Fehmi Demirbağ
Köşe Yazarı
Fehmi Demirbağ
 

ÇOCUK EDEBİYATINDA ARTIK HEROTÜRK VAR!

Edebiyat hoş vakit geçirtici, eğlendirici bir şeydir. Ruha canlılık verir. İnsanoğlunun yaşama gücünü artırmasında, hayatın ciddi ve üzücü durumlarında, uzaklaştırılmasında önemli bir görev üstlenir. Çocukların hayatı keşfetmesinde ve yaşama yollarını öğrenmesinde yol gösterici fonksiyonu vardır. Adeta insana hayatta rehberlik yapar. Edebiyat çocuğu bir takım etkinliklere teşvik eder, ana dilinin gelişmesine katkıda bulunur. Edebî değeri olan eserlerden çocuğun dünyasına girebilen, ilgisini çeken, severek okuduğu eserleri çocuk edebiyatı içerisinde değerlendiriyoruz. Batı dünyasında çocuk edebiyatı ninniler ve büyükler tarafından anlatılan masallarla başlar. Eski zamanlarda hiç kitap yoktu. Kabilelerdeki hikâye anlatıcıları kültürün, adetlerin, değerlerin ve tarihin birer koruyucusuydular. hikâye anlatma asırlar boyunca bir nesilden diğerine bir toplumun geleneklerini ve inanışlarını aktarmanın temel yöntemi olmuştur. O devirlerde anlatılan hikâyeler aslında büyükler içindi. Ama çocuklar da bunları dinleyip kendilerine uygun olanları benimserlerdi. Daha sonraları halk ozanları bu hikâyeleri derleyip, toplumdan topluma taşıdılar. Balat yani şarkıyla hikâye anlatma, destan, epik gibi halk masalı türleri de böyle oluşmuştur. 15. yüzyılda İngiliz matbacı Caxton ilk defa büyükler için küçük cep masalları basmıştır. Heyecan ve macera içeren bu kitapları İngiliz toplumunun halk tabakası okumaktaydı. Üst kesim ise Horn Book adı verilen ve boynuzdan yapılmış koruyucuların içine yerleştirilmiş bakır levhalardan oluşan kitapları okuyorlardı. 18. yüzyıla gelinceye kadar İngiltere’de aşırı dinci bir akım olan Quakerizm vardı. Bu akım çocukların son derece sıkı bir disiplinle yetişmesini savunuyordu. Çocuklar için hazırlanmış kitaplar daha çok İncil’den kaynaklanan kitaplardı ve hikâyelerin sonu hep ölümle bitiyordu. Bu çocuk kitapları karamsarlık ve dindarlık aşılıyordu. Bu sıralarda Fransa’da Charles Pearault 14. Lui döneminde çocuk kitaplarının babası olarak anılmaktaydı. Halk ağzında dolaşan masalları toplayıp, kısaltarak çocuklar için 1697 yılında basmıştır. Bunların içinde “Kül Kedisi”, “Parmak Çocuk”, “Mavi Sakal”, “Kırmızı Başlıklı Kız”, “Çizmeli Kedi”, Uyuyan Güzel” gibi eserler vardır. Böylece ilk kez Fransız çocukların kendilerine ait kitapları olmuştur. Bu kitaplar önce İngiltere’de sonra da Almanya’da basıldılar. İngiltere’de bunları John Newberry İngilizce’ye çevirip, 1727 yılında “Tales of Matter Goose” adı altında yayınladı. Gerek İngiltere’de gerekse Fransa’da çocuklar için yazılan kitaplar bu dönemden sonra artış gösterdi. Daha sonra kitaplar bildiğimiz gibi basılmaya ve ciltlenmeye başlamıştır. Çocuklar Daniel Defoe’nun Robinson Crusoe’su ve Jonathan Swift’in Gulliver’in Gezileri gibi yetişkin kitaplarını benimsemişlerdir. 1744 yılına kadar John Newbery’nin “A little Pretty Pocket book” isimli kitabı yayınlandı (Küçük Şirin Cep Kitabı). 