilecek büyük mahkemeye) bir arzuhaldir (dilekçe) ve dergâh-ı İlâhiye'ye bir şekvâdır (şikayettir) ve bu zamanda Mahkeme-i Temyiz ve istikbaldeki (gelecekteki) dârü'l-fünunların (üniversitelerin) münevver (aydın) muallim (öğretmen) ve talebeleri dahi dinlesinler...    ... Ben de otuz-kırk sene hayatımı bilenleri ve Nur'un binler has şakirdlerini (talebelerini) işhad ederek (şahit göstererek) derim:  İstanbul'u işgal eden İngiliz'in başkumandanı İslâm içinde ihtilâf atıp hatta Şeyhülislâmı ve bir kısım hocaları kandırıp birbiri aleyhine sevkederek itilafçı (ayrılıkçı), ittihadçı (birleşmiş) fırkaları birbirine uğraştırmasıyla ve Yunan'ın galebesine (üstün gelmesine) ve harekât-ı milliyenin mağlubiyetine (yenilmesine) zemin hazırladığı bir sırada, İngiliz ve Yunan aleyhinde "Hutuvât-ı Sitte" eserimi Eşref Edib'in gayretiyle tab' ve neşretmekle o kumandanın dehşetli plânını kırıp ve onun îdam tehdidine karşı geri çekilmedim.  Ankara reisleri o hizmetim için beni çağırdıkları halde Ankara’ya kaçmadım. Esârette Rus'un Başkumandanın îdam kararına ehemmiyet vermedim. 31 Mart hâdisesinde sekiz taburu bir nutukla itaata getirdim.  Divan-ı Harb-i Örfî'de, mahkemedeki paşaların;  "Sen mürtecisin, şeriât istemişsin." diye suallerine karşı îdama beş para ehemmiyet vermedim.  "Eğer meşrutiyet bir fırkanın istibdadından ibaret ise, bütün cin ve ins şahit olsun ki; ben mürteciyim ve şeriatın bir tek mes'elesine ruhumu feda etmeye hazırım" dedim. O büyük zâbitleri hayretle takdire sevkedip, îdamımı beklerken berâetime karar verdikleri ve tahliye olup dönerken ve onlara teşekkür etmeyerek "Zâlimler için yaşasın Cehennem!" diye yolda bağırdım.” Kur’an’ın Mucize Olması Bediüzzaman Hazretleri Risaleyi Nur külliyatında özellikle 25. sözde Kur’an’ın mucize olduğunu, yani Allah’ın kelamı olduğunu ve Cebrail Aleyhisselam vasıtasıyla peygamberimize vahiy olarak gönderildiğini ispat etmektedir. Öyle ki, Kur’an’ın mucize olduğunu hem görenlere yani gözlü tabakasına, hem de işiten yani kulaklı tabakasında misalleriyle göstermekte ve inkarcıları teslime adeta mecbur etmektedir. Kendisini tanıyıp eserlerini okuyunca görülecektir ki, çok iddialıdır. İddiasını aklı ve mantıki delillerle ortaya koymaktadır: Bu hususta bakınız kendileri ne söylüyor: ”Evet herbir cihet ile ayn-ı şuur (bilincin ve anlayışın ta kendisi) olan âyât-ı Kur’âniye’nin (Kur’an ayetlerinin) böyle yirmi vechile (yönü ile) ve yirmi parmakla aynı şeye müttefikan (ittifakla) işaretleri tasrih derecesinde (açık bir şekilde) bana kanaat veriyor. Benim kanaatıma iştirak etmeyen bu ittifaka ne diyecek? Ve ne diyebilir? Hangi kuvvet bu ittifakı bozar?  Resâili'n-Nur bu asra gelen işarât-ı Kur'âniye'ye (Kur’an’ın işaretlerine) hususi b…
Ekleme Tarihi: 28 Ekim 2019 - Pazartesi

ASRIN DERDİ İLE DERTLENEN ADAM 36

ASRIN DERDİ İLE DERTLENEN ADAM
(Vefatının sene-i devriyesi vesilesiyle)
BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ 36

Vahşet ve Dehşet Asrı
İnsanlığın içinde bulunduğu bu kadar nim medeni bir hali tarih kaydetmemiştir. Medeni olduğunu iddia eden insan şeklindeki bir canavarın, masum çocuğu boğazlamasından daha vahşet bir olay, hangi çağda yaşanmıştır. Bir aç canavarın, başka bir hayvanın yavrusuna gösterdiği şefkati, günümüz canavarlaşmış sözde insanları, çocuklarımıza göstermiyor. İşte insanlığa bu noktadan bir halaskar, kurtarıcı lazım. Bu nasıl olacak? Sözün bittiği yer tam da burasıdır. 
 
