Murat  MARAP
Köşe Yazarı
Murat MARAP
 

Bir musibet, Bin nasihat...

Bugün İslam coğrafyasına bakıyorum da neden bütün bu sıkıntıları  müslümanlar yaşıyor? Neden bu zulümleri müslümanlar görüyor? Neden sadece İslam topraklarında savaşlar var? Şöyle bir bakın, başta Suriye olmak nerede kan  ve gözyaşı varsa kesinlikle orası İslam toprağı. İnsanoğlu yaşadıklarından ders çıkarmazsa hayatını hep olumsuzluklarla geçirir. Bu kural devletler içinde geçerli. Unutmayın siz ne kadar ALLAH'ta (c.c.) uzaklaşırsanız ALLAH'da (c.c.) sizden o kadar uzaklaşır. Bir ve diri olmak için Kur'an'da "ALLAH'ın ipine sımsıkı sarılın" diyor alemleri yaradan. Atalarımızın "bir musibet bin nasihattan evladır" sözünü unutmamak gerekir.  Bu sözü baz alarak ibretlik bir olayı anlatmak istiyorum. 2000'li yılların başlarında Ankara Büyükşehir Belediyesi'de çalışıyorum. Ankara Büyükşehir Belediyesi Buz Hokeyi takımında Bosna Hersek'li Emir isminde bir kardeşimiz oynuyordu. Bir ara kendisi şahsımı ziyarete geldi. Bir yandan çayımız yudumlarken bir yandan da sohebetimizi yapıyorduk. Söz sözü açtıkca konu Bosna savaşına geldi. Bir ara bu kardeşimize  "Emir, Bosna savaşı çıkmadan önce Bosna'da ki İslami durum ile savaştan sonraki İslami durum arasında bir fark var mı" diye sordum. Emir bana "Abi hayatımda evde namaz kılan kimseyi görmedim, ne annem ne babam ne de dedem namaz kılmazlardı. Hatta hiç birinin beni kolumdan tutup camiye götürdüğünü de bilmem ancak ne zaman Bosna'da savaş çıktı herkes müslüman oldu. Namaz kılmayan annem, babam, dedem ve Bosna halkı namaz kılmaya başladı. Biz asıl Bosna savaşından sonra müslüman olduk" dedi bana. Şöyle bir kendimce düşündüm, o an atalarımızın "Bir musibet bir nasihatten evladır" sözü geldi aklıma. Bu sohbetten sonra kendimle çok savaştım, Bizde aynı Bosna gibi olur muyuz" diye. Neden mi? Şöyle bir dönüp hem kendimize hem de çevremize bir  bakalım. Kaç kişimiz İslam'ı gerektiği gibi yaşayabiliyoruz?  Bu vurdumduymazlıklar neden? Her tarafımız ateş çemberi ancak bizler  hala hiçbir şey yokmuş gibi davranıyoruz? İlla başımıza Bosna gibi (mazallah)  bir musibet olay mı gelmesi lazım? Bugün İslam coğrafyasının içler acısı durumuna bir bakın. Bir yanda zulüm gören müslümanlar diğer yanda hiçbir şey yokmuş gibi davranan müslümanlar. Bize ne oldu, neden biz bu kadar vurdumduymaz ve önemsemez olduk? Bu uyku nereye kadar? Biz toplum olarak ne zaman uyanacağız? İlla başımıza bir musibet geldiğinde  mi ALLAH diye feryat figan edeceğiz? Büyük musibetler yaşamadan derhal kendimize, özümüze dönmeliyiz. Mazallah yarın çok geç olabilir. Selam ve dua ile
Ekleme Tarihi: 08 Eylül 2018 - Cumartesi

Bir musibet, Bin nasihat...


Bugün İslam coğrafyasına bakıyorum da neden bütün bu sıkıntıları 
müslümanlar yaşıyor? Neden bu zulümleri müslümanlar görüyor? Neden sadece İslam
topraklarında savaşlar var? Şöyle bir bakın, başta Suriye olmak nerede kan 
ve gözyaşı varsa kesinlikle orası İslam toprağı.

İnsanoğlu yaşadıklarından ders çıkarmazsa hayatını hep olumsuzluklarla geçirir. Bu kural devletler içinde geçerli. Unutmayın siz ne kadar ALLAH'ta (c.c.) uzaklaşırsanız ALLAH'da (c.c.) sizden o kadar uzaklaşır. Bir ve diri olmak için Kur'an'da "ALLAH'ın ipine sımsıkı sarılın" diyor alemleri yaradan.
Atalarımızın "bir musibet bin nasihattan evladır" sözünü unutmamak gerekir. 
Bu sözü baz alarak ibretlik bir olayı anlatmak istiyorum.
2000'li yılların başlarında Ankara Büyükşehir Belediyesi'de çalışıyorum.
Ankara Büyükşehir Belediyesi Buz Hokeyi takımında Bosna Hersek'li Emir isminde bir kardeşimiz oynuyordu. Bir ara kendisi şahsımı ziyarete geldi.
Bir yandan çayımız yudumlarken bir yandan da sohebetimizi yapıyorduk.
Söz sözü açtıkca konu Bosna savaşına geldi. Bir ara bu kardeşimize 
"Emir, Bosna savaşı çıkmadan önce Bosna'da ki
İslami durum ile savaştan sonraki İslami durum arasında bir fark var mı" diye
sordum. Emir bana "Abi hayatımda evde namaz kılan kimseyi görmedim, ne annem ne
babam ne de dedem namaz kılmazlardı. Hatta hiç birinin beni kolumdan tutup camiye
götürdüğünü de bilmem ancak ne zaman Bosna'da savaş çıktı herkes müslüman oldu.
Namaz kılmayan annem, babam, dedem ve Bosna halkı namaz kılmaya başladı. Biz asıl
Bosna savaşından sonra müslüman olduk" dedi bana.
Şöyle bir kendimce düşündüm, o an atalarımızın "Bir musibet bir nasihatten evladır"
sözü geldi aklıma. Bu sohbetten sonra kendimle çok savaştım, Bizde aynı Bosna gibi
olur muyuz" diye. Neden mi? Şöyle bir dönüp hem kendimize hem de çevremize bir 
bakalım. Kaç kişimiz İslam'ı gerektiği gibi yaşayabiliyoruz? 
Bu vurdumduymazlıklar neden? Her tarafımız ateş çemberi ancak bizler 
hala hiçbir şey yokmuş gibi davranıyoruz? İlla başımıza Bosna gibi (mazallah) 
bir musibet olay mı gelmesi lazım?
Bugün İslam coğrafyasının içler acısı durumuna bir bakın. Bir yanda zulüm
gören müslümanlar diğer yanda hiçbir şey yokmuş gibi davranan müslümanlar.
Bize ne oldu, neden biz bu kadar vurdumduymaz ve önemsemez olduk? Bu uyku nereye
kadar? Biz toplum olarak ne zaman uyanacağız? İlla başımıza bir musibet geldiğinde 
mi ALLAH diye feryat figan edeceğiz? Büyük musibetler yaşamadan derhal kendimize,
özümüze dönmeliyiz. Mazallah yarın çok geç olabilir.

Selam ve dua ile

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.