Murat  MARAP
Köşe Yazarı
Murat MARAP
 

AHLAK EROZYONUN SUÇLUSU KİM?

Toplumları ayakta tutan ve toplumları onurlandıran ahlak ve maneviyatlarıdır. Eğer bir toplumu yıkmak gerekirse o toplumun ahlakı ile oynamak yeterlidir. Ahlak faziletlerin en üstünüdür. Üstünlük çökerse her şey çöker. Son dönemlerde en çok şikayet ettiğimiz şeylerin başında toplumumuzun ne kadar çok yozlaştığı ahlak ve maneviyattan ne kadar çok uzaklaştığı konuşulmakta. En alt tabakadan en üst tabakaya kadar herkes bu konuda bütün serzenişte bulunuyor. Peki toplumumuzun bu derece ahlak erozyonuna uğramasının sebebi ya da sebepleri nelerdir? Durup dururken mi bu toplum ahlak erozyonuna uğradı? Aslına bakarsanız hepsin de bir sebebi var. Şöyle ki: Daha önceleri de bir makalemde yazmıştım, Osmanlıyı yıkamayan Batı medeniyeti içimize kendi öğretilerini sokmaya başladılar. Öyle ki kendilerine benzersek zaten bizimle de savaşmanın artık bir ehemmiyeti onlar açısından kalmayacaktı. Ve nitekim de öyle oldu. Öyle ya batının kendi örf ve adetlerinden ne var ne yok neredeyse hepsini aldık ve kendi örf ve adetimizmiş gibi benimsedik. Toplum ahlak ve maneviyat açısından bir yıkıntıya uğrarken biz neler yaptık, çok şey mi? Hayır, biz sadece seyrettik. Ha bir de Avrupa Birliği sevdası uğruna ise hiçbir şeyi göremez olduk. Şöyle bir çevremize kısaca bakalım. Kimsenin giyimine kuşamına karışmak haddimize değil ancak eğer bir toplumda yozlaşma ve tahribat varsa o kısım onarılmalıdır. Öyle ki, bugün erkeklerin kız, kızların da erkekler gibi giyinmesi, kız ve erkeklerin fıtratının dışında hareket etmeleri maalesef geldiğimiz durumun kısa bir tablosu. Hele de lgbt diye adlandırdığımız üçüncü cinsiyet diye tabir edilen unsurların ortaya çıkması maalesef toplum olarak ne kadar çok ahlak konusunda bozulduğumuzun kısa bir örneği. Sapık cinsel eğilimli grupları onurlandırmak ise çok acıdır ki kendi kıyametimizi hazırlamak gibidir. Peki toplumuzun bu kadar çok ahlaki erozyona uğramasının suçluları yok mu? Tabi ki var...: - Kendi medeniyetimizi bir kenara atıp batı medeniyetini benimseyen siyasetçiler - Moda diye tabir edilen giyimin aslında içimize sokulan bir mikrop olduğunun farkına varmayan ve bunlara yol veren yöneticiler, - Televizyonlarda gayri ahlaki dizilere yer veren televizyon sahipleri, - Ahlak dışı dizilerin yapımcıları, yönetmenleri, oyuncuları ve bu dizilere sponsor olan işadamları, - Ahlak dışı dizilere ses çıkarmayan RTÜK üyeleri, - İstanbul sözleşmesini imzalayan siyasi irade Aslında bunları o kadar çok çoğaltabiliriz ki. Önemli olan bundan sonra biz neler yapabiliriz? Bir şeyi yapmak çok zordur ama yıkmak çok kolaydır. Yıkılan bu ahlak duvarımızı yeniden nasıl öreceğiz? Bunu düşünmek lazım. Unutmayın ki her koyun kendi ayağından asılacak sözü içimize sokulmuş mikroptur. Hiç bir koyun kendi ayağından asılmayacaktır. Kısacası şu ki, her birimiz diğerimizden mutlaka sorumludur. Önce Ahlak ve Maneviyat... Selam ve dua ile...
Ekleme Tarihi: 28 Eylül 2019 - Cumartesi

AHLAK EROZYONUN SUÇLUSU KİM?

Toplumları ayakta tutan ve toplumları onurlandıran ahlak ve maneviyatlarıdır. Eğer bir toplumu yıkmak gerekirse o toplumun ahlakı ile oynamak yeterlidir. Ahlak faziletlerin en üstünüdür. Üstünlük çökerse her şey çöker.

Son dönemlerde en çok şikayet ettiğimiz şeylerin başında toplumumuzun ne kadar çok yozlaştığı ahlak ve maneviyattan ne kadar çok uzaklaştığı konuşulmakta. En alt tabakadan en üst tabakaya kadar herkes bu konuda bütün serzenişte bulunuyor. Peki toplumumuzun bu derece ahlak erozyonuna uğramasının sebebi ya da sebepleri nelerdir? Durup dururken mi bu toplum ahlak erozyonuna uğradı? Aslına bakarsanız hepsin de bir sebebi var. Şöyle ki:

Daha önceleri de bir makalemde yazmıştım, Osmanlıyı yıkamayan Batı medeniyeti içimize kendi öğretilerini sokmaya başladılar. Öyle ki kendilerine benzersek zaten bizimle de savaşmanın artık bir ehemmiyeti onlar açısından kalmayacaktı. Ve nitekim de öyle oldu. Öyle ya batının kendi örf ve adetlerinden ne var ne yok neredeyse hepsini aldık ve kendi örf ve adetimizmiş gibi benimsedik. Toplum ahlak ve maneviyat açısından bir yıkıntıya uğrarken biz neler yaptık, çok şey mi? Hayır, biz sadece seyrettik. Ha bir de Avrupa Birliği sevdası uğruna ise hiçbir şeyi göremez olduk.

Şöyle bir çevremize kısaca bakalım. Kimsenin giyimine kuşamına karışmak haddimize değil ancak eğer bir toplumda yozlaşma ve tahribat varsa o kısım onarılmalıdır. Öyle ki, bugün erkeklerin kız, kızların da erkekler gibi giyinmesi, kız ve erkeklerin fıtratının dışında hareket etmeleri maalesef geldiğimiz durumun kısa bir tablosu. Hele de lgbt diye adlandırdığımız üçüncü cinsiyet diye tabir edilen unsurların ortaya çıkması maalesef toplum olarak ne kadar çok ahlak konusunda bozulduğumuzun kısa bir örneği. Sapık cinsel eğilimli grupları onurlandırmak ise çok acıdır ki kendi kıyametimizi hazırlamak gibidir.

Peki toplumuzun bu kadar çok ahlaki erozyona uğramasının suçluları yok mu? Tabi ki var...:

- Kendi medeniyetimizi bir kenara atıp batı medeniyetini benimseyen siyasetçiler

- Moda diye tabir edilen giyimin aslında içimize sokulan bir mikrop olduğunun farkına varmayan ve bunlara yol veren yöneticiler,

- Televizyonlarda gayri ahlaki dizilere yer veren televizyon sahipleri,

- Ahlak dışı dizilerin yapımcıları, yönetmenleri, oyuncuları ve bu dizilere sponsor olan işadamları,

- Ahlak dışı dizilere ses çıkarmayan RTÜK üyeleri,

- İstanbul sözleşmesini imzalayan siyasi irade

Aslında bunları o kadar çok çoğaltabiliriz ki. Önemli olan bundan sonra biz neler yapabiliriz? Bir şeyi yapmak çok zordur ama yıkmak çok kolaydır. Yıkılan bu ahlak duvarımızı yeniden nasıl öreceğiz? Bunu düşünmek lazım.

Unutmayın ki her koyun kendi ayağından asılacak sözü içimize sokulmuş mikroptur. Hiç bir koyun kendi ayağından asılmayacaktır. Kısacası şu ki, her birimiz diğerimizden mutlaka sorumludur.

Önce Ahlak ve Maneviyat...

Selam ve dua ile...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.