Dr. Vehbi Kara
Köşe Yazarı
Dr. Vehbi Kara
 

DECCAL ALDATICI DEMEKTİR.

DECCAL ALDATICI DEMEKTİR Ahir zamanda zuhur edecek dehşetli şahısların başında “Deccal” olup hakkında hadis kitaplarında geniş izahlar bulunmaktadır. Bu konu asrımızda yaşayan insanlar açısından çok önemlidir. Zira İslam düşmanlığından dolayı “İslam Deccalı” veya diğer bir ismi ile  “Süfyan” adı verilen şahsın yapmış olduğu icraatların büyükçe bir kısmı günümüzde meydana gelmiştir. Deccal’ın en önemli özelliğini nazara vererek ne derece yıkıcı bir tahribat yaptığını nazarlara vermek gerekiyor. Aksi takdirde bir çok insan Deccal’in tuzağına düşerek vermiş olduğu zararlara ortak olacaktır. Peygamberimiz Hazreti Muhammed (asm) ümmetini Deccal’in fitnesinden ve tehlikesinden korumak için uyarılarda bulunmuştur. Sahih hadis kaynaklarında bu konuda oldukça geniş bahisler vardır. Bunlardan en önemlilerinden bir tanesi şudur: "Hz. Âdem’in yaratılışından itibaren kıyamete kadar geçen süre içerisinde Deccaldan daha büyük bir hadise (diğer bir rivayette daha büyük bir fitne) yoktur. (Müslim, Fiten: 126) Deccal, Arapça bir kelimedir, "decl" kökünden gelir. Sözlüklerde verilen manaya göre Deccal, "yalancı, hilekâr; zihinleri, gönülleri, iyi ile kötüyü, hak ile bâtılı karıştıran, bir şeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen, bucak bucak her yeri dolaşan müfsid ve melun bir kişidir."  Demek ki İslam Deccalını teşhis ederken onu gayri Müslimler içinde aramayacağız. Aldatıcı özelliğinden dolayı münafıklar içinde yer alacağı ifade edilmektedir. Çünkü aldatıcıdır ve gerçek yüzünü gizleyip fitne ile iş göreceği anlaşılmaktadır.  Bir başka hadis-i şerifte, özellikle onun, "yalancı, dalâlete sürükleyici" (Ahmed İbni Hanbel, Müsned, I-VI Kahire Baskısı, 1313, 5:372.6) özelliğine dikkat çekilmiştir. Deccal’in mahiyeti ise, sahih hadislerde bildirildiğine göre “âhir zamanda gelecek ve ümmete karanlık günler yaşatacak, şeâir-i İslâmiyeyi tahribe çalışacak dehşetli ve münafık bir şahıstır" şeklindedir. (Alâeddin el-Müttekì bin Hüsameddin bin İsmail el-Hindî, Kenzü'l-Ummal, 11.125; Bursalı İsmail Hakkı, Ruhu'l-Beyan fî Tefsîri'l-Kur'ân, I-X, 8.197.) Çoğu kere Deccal’ın harikalıklarından bahsedilir. Bu arada yöneticiliğine de dikkat çekilir.(Müslim, Fiten: 125) Ayrıca insanlara sihir yaptığı (teshir ettiği) hadis yorumcusu İslam âlimleri tarafından ifade edilmiştir. Elbette bazı kişilerin söylediği gibi imtihan sırrına aykırı bir görüntüsü olmayacaktır. Zira gerçekten de dehşetli bir canavar şeklinde zuhur etse bu sefer herkes onun Deccal olduğunu anlayarak karşı çıkacak imanlarını muhafaza edecektir.  İşte her asırda ve her dönemde insanlar, sırrı teklif yani imtihan sırrınca akıl ve kalbine göre hareket etmesi gerekmektedir. Akla kapı açılacak fakat insanın iradesi devre dışı kalmayacaktır. Örneğin Deccal denildiği gibi; boyu yirmi metre olan bir canavarın zuhur etmesi imtihan sırrına aykırıdır.  Demek ki Deccal’ın şekli-şemali insan gibi olacak fakat insanlara verdiği zarar bir canavarın etkisi gibi büyük olacaktır. Vermiş olduğu dehşet; çoğu insanı aldatıp cehenneme sürüklemesinden dolayıdır. Eğer Deccal, Müslümanları sanıldığı gibi canavarca öldürse; bu takdirde ölenler mazlum olup şehitler arasına karışacaktır. Fakat asıl dehşet; aldatıcılığı ile insanın imanını elinden alıp küfür ve dalalete sürüklemesidir. İşte dikkat edilmesi gereken husus bu noktada yatmaktadır. İslâm Deccalı Süfyan, Allah katında yegâne hak din olan İslam’a hem de açıkça savaş açmaktadır. Onun için de çok dehşetli görülmüştür.  İslam Deccalı ve diğer adıyla Süfyan’ın yalnız başına değildir. Fitne çıkarma konusunda ve aldatıcıkta kendisine itaat eden bir komitesi vardır. Bir hadis âlimi, bu komitenin 4 büyük başı (dört rükün) olduğunu ifade eder. Bu komitenin ilk üçünü aynı asırda yaşadığı için ismen tarif etmiştir. Fakat dördüncüsünü ise muasırı olmadığı için onun ismini değil ancak genel özellikleri ile tarif etmiştir. İşte Deccal’ın dördüncü büyük başını hadislerde geçtiği üzere zuhur ettiği için bizde tanımlayabiliriz. Zira 15 Temmuz 2016 darbesini yaptıran, sahte vaiz ve dünyanın en büyük yalancısı olan F. Gülen’in bu dehşetli şahıs olduğu konusunda belirli bir oranda görüş birliği vardır. Çünkü aldatıcıdır ve yalan söylemekten hiç yüzü kızarmamaktadır. Öyle ki istismar için konuşurken dahi ağlayabilmekte insanları etkileyebilme özelliğine sahip olmaktadır. Deccal’in en büyük yardımcıları arasında münafıkların ve bidalara taraftar ulema-i su’nun (kötü alimlerin) olacağı ifade edilmiştir. Deccal, onların gafletinden istifade ederek ehl-i imanı dalalet vadilerine atar. Bu ifadelerden anlaşılacağı gibi deccalın fitnesi çok büyük olacak ve tüm dünyaya yayılacaktır. İslam Deccal’inin münafıkane hareket edeceği, Müslüman gibi görünüp din adına dine en büyük zararı vererek “şeriat-ı Muhammediyeyi” tahrip edeceği ifade edilmektedir. Modernizm ve reform adına dine hizmet edip çağa uyduruyoruz bahanesi ile İslam ulemasının da Süfyan’a yardımcı olacağı rivayetlerden anlaşılmakta ve bu nevi ulema İslam muhakkikleri tarafından “Ulema-i Sû” yani dine zarar veren ve bidaları icat eden kötü âlimler olarak haber verilmektedir. Hadisin rivayetinde “Süfyan büyük bir âlim olacak ve ilmi ile dalalete düşecek ve çok âlimler ona tabi olacaklardır” buyrulur. Onun ilmi elbette din ilmi olmayacaktır. Din ilmi olmuş olsaydı; o zaman dalalete gitmez hidayete vesile olurdu. Onun bilgisinin din bilgisi değil ayette geçen “kitap taşıyan eşek” olduğunu yani Kuran ilmini bildiği halde içselleştiremediği anlaşılmaktadır. Yani ilmini her türlü kurnazlık, fitne ve inanları aldatma için kullanacağını ifade eder. Başka krallar gibi kuvvet, kudret veya kabile ve aşiret veya cesaret ve servet gibi vasıta-i saltanatı olmadığı halde, zekâvetiyle ve fenniyle ve siyasî ilmiyle o mevkii kazanır ve aklıyla çok âlimlerin akıllarını teshir eder, etrafında fetvacı yapacaktır. Ve çok öğretmenleri kendine taraftar eder ve din derslerinden tecerrüt eden maarifi rehber edip tamimine şiddetle çalışır, demektir.  Türkiye’de ve dünyada “Şeriat-ı Muhammediye'nin (asm) ebedi bir kısım ahkâmını nefis ve şeytanın desiseleriyle kaldırmaya çalışarak hayat-ı beşeriyenin maddi ve manevi rabıtalarını bozacaktır. Serkeş, sarhoş ve sersem nefisleri başıboş bırakarak hürmet ve merhamet gibi nurani zincirleri çözer; kokuşmuş hevesler bataklığında birbirine saldırmak için cebri bir hürriyet vererek dehşetli bir anarşistliğe meydan açacaktır. Evet, 15 Temmuz 2016 Darbesi; halkın üzerine uçakla, top ve tankla yürüyen bu FETÖ terör örgütünü açığa çıkarmıştır. Bundan daha büyük bir fitne ve anarşistlik tarihte görülmemiştir. Bu vesile ile FETÖ örgütünün elebaşı olan Gülen’in çok fazla bilinmeyen bir özelliğinden de bahsedebiliriz: Bu dehşetli şahıs büyücülük de yapmaktadır. Öyle ki “Kıtmir büyüsü” denilen bir efsunla insanları kendisine bağlamaktadır. Bunu bazen bir muskaya bazen 1 dolarlar üzerinde çeşitli büyüler yaptığı yakın çevresinde bulunanlar tarafından dile getirilmektedir.  Büyücülük İslam dininde en büyük günahlardan bir tanesi olarak kabul edilmektedir. Hatta Peygamber Efendimize (asm) büyüler yapılmış Allah’ın izni ile bütün bu çabalar boşa çıkmıştır. Elbette dünyanın en meşhur kezzabı olarak şöhret kazanmış olan Feto’nun böyle bir alçaklığı yapması gayet normaldir. Her gece Peygamberle görüştüğünü söyleyen ve bu yalanı söylerken sesi titremeyen birisi; büyücülüğü de yapmaktan çekinmez.  Bu büyücülük işini nasıl yaptığını bazı kaynaklardan istifade ettiğim bilgilerle paylaşabiliriz. Bir gazeteci Bülent Erandaç ve yazar Sadık Yalsızuçanlar, FETÖ'nün hainlik şebekesinin örgüt içerisinde dini nasıl kötüye kullandıklarına dair değerlendirmelerde bulunmuştu. FETÖ tehlikesini anlatan bu yazarlar, İlahiyat mezunlarının birçoğunun Altunizade'de eğitildiğinden bahsetmişlerdir.  Bu zavallıların beyinleri yıkanmış yetmedi büyücülüğe maruz kalmışlardı. Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek'de bu konudan bahsetmiş fakat kamuoyunda bu dehşetli şahıs hakkında “bu kadarı da olmaz!” şeklinde bir algı olduğundan garip karşılanmıştı. Fakat bu dehşetli büyücülük bugün dahi yapılmaktadır. Yoksa hapislerde dahi fitneye devam eden akla gelmez yalanlarla kendilerini savunmaya çalışan FETÖ mensuplarının akıl almaz inkarlarına ve çelişkili durumlarına  mantıklı bir cevap vermek zordur. Öyle ki; mahkemelerde itirafçı olarak konuşacaklarını söyleyen kişilerden bir kısmı, fitneye devam ederek kendisini ve Feto’yu hala temize çıkarmaya çalışmakta olduğu görülmektedir. Ortalığı yalancılık ve fitne ile tam bir lağım çukuruna çevirdikleri halde pek uslanmayan bu insanların akıl dışı davranışlarını başka türlü izah etmek son derece güçtür. Evet, FETÖ örgütü ve Pensilvanyalı büyücü “hüddam” adı verilen parapsikolojik vasıtaları kullanmaktadır. Parapsikoloji, yüz yılı aşkın süredir yapılan bilimsel araştırmalarla ortaya konulmuş psişik yeteneklere sahip insanları inceleyen bir bilim dalıdır. Halk aracında “cinci hocalar” adı verilen bu tür psişik yetenekleri olan kişilere çok rastlanmaktadır.  İşte Feto’nun elinde bu vasıtaları kullanan çok sayıda eleman vardır. Kendisini de bu konuda çok eğittiği oldukça güçlü yetenekleri olduğundan bahsedilmektedir. Aksi takdirde değişik kültür ve yaşam biçimine sahip insanları bir araya getirerek körü körüne yönetmenin başka bir yolunu bulmak güçtür. Gülen'in tertip ettiği bir çeşit efsunlar vasıtası ile bazı ifritleri kullanmaktadır. Tarihte de çok örneği olan sihir, büyü ve hüddam kullanımı; Kur'an'da da geçmektedir. Fakat