"Biz Nasıl Hritisyanlaştırıldık" adlı makalemde Osmanlı'nın son döneminden günümüze kadar olan dönem içinde Hristiyanların örf ve adetlerini nasıl benimsediğimizi kısaca da olsa kaleme almıştım. Kısaca şöyle geçmişe dönüp bakarsak biz Hristiyan Avrupa'nın hangi örf ve adetlerini aldık madde madde yeniden yazalım...   a) Moda Akımı b) Güzellik Yarışmaları c) Kadın ve Erkekli dans d) Yılbaşı Kutlaması, Noel Ağaçları Yapılıp Süslenmesi, Noel Baba figürlerinin ortaya Çıkması e) Özel Günler (Anneler, Babalar, Sevgililer, Doğum ve Elilik Yıl dönümleri gibi) f) Cuma Tatil Günün Pazar gününe alınması   Yukarıda saydıklarımız Osmanlı'nın son zamanlarından Cumhuriyet dönemi ile Hristiyan Avrupa milleti tarafından içimize sokulan adet ve gelenekler... Savaş sadece iki ya da bir kaç devlet arasında silahlı mücadele etmek demek değildir. Soğuk ve sıcak savaş diye iki kısma ayrsak da savaşın çeşitleri vardır.  Savaşın çeşitlerini silahlı müadece, ekonomik savaş ve ahlak savaşı olarak da sıralayabiliriz. Silahlı mücdelede devletler birbirleri ile karşı karşıya savaşır, mücadele eder. Ekonomik savaşta ise hangi devlet ekonomisi ile üstünse diğer devletin üzerinde üstünlük kurup o devletin ekonomik yapısı ile oynar. Hele bir de ahlak savaşı var ki bu diğer savaşlardan daha da beterdir. Bir toplumu üstün tutan kesinlikle ahlak yapısıdır. Ahlak bir toplumun en güzel süsüdür. Öyle ki sizinle mücadele eden diğer devletler sizi her açıdan yenemiyorsa sizi tek yeneceği metod ahlak kavramı ile oynanmasıdır. Daha dün Çanakkale geçilmesin ve düşman Anadolu'yu ele geçirmesin yapılan mücadeleleri kazandık evet ama asıl "Ahlak Savaşı'nı" kaybettik. Ahlak Savaşı'da ne mi oluyor? Bir toplumu özellikle de Müslüman olan bir toplumu savaş meydanlarında yenemeyen Avrupa bizim içimize kendi örf ve adetlerini koyarak, bizleri kendilerine benzeterek yenmeyi başardı. Öyle ki kısaca günlük yaşantılarımıza bir bakarsak ne kadar Avrupalılaştık, görmüş oluruz. Avrupalılaşmak, sanayi ve teknoloji anlamda bilgi sahibi olmaksa kabul ancak biz Avrupalılaşarak Avrupa'nın ne kadar iğrenç ve ahlak dışı unsurları varsa hepsini aldık.   Bugüne gelirsek eğer... Bugün iktidarda Ak Parti var. Biz Ak Parti ile ne kadar daha Avrupalı olduk?   Ak Parti ile zina serbest oldu. Hatırlarsanız Sayın Cumhurbaşkanı bir ara zina konusunda hata yaptığını ifade etmişti. Ancak o hata bugün çok büyük felaketleri beraberinde getirdi. Öyle ki bugün zina o kadar meşrulaştı ki normal bir hal alır duruma geldi. Yazık ki bu durum bir milletin ahlaki anlamda çöküşün hızlanma sürecini ilerletti.   Yine Ak Parti iktidarı ile 6284 nolu yasayı çıkardık aileleri böldük. Bu yasayı çıkarmak yetmezmiş gibi Ak Parti iktidarı ile "İstanbul Sözleşmesi'ni" imzaladık. Bu sözleşme ile aile kavramını tamamen ortadan kaldırdık.   Aynı bu iktidar ile genç evlilerin eşlerine hapis cezasını kanunlaştırdık. Öyle bir duruma geldik ki, evli olan ancak küçük yaşta evlendiği için hapis yatan insanların sayısı hat safhaya ulaştı. Öyle ki sokak ortasında 15-16 yaşlarında ki genç erkek ve kızların uygunsuz hareketleri serbest ancak evlilikleri ise tamamen yasak. Bugün onlarca genç kızlarımız evlerinde eşsiz, genç erkeklerimiz ise cezaevlerinde ömürlerini harcamakta.   Şimdi şöyle bir düşünelim. Biz Avrupalı olacağız diye ne kadar Hristiyanlaştık? Biz Avrupalı olacağız diye anlamadan nasıl Hristiyan gibi yaşamaya başladık.   Asıl savaş meydanlarda mertçe vuruşmak değildir. Asıl savaş düşmanına benzememektir?   Bir Hadis-i Şerif'te Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) “Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır.” diyor.   Şimdi asıl soru şu, biz Hristiyan Avrupalılara benzemeye çalışarak ne kadar Hristiyan gibi yaşamaya başladık? Ya da biz ne zaman Hristiyanlaştık?   Selam ve dua ile...