"Zemin yüzünün bu asra kadar görmediği bir vahşet ve dehşetin sebebi olan dinsizlik ve ilhadı (imansızlığı), Bediüzzaman ortadan kaldırmaya inâyet-i Hak ile muvaffak olacaktır. "(10/160) 
 
Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi,  bu hakikatleri yüksek makamlara duyurmak için her türlü vasıtayı kullanmış ve doğruları her ortamda söylemeye gayret göstermiştir. Bakınız bu güttüğü davalarından şahsını nazara vermediği müdafaasından bir küçük parçayı ben şahsileştirerek aktarıyorum: 
 
"Haşirdeki (dirilme meydanındaki) Mahkeme-i Kübrâ'ya (hesap verilecek büyük mahkemeye) bir arzuhaldir (dilekçe) ve dergâh-ı İlâhiye'ye bir şekvâdır (şikayettir) ve bu zamanda Mahkeme-i Temyiz ve istikbaldeki (gelecekteki) dârü'l-fünunların (üniversitelerin) münevver (aydın) muallim (öğretmen) ve talebeleri dahi dinlesinler... 
 
... Ben de otuz-kırk sene hayatımı bilenleri ve Nur'un binler has şakirdlerini (talebelerini) işhad ederek (şahit göstererek) derim: 
İstanbul'u işgal eden İngiliz'in başkumandanı İslâm içinde ihtilâf atıp hatta Şeyhülislâmı ve bir kısım hocaları kandırıp birbiri aleyhine sevkederek itilafçı (ayrılıkçı), ittihadçı (birleşmiş) fırkaları birbirine uğraştırmasıyla ve Yunan'ın galebesine (üstün gelmesine) ve harekât-ı milliyenin mağlubiyetine (yenilmesine) zemin hazırladığı bir sırada, İngiliz ve Yunan aleyhinde "Hutuvât-ı Sitte" eserimi Eşref Edib'in gayretiyle tab' ve neşretmekle o kumandanın dehşetli plânını kırıp ve onun îdam tehdidine karşı geri çekilmedim. 
Ankara reisleri o hizmetim için beni çağırdıkları halde Ankara’ya kaçmadım.
Esârette Rus'un Başkumandanın îdam kararına ehemmiyet vermedim.
31 Mart hâdisesinde sekiz taburu bir nutukla itaata getirdim. 
Divan-ı Harb-i Örfî'de, mahkemedeki paşaların; 
"Sen mürtecisin, şeriât istemişsin." diye suallerine karşı îdama beş para ehemmiyet vermedim. 
"Eğer meşrutiyet bir fırkanın istibdadından ibaret ise, bütün cin ve ins şahit olsun ki; ben mürteciyim ve şeriatın bir tek mes'elesine ruhumu feda etmeye hazırım" dedim.
O büyük zâbitleri hayretle takdire sevkedip, îdamımı beklerken berâetime karar verdikleri ve tahliye olup dönerken ve onlara teşekkür etmeyerek "Zâlimler için yaşasın Cehennem!" diye yolda bağırdım.”

Kur’an’ın Mucize Olması
Bediüzzaman Hazretleri Risaleyi Nur külliyatında özellikle 25. sözde Kur’an’ın mucize olduğunu, yani Allah’ın kelamı olduğunu ve Cebrail Aleyhisselam vasıtasıyla peygamberimize vahiy olarak gönderildiğini ispat etmektedir.
Öyle ki, Kur’an’ın mucize olduğunu hem görenlere yani gözlü tabakasına, hem de işiten yani kulaklı tabakasında misalleriyle göstermekte ve inkarcıları teslime adeta mecbur etmektedir.

Kendisini tanıyıp eserlerini okuyunca görülecektir ki, çok iddialıdır. İddiasını aklı ve mantıki delillerle ortaya koymaktadır: Bu hususta bakınız kendileri ne söylüyor:

”Evet herbir cihet ile ayn-ı şuur (bilincin ve anlayışın ta kendisi) olan âyât-ı Kur’âniye’nin (Kur’an ayetlerinin) böyle yirmi vechile (yönü ile) ve yirmi parmakla aynı şeye müttefikan (ittifakla) işaretleri tasrih derecesinde (açık bir şekilde) bana kanaat veriyor. Benim kanaatıma iştirak etmeyen bu ittifaka ne diyecek? Ve ne diyebilir? Hangi kuvvet bu ittifakı bozar? 
Resâili'n-Nur bu asra gelen işarât-ı Kur'âniye'ye (Kur’an’ın işaretlerine) hususi b…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

20
Nisan
14
Nisan
11
Nisan
08
Nisan
06
Nisan
03
Nisan
29
Mart
22
Aralık
17
Aralık
12
Aralık
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.