18. yüzyılın ikinci yarısında Sarah Trimer ve diğer yazarlar başlamış olan bu öğretici, eğitici geleneği sürdürdüler. Çocuk kitapları sözel geleneklerden beslenen ve derlenerek bir araya getirilen hikâyelerdir. Ayrıca Joseph Jacobs tarafından kayda geçirilerek korunan İngiliz masallarının yanısıra Grimm Kardeşler tarafından derlenmiş olan Alman hikâyeleri de mevcuttur. 19. yüzyılda İngiliz Edward Lear tekerleme türü şiirlerden oluşan “Book of Non Sense” isimli bir kitap yazdı. Çocuk edebiyatına neşe ve yaşama sevinci getiren bu kitap çok tutulmuştur. Çocuk kitaplarındaki gelişme 19. yüzyıla kadar yavaş olmuştur. Bu dönemde düşünceleri yaygınlaşan J.J Rousseau’nun eğitim teorisi yanlış anlaşılmış ve pek çok didaktik içerikli eser ortaya çıkmıştır. 19 yüzyılda çocuk kitaplarının konuları genişletilmiştir. Loise May Alcott’un “Küçük Kadınlar”ı aile hikâyelerini popüler hale getirmiştir. Robert Louisse Stevenson’un “Define Adası” da aynı etkiyi macera hikâyeleri açısından yaratmıştır. 20 yüzyılın başlamasından hemen önceleri Anna Swell’in “Siyah İnci” gibi hayvan hikâyeleri ve Lewis Carroll’un “Alice Harikalar Diyarında” gibi fantazileri o güne değin varolan kitap türlerini genişletmiştir. 19. yüzyıl sonlarına doğru özellikle küçük çocuklar için yazılan dergiler ortaya çıkmaya başladı. Çocuklar için yazılanların öğretici olmak zorunda olmadığına inanan Mary Mapes Dadge “St Nicholas” isimli derginin editörlüğünü yapmıştır. 20. yüzyıl başlarında Lucy Sprague Mitchell’in “The Here and Now Story Book” isimli kitabı ile yetişkinler ilk defa çocukların küçük yetişkinler değil başka varlıklar olduğu fikriyle karşılaştılar. Bu dönemde çocuk edebiyatındaki çeşitlilik genişlemeye devam etmistir. Bu yüzyılın başlarında C.B Falls’un ABC isimli kitabının resimleri kaliteli ağaç oyma tekniğinin örneklerini içeriyordu ve yeni gelişen teknoloji olanaklar resimli kitaplara yönelişi kolaylaştırıyordu. Rudyard Kipling çocuklar için mizahın önemli olduğunu düşünüyordu. 1902’de yayınlanan “Just so Stories” adlı kitabı bugün de popülerdir. Beatrice Potter aynı yıl “The Story of Petter Rabbit” isimli kitabıyla edebiyata hayvan öykülerini sokmuştur. O zamandan itibaren de hayvan hikâyeleri çocukların en sevdigi tür olmuştur. Daha sonra dünyanın tüm ülkelerinde çocuk edebiyatı örnekleri her gün biraz daha gelişerek ve artarak yayınlanmaya başlamıştır. Türkiye’de Çocuk Edebiyatı: Türkiye’de çocuk edebiyatının gelişimi, dünyadaki edebiyatın gelişimiyle yakından ilgilidir. Tanzimat dönemi Türk çocuk edebiyatının da başlangıcı sayılabilir (1839). Tanzimat’tan önce sözlü edebiyat türü hakimdi. Bunlardan masal, bilmece, tekerleme, atasözleri, Nasreddin Hoca fıkraları daha çok evlerde, Karagöz ve Meddah biçimleri de kamusal alanlarda çocukların eğitim ve eğlencesine sunulurdu. Tanzimat döneminde Kayserili Dr. Rüştü’nün 1859 yılında yazmış olduğu “Nuhbe-tül Etfal” isimli Arapça alfabe kitabının arkasında çocukları eğlendirmek amacıyla yazılmış olan çocuk hikâyeleri, fabl çevirileri, kısa hayvan öyküleri vardı. 1869 yılında Mümeyyiz adlı derginin her sayısı ayrı renk kağıt üzerine basılmıştır. Bu dergide çocuklar için bilmeceler ve dizi romanlar mevcuttu. Ahmet Mithat’ın “Hace-i Evvel” ve “Kıssadan Hisse” isimli kitaplarını bazılari ilk çocuk kitapları sayarlar (1871). Bu kitaplar çocukları eğlendirmek amacıyla yazılmıştır. 1883’de Çaylak Tevfik Nasreddin Hoca fıkralarını toplamıştır. Ne var ki o dönemde yazılı çocuk edebiyatı olarak fazla bir şey yoktu. Şair Nabi’nin “Hayriyye” ve Sümbülzade Vehbi’nin “Lütfiyye” isimli eserleri tamamiyle didaktik biçimde ve şiir şeklindeydiler. Bu eserler büyüklere göre olduğu için çocuk edebiyatına girmemişlerdir. Türkiye’nin ilk çocuk kitapları Tanzimat dönemi yazarlarından Şinasi, Recaizade Ekrem ve Ahmet Mithat tarafından Fransızcadan çevrilen kısa şiirler ve hayvan hikâyeleridir. Ziya Pasa, J.J.Rousseau’nun “Emile” isimli eserini çocuklar için tercüme etmiştir. Bu arada Recaizade Ekrem ve Muallim Naci sırasıyla “Tefekkür” ve “Ömer’in Çocukluğu” isimli özgün eserleri çocuklar için yayınlamışlardır. Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan yaptığı çevirileri “Tercüme-i Telemak” (1862) isimli eserinde yayınlarken, Vakanuvis Lütfü Daniel Defoe’nun “Robinson Crusoe” isimli eserini, Mahmut Nedim Jonathan Swift’in “Gulliver’in Gezileri” adlı kitapları ve Mehmet Emin de Jules Verne’in “Merkezi Arza Seyahat” ve “Balonda Beş Hafta Seyahat” adlı romanlarını çevirmiştir. Bütün bu yapıtlar 9 yaş ve üzeri çocuklar için yazılmıştır. Daha sonra pek çok yazar ve şair de çocuklar için kitap yazmaya başladılar. Bunlar arasında Ahmet Rasim, Ahmet Mithat, Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin, Tevfik Fikret, Ali Ekrem Bolayır, İbrahim Alaattin Gövsa, Ali Ulvi Elöve ve Aka Gündüz sayılabilir. Cumhuriyetin ilanından sonra harf devrimi ile yeni bir dönem başlamış ve kitaplar yeni harfler ile tekrar basılmıştır. Çocuk kitaplarında önde gelen isimler Reşat Nuri Gültekin, Mahmut Yesari, Peyami Safa, Abdullah Ziya Kazanoğlu, Ragıp Çalapala, Kemalettin Tuğcu gibi yazarlardır. Tanzimattan 1940 yılına kadar çocuk kitapları sayısında fazla bir artış görülmez. Çocuk Esirgeme Kurumu 1943-46 yılları arasında çoğu çeviri olmak üzere yüzden fazla değişik kitap bastırtmıştır. 1952’den sonra yazılan eserlerde toplumsal içerikli hikâye ve romanların yer aldığı görülür. 1950 yılından itibaren bazı okul ve kütüphanelerde çocuk kitabı haftaları ve sergiler düzenlenmeye başlandı. Eflatun Cem Güney “Açıl Sofram Açıl” ve “Dede Korkut Masalları” ile çeşitli ödüller almıştır. 1964 yılında Vala Nurettin ve Nihal Karamanagralı’nın yazdığı “Korkusuz Murat” Doğan Kardeş Ödülü almıştır. Aynı dönemde Orhan Veli Kanık La Fontaine çevirileri ve Nasreddin hoca fıkralarını akıcı bir dille kaleme alır. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın şiir kitabı “Çocuk ve Allah” “Açıl Sofram Açıl”, “Balina ile Mandalina”, “Okumayı Seven Ayı” ve “Yaramaz Sözcükler”i, Aziz Nesin’in “Şimdiki Çocuklar Harika”, “Üç Karagöz Oyunu”, “Pıtlatan Bal” adlı eserleri çocuklara hitap eden ve bu dönemde yazılmış eserlerdir. Cahit Uçuk “Kırmızı Mantarlar “(1943), “Üç Masal” (1944), “Türk Çocuğuna Masallar” (1946), “Ateş Gözlü Dev” (1946) ve “Kurnaz Tilki “(1946), adlı eserleri yazmış ve “Türk İkizleri “(1958) adlı eseri ile Hans Christian Andersen ödülü almıştır. Mümtaz Zeki Taşkın tiyatro eserlerinin yanısıra “Çocuklarımıza Resimli Şiirler” (1959), “Çitlenbik Kız” (1975) ve “Çocuklara Kahramanlık hikâyeleri” (1978) adlı eserleri yayınlanmıştır. 1960 yılında TDK ve Kültür Bakanlığı çeşitli yarışmalar düzenledi. Rıfat Ilgaz “Hababam Sınıfı”, “Küçük Çekmece Okyanusu” ve “Cankurtaran Yılmaz”ı yazmıştır. Mehmet Seyda roman ve hikâye türünde “Bir gün Büyüyeceksin”, “Şeytan Çekiçleri”, “Çikolata” ve “Düşleme Oyunu”nu yazmıştır. Yazarlarımız bu yıllarda çocuk kitapları alanına önem verip, öykü, roman, şiir yazmaya başlamışlarsa da pek azı başarılı olmuştur. 1966’dan başlayarak çocuk kitaplarında gelişme görülür. Talip Apaydın “Toprağa Basınca”, “Dağdaki Kaynak”, “Elif Kızın Elleri”, Gülten Dayıoğlu “Fadiş”, “Dört Kardeştiler”, “Suna’nın Serçeleri” ve “Yurdumu Özledim”i yazmıştır. 1970’lerden sonra çocuk edebiyatı hareketlenmiş ve çeviriler artmıştır. 1966-1967 yıllarında “Ayşegül ve Ayşecik” dizisi Türkiye’ye gelene kadar resimli kitap hiç yoktu. Sadece Amerikan Board Neşriyat Dairesi (Red House) 1961 yayınları ile bu türde eserler veriyordu. İçerik açısından başarılı olanlar fiziksel ve resimleme yönünden başarılı olamıyorlardı. Bu tercümelerin çoğu toplumumuza uymuyordu. Can Göknil’in “Kirpi Masalı” ilk resimli çocuk kitabımızdır. Yeniden büyük Türkiye iddialarımız varsa acilen çocuk edebiyatına yüklenmeliyiz. Sonra çizgi filmler, internet oyunları. Ayrıca oyuncaklarda millileşmelidir. Biz Herotürk çalışmamızla bunu toplumumuza hatırlatmak istedik. Fehmi Demirbağ
Ekleme Tarihi: 25 Nisan 2022 - Pazartesi

ÇOCUK EDEBİYATINDA ARTIK HEROTÜRK VAR!

Edebiyat hoş vakit geçirtici, eğlendirici bir şeydir. Ruha canlılık verir. İnsanoğlunun yaşama gücünü artırmasında, hayatın ciddi ve üzücü durumlarında, uzaklaştırılmasında önemli bir görev üstlenir. Çocukların hayatı keşfetmesinde ve yaşama yollarını öğrenmesinde yol gösterici fonksiyonu vardır. Adeta insana hayatta rehberlik yapar. Edebiyat çocuğu bir takım etkinliklere teşvik eder, ana dilinin gelişmesine katkıda bulunur. Edebî değeri olan eserlerden çocuğun dünyasına girebilen, ilgisini çeken, severek okuduğu eserleri çocuk edebiyatı içerisinde değerlendiriyoruz.

Batı dünyasında çocuk edebiyatı ninniler ve büyükler tarafından anlatılan masallarla başlar. Eski zamanlarda hiç kitap yoktu. Kabilelerdeki hikâye anlatıcıları kültürün, adetlerin, değerlerin ve tarihin birer koruyucusuydular. hikâye anlatma asırlar boyunca bir nesilden diğerine bir toplumun geleneklerini ve inanışlarını aktarmanın temel yöntemi olmuştur. O devirlerde anlatılan hikâyeler aslında büyükler içindi. Ama çocuklar da bunları dinleyip kendilerine uygun olanları benimserlerdi. Daha sonraları halk ozanları bu hikâyeleri derleyip, toplumdan topluma taşıdılar. Balat yani şarkıyla hikâye anlatma, destan, epik gibi halk masalı türleri de böyle oluşmuştur. 15. yüzyılda İngiliz matbacı Caxton ilk defa büyükler için küçük cep masalları basmıştır. Heyecan ve macera içeren bu kitapları İngiliz toplumunun halk tabakası okumaktaydı. Üst kesim ise Horn Book adı verilen ve boynuzdan yapılmış koruyucuların içine yerleştirilmiş bakır levhalardan oluşan kitapları okuyorlardı.
18. yüzyıla gelinceye kadar İngiltere’de aşırı dinci bir akım olan Quakerizm vardı. Bu akım çocukların son derece sıkı bir disiplinle yetişmesini savunuyordu. Çocuklar için hazırlanmış kitaplar daha çok İncil’den kaynaklanan kitaplardı ve hikâyelerin sonu hep ölümle bitiyordu. Bu çocuk kitapları karamsarlık ve dindarlık aşılıyordu.
Bu sıralarda Fransa’da Charles Pearault 14. Lui döneminde çocuk kitaplarının babası olarak anılmaktaydı. Halk ağzında dolaşan masalları toplayıp, kısaltarak çocuklar için 1697 yılında basmıştır. Bunların içinde “Kül Kedisi”, “Parmak Çocuk”, “Mavi Sakal”, “Kırmızı Başlıklı Kız”, “Çizmeli Kedi”, Uyuyan Güzel” gibi eserler vardır. Böylece ilk kez Fransız çocukların kendilerine ait kitapları olmuştur.
Bu kitaplar önce İngiltere’de sonra da Almanya’da basıldılar. İngiltere’de bunları John Newberry İngilizce’ye çevirip, 1727 yılında “Tales of Matter Goose” adı altında yayınladı. Gerek İngiltere’de gerekse Fransa’da çocuklar için yazılan kitaplar bu dönemden sonra artış gösterdi.
Daha sonra kitaplar bildiğimiz gibi basılmaya ve ciltlenmeye başlamıştır. Çocuklar Daniel Defoe’nun Robinson Crusoe’su ve Jonathan Swift’in Gulliver’in Gezileri gibi yetişkin kitaplarını benimsemişlerdir. 1744 yılına kadar John Newbery’nin “A little Pretty Pocket book” isimli kitabı yayınlandı (Küçük Şirin Cep Kitabı). 18. yüzyılın ikinci yarısında Sarah Trimer ve diğer yazarlar başlamış olan bu öğretici, eğitici geleneği sürdürdüler.
Çocuk kitapları sözel geleneklerden beslenen ve derlenerek bir araya getirilen hikâyelerdir. Ayrıca Joseph Jacobs tarafından kayda geçirilerek korunan İngiliz masallarının yanısıra Grimm Kardeşler tarafından derlenmiş olan Alman hikâyeleri de mevcuttur. 19. yüzyılda İngiliz Edward Lear tekerleme türü şiirlerden oluşan “Book of Non Sense” isimli bir kitap yazdı. Çocuk edebiyatına neşe ve yaşama sevinci getiren bu kitap çok tutulmuştur. Çocuk kitaplarındaki gelişme 19. yüzyıla kadar yavaş olmuştur. Bu dönemde düşünceleri yaygınlaşan J.J Rousseau’nun eğitim teorisi yanlış anlaşılmış ve pek çok didaktik içerikli eser ortaya çıkmıştır. 19 yüzyılda çocuk kitaplarının konuları genişletilmiştir. Loise May Alcott’un “Küçük Kadınlar”ı aile hikâyelerini popüler hale getirmiştir. Robert Louisse Stevenson’un “Define Adası” da aynı etkiyi macera hikâyeleri açısından yaratmıştır. 20 yüzyılın başlamasından hemen önceleri Anna Swell’in “Siyah İnci” gibi hayvan hikâyeleri ve Lewis Carroll’un “Alice Harikalar Diyarında” gibi fantazileri o güne değin varolan kitap türlerini genişletmiştir. 19. yüzyıl sonlarına doğru özellikle küçük çocuklar için yazılan dergiler ortaya çıkmaya başladı. Çocuklar için yazılanların öğretici olmak zorunda olmadığına inanan Mary Mapes Dadge “St Nicholas” isimli derginin editörlüğünü yapmıştır. 20. yüzyıl başlarında Lucy Sprague Mitchell’in “The Here and Now Story Book” isimli kitabı ile yetişkinler ilk defa çocukların küçük yetişkinler değil başka varlıklar olduğu fikriyle karşılaştılar. Bu dönemde çocuk edebiyatındaki çeşitlilik genişlemeye devam etmistir. Bu yüzyılın başlarında C.B Falls’un ABC isimli kitabının resimleri kaliteli ağaç oyma tekniğinin örneklerini içeriyordu ve yeni gelişen teknoloji olanaklar resimli kitaplara yönelişi kolaylaştırıyordu. Rudyard Kipling çocuklar için mizahın önemli olduğunu düşünüyordu. 1902’de yayınlanan “Just so Stories” adlı kitabı bugün de popülerdir. Beatrice Potter aynı yıl “The Story of Petter Rabbit” isimli kitabıyla edebiyata hayvan öykülerini sokmuştur. O zamandan itibaren de hayvan hikâyeleri çocukların en sevdigi tür olmuştur. Daha sonra dünyanın tüm ülkelerinde çocuk edebiyatı örnekleri her gün biraz daha gelişerek ve artarak yayınlanmaya başlamıştır.
Türkiye’de Çocuk Edebiyatı:
Türkiye’de çocuk edebiyatının gelişimi, dünyadaki edebiyatın gelişimiyle yakından ilgilidir. Tanzimat dönemi Türk çocuk edebiyatının da başlangıcı sayılabilir (1839). Tanzimat’tan önce sözlü edebiyat türü hakimdi. Bunlardan masal, bilmece, tekerleme, atasözleri, Nasreddin Hoca fıkraları daha çok evlerde, Karagöz ve Meddah biçimleri de kamusal alanlarda çocukların eğitim ve eğlencesine sunulurdu.
Tanzimat döneminde Kayserili Dr. Rüştü’nün 1859 yılında yazmış olduğu “Nuhbe-tül Etfal” isimli Arapça alfabe kitabının arkasında çocukları eğlendirmek amacıyla yazılmış olan çocuk hikâyeleri, fabl çevirileri, kısa hayvan öyküleri vardı. 1869 yılında Mümeyyiz adlı derginin her sayısı ayrı renk kağıt üzerine basılmıştır. Bu dergide çocuklar için bilmeceler ve dizi romanlar mevcuttu.
Ahmet Mithat’ın “Hace-i Evvel” ve “Kıssadan Hisse” isimli kitaplarını bazılari ilk çocuk kitapları sayarlar (1871). Bu kitaplar çocukları eğlendirmek amacıyla yazılmıştır. 1883’de Çaylak Tevfik Nasreddin Hoca fıkralarını toplamıştır. Ne var ki o dönemde yazılı çocuk edebiyatı olarak fazla bir şey yoktu. Şair Nabi’nin “Hayriyye” ve Sümbülzade Vehbi’nin “Lütfiyye” isimli eserleri tamamiyle didaktik biçimde ve şiir şeklindeydiler. Bu eserler büyüklere göre olduğu için çocuk edebiyatına girmemişlerdir.
Türkiye’nin ilk çocuk kitapları Tanzimat dönemi yazarlarından Şinasi, Recaizade Ekrem ve Ahmet Mithat tarafından Fransızcadan çevrilen kısa şiirler ve hayvan hikâyeleridir. Ziya Pasa, J.J.Rousseau’nun “Emile” isimli eserini çocuklar için tercüme etmiştir. Bu arada Recaizade Ekrem ve Muallim Naci sırasıyla “Tefekkür” ve “Ömer’in Çocukluğu” isimli özgün eserleri çocuklar için yayınlamışlardır. Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan yaptığı çevirileri “Tercüme-i Telemak” (1862) isimli eserinde yayınlarken, Vakanuvis Lütfü Daniel Defoe’nun “Robinson Crusoe” isimli eserini, Mahmut Nedim Jonathan Swift’in “Gulliver’in Gezileri” adlı kitapları ve Mehmet Emin de Jules Verne’in “Merkezi Arza Seyahat” ve “Balonda Beş Hafta Seyahat” adlı romanlarını çevirmiştir.
Bütün bu yapıtlar 9 yaş ve üzeri çocuklar için yazılmıştır. Daha sonra pek çok yazar ve şair de çocuklar için kitap yazmaya başladılar. Bunlar arasında Ahmet Rasim, Ahmet Mithat, Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin, Tevfik Fikret, Ali Ekrem Bolayır, İbrahim Alaattin Gövsa, Ali Ulvi Elöve ve Aka Gündüz sayılabilir. Cumhuriyetin ilanından sonra harf devrimi ile yeni bir dönem başlamış ve kitaplar yeni harfler ile tekrar basılmıştır. Çocuk kitaplarında önde gelen isimler Reşat Nuri Gültekin, Mahmut Yesari, Peyami Safa, Abdullah Ziya Kazanoğlu, Ragıp Çalapala, Kemalettin Tuğcu gibi yazarlardır.
Tanzimattan 1940 yılına kadar çocuk kitapları sayısında fazla bir artış görülmez. Çocuk Esirgeme Kurumu 1943-46 yılları arasında çoğu çeviri olmak üzere yüzden fazla değişik kitap bastırtmıştır. 1952’den sonra yazılan eserlerde toplumsal içerikli hikâye ve romanların yer aldığı görülür. 1950 yılından itibaren bazı okul ve kütüphanelerde çocuk kitabı haftaları ve sergiler düzenlenmeye başlandı. Eflatun Cem Güney “Açıl Sofram Açıl” ve “Dede Korkut Masalları” ile çeşitli ödüller almıştır. 1964 yılında Vala Nurettin ve Nihal Karamanagralı’nın yazdığı “Korkusuz Murat” Doğan Kardeş Ödülü almıştır. Aynı dönemde Orhan Veli Kanık La Fontaine çevirileri ve Nasreddin hoca fıkralarını akıcı bir dille kaleme alır. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın şiir kitabı “Çocuk ve Allah” “Açıl Sofram Açıl”, “Balina ile Mandalina”, “Okumayı Seven Ayı” ve “Yaramaz Sözcükler”i, Aziz Nesin’in “Şimdiki Çocuklar Harika”, “Üç Karagöz Oyunu”, “Pıtlatan Bal” adlı eserleri çocuklara hitap eden ve bu dönemde yazılmış eserlerdir. Cahit Uçuk “Kırmızı Mantarlar “(1943), “Üç Masal” (1944), “Türk Çocuğuna Masallar” (1946), “Ateş Gözlü Dev” (1946) ve “Kurnaz Tilki “(1946), adlı eserleri yazmış ve “Türk İkizleri “(1958) adlı eseri ile Hans Christian Andersen ödülü almıştır. Mümtaz Zeki Taşkın tiyatro eserlerinin yanısıra “Çocuklarımıza Resimli Şiirler” (1959), “Çitlenbik Kız” (1975) ve “Çocuklara Kahramanlık hikâyeleri” (1978) adlı eserleri yayınlanmıştır.
1960 yılında TDK ve Kültür Bakanlığı çeşitli yarışmalar düzenledi. Rıfat Ilgaz “Hababam Sınıfı”, “Küçük Çekmece Okyanusu” ve “Cankurtaran Yılmaz”ı yazmıştır. Mehmet Seyda roman ve hikâye türünde “Bir gün Büyüyeceksin”, “Şeytan Çekiçleri”, “Çikolata” ve “Düşleme Oyunu”nu yazmıştır.
Yazarlarımız bu yıllarda çocuk kitapları alanına önem verip, öykü, roman, şiir yazmaya başlamışlarsa da pek azı başarılı olmuştur. 1966’dan başlayarak çocuk kitaplarında gelişme görülür. Talip Apaydın “Toprağa Basınca”, “Dağdaki Kaynak”, “Elif Kızın Elleri”, Gülten Dayıoğlu “Fadiş”, “Dört Kardeştiler”, “Suna’nın Serçeleri” ve “Yurdumu Özledim”i yazmıştır. 1970’lerden sonra çocuk edebiyatı hareketlenmiş ve çeviriler artmıştır.
1966-1967 yıllarında “Ayşegül ve Ayşecik” dizisi Türkiye’ye gelene kadar resimli kitap hiç yoktu. Sadece Amerikan Board Neşriyat Dairesi (Red House) 1961 yayınları ile bu türde eserler veriyordu. İçerik açısından başarılı olanlar fiziksel ve resimleme yönünden başarılı olamıyorlardı. Bu tercümelerin çoğu toplumumuza uymuyordu. Can Göknil’in “Kirpi Masalı” ilk resimli çocuk kitabımızdır.

Yeniden büyük Türkiye iddialarımız varsa acilen çocuk edebiyatına yüklenmeliyiz. Sonra çizgi filmler, internet oyunları. Ayrıca oyuncaklarda millileşmelidir. Biz Herotürk çalışmamızla bunu toplumumuza hatırlatmak istedik.

Fehmi Demirbağ

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.