Nesibe TÜKEL
Köşe Yazarı
Nesibe TÜKEL
 

VATAN SEVGİSİ KURU BİR İFADE DEĞİL.

VATAN SEVGİSİ KURU BİR İFADE DEĞİL. Vatan... Bayrak... Din... Kutsal değerlerimiz... Birisi namahrem elini uzatsa tıpkı Sütçü imam, Nene Hatun ve nice vatanın ASLAN yürekli evlatları gibi o eli, o elleri kesmesini bilen bir milletiz. Bu konuda hiç bir müsamağımız yoktur. Tıpkı 15 Temmuz da olduğu gibi. Aşağıda ki mektup sonunun şehadet olduğunu bilen KINALI KUZULARDAN bir tanesinin 31 Mayıs 1915 te  ailesine gönderdiği mektup. Şimdi sıra s(b)izde EMPATİ YAPIN ve kendinizi bu KINALI kuzunun yerine koyup bir de siz HELÂLLEŞME MEKTUBU YAZIN.  BİR ŞEHİDİN SON MEKTUBU[1] “Sevgili Babacığım, Valideciğim, Arıburnu’nda ilk girdiğim müthiş muharebede sağ yanımdan ve pantolonumdan kurşun geçti, hamdolsun kurtuldum. Fakat bundan sonra gireceğim muharebelerden kurtulacağıma ümidim olmadığından bir hatıra olmak üzere şu yazılarımı yazıyorum. Hamdü senalar olsun Cenab-ı Hakka ki beni bu rütbeye kadar isal etti. Yine mukadderatı ilahiye olarak beni asker yaptı. Siz de ebeveynim olmak dolayısıyla beni vatan ve millete hizmet etmek için ne suretle yetiştirmek mümkün ise öylece yetiştirdiniz. Sebeb-i feyz-ü refikim ve hayatım oldunuz. Cenab-ı Hakk’a ve sizlere çok teşekkür ederim. Şimdiye kadar milletin bana verdiği parayı bugün hak etmek zamanıdır. Vazife-i mukladdese-i vatan iyeyi ifaya cehdediyorum. Rütbe-i şahadete suud edersem Cenab-ı Hakk’ın en sevimli kulu olduğuma kanaat edeceğim. Asker olduğu için bu her zaman benim için pek yakındır, sevgili babacığım ve valideciğim. Gözbebeğim olan zevcem Münevver ve oğlum Nezih’ciğimi evvela Cenab-ı Hakk’ın, saniyen sizin himayenize tevdi ediyorum. Onlar hakkında ne mümkün ise lütfen yapınız. Oğlumun talim ve terbiyesine siz de refikamla birlikte lütfen sâyediniz. Servetimizin olmadığı malumdur. Mümkün olandan fazla bir şeyi isteyemem, istesem de pek beyhudedir.  Refikama hitaben yazdığım melfuf mektubu lütfen kendi eline veriniz. Fakat çok müteessir olacaktır, o teessürü izale edecek veçhile veriniz. Ağlayacak üzülecek tabii müteselli ediniz. Mukadderat-ı İlâhiye böyle imiş. Matlubat ve düyunatım hakkında refikam mektubunda lef ettiğim deftere ehemmiyet veriniz. Münevver’in hafızasında ve yahut kendi defterinde mukayyet düyunat da doğrudur. Münevver’e yazdığım mektubum daha mufassaldır, kendisinden sorunuz. Sevgili baba ve valideciğim, belki bilmeyerek size karşı bir çok kusurlarda bulunmuşumdur. Beni affediniz, hakkınızı helâl ediniz, ruhumu şâdediniz, işlerimizin tasviyesinde refikama muavenet ediniz ve muin olunuz.” Sevgili Hemşirem Lütfiyeciğim; Bilirsiniz ki sizi çok severim. Sizin için ve sayimin yettiği nisbette ne yapmak lâzımsa yapmak isterdim. Belki size karşı da kusur etmişimdir, beni affet, mukadderat-ı ilâhiye böyleymiş, hakkını helâl et, ruhumu şâdet, yengeniz Münevver hanımla oğlum Nezihe sen de yardım et. Sizi de Cenab-ı Hakk’ın lütuf ve himayesine tevdi ediyorum. Ey akraba ve ehibba ve evda, cümlenize elveda, cümleniz hakkınızı helâl ediniz. Benim tarafımdan cümlenize hakkım helâl olsun. Elveda elveda cümlenizi Cenab-ı Hakk’a tevdi ve emanet ediyorum. Ebediyen Allah’a ısmarladım. Sevgili babacığım ve valideciğim. Oğlunuz Mehmet Tevfik [1]  GENÇCAN, Mehmet İhsan; Çanakkale Savaşları ve Menkibeler, S. 130-132 Nesibe TÜKEL
Ekleme Tarihi: 10 Temmuz 2020 - Cuma

VATAN SEVGİSİ KURU BİR İFADE DEĞİL.

VATAN SEVGİSİ KURU BİR İFADE DEĞİL.

Vatan...
Bayrak...
Din...
Kutsal değerlerimiz...
Birisi namahrem elini uzatsa tıpkı Sütçü imam, Nene Hatun ve nice vatanın ASLAN yürekli evlatları gibi o eli, o elleri kesmesini bilen bir milletiz. Bu konuda hiç bir müsamağımız yoktur. Tıpkı 15 Temmuz da olduğu gibi.

Aşağıda ki mektup sonunun şehadet olduğunu bilen KINALI KUZULARDAN bir tanesinin 31 Mayıs 1915 te  ailesine gönderdiği mektup. Şimdi sıra s(b)izde EMPATİ YAPIN ve kendinizi bu KINALI kuzunun yerine koyup bir de siz HELÂLLEŞME MEKTUBU YAZIN. 

BİR ŞEHİDİN SON MEKTUBU[1]

“Sevgili Babacığım, Valideciğim,

Arıburnu’nda ilk girdiğim müthiş muharebede sağ yanımdan ve pantolonumdan kurşun geçti, hamdolsun kurtuldum. Fakat bundan sonra gireceğim muharebelerden kurtulacağıma ümidim olmadığından bir hatıra olmak üzere şu yazılarımı yazıyorum.

Hamdü senalar olsun Cenab-ı Hakka ki beni bu rütbeye kadar isal etti. Yine mukadderatı ilahiye olarak beni asker yaptı. Siz de ebeveynim olmak dolayısıyla beni vatan ve millete hizmet etmek için ne suretle yetiştirmek mümkün ise öylece yetiştirdiniz. Sebeb-i feyz-ü refikim ve hayatım oldunuz. Cenab-ı Hakk’a ve sizlere çok teşekkür ederim.

Şimdiye kadar milletin bana verdiği parayı bugün hak etmek zamanıdır. Vazife-i mukladdese-i vatan iyeyi ifaya cehdediyorum. Rütbe-i şahadete suud edersem Cenab-ı Hakk’ın en sevimli kulu olduğuma kanaat edeceğim. Asker olduğu için bu her zaman benim için pek yakındır, sevgili babacığım ve valideciğim. Gözbebeğim olan zevcem Münevver ve oğlum Nezih’ciğimi evvela Cenab-ı Hakk’ın, saniyen sizin himayenize tevdi ediyorum. Onlar hakkında ne mümkün ise lütfen yapınız. Oğlumun talim ve terbiyesine siz de refikamla birlikte lütfen sâyediniz. Servetimizin olmadığı malumdur. Mümkün olandan fazla bir şeyi isteyemem, istesem de pek beyhudedir. 

Refikama hitaben yazdığım melfuf mektubu lütfen kendi eline veriniz. Fakat çok müteessir olacaktır, o teessürü izale edecek veçhile veriniz. Ağlayacak üzülecek tabii müteselli ediniz. Mukadderat-ı İlâhiye böyle imiş. Matlubat ve düyunatım hakkında refikam mektubunda lef ettiğim deftere ehemmiyet veriniz. Münevver’in hafızasında ve yahut kendi defterinde mukayyet düyunat da doğrudur. Münevver’e yazdığım mektubum daha mufassaldır, kendisinden sorunuz.

Sevgili baba ve valideciğim, belki bilmeyerek size karşı bir çok kusurlarda bulunmuşumdur. Beni affediniz, hakkınızı helâl ediniz, ruhumu şâdediniz, işlerimizin tasviyesinde refikama muavenet ediniz ve muin olunuz.”

Sevgili Hemşirem Lütfiyeciğim;

Bilirsiniz ki sizi çok severim. Sizin için ve sayimin yettiği nisbette ne yapmak lâzımsa yapmak isterdim. Belki size karşı da kusur etmişimdir, beni affet, mukadderat-ı ilâhiye böyleymiş, hakkını helâl et, ruhumu şâdet, yengeniz Münevver hanımla oğlum Nezihe sen de yardım et. Sizi de Cenab-ı Hakk’ın lütuf ve himayesine tevdi ediyorum.

Ey akraba ve ehibba ve evda, cümlenize elveda, cümleniz hakkınızı helâl ediniz. Benim tarafımdan cümlenize hakkım helâl olsun. Elveda elveda cümlenizi Cenab-ı Hakk’a tevdi ve emanet ediyorum. Ebediyen Allah’a ısmarladım. Sevgili babacığım ve valideciğim.

Oğlunuz
Mehmet Tevfik

[1]  GENÇCAN, Mehmet İhsan; Çanakkale Savaşları ve Menkibeler, S. 130-132

Nesibe TÜKEL

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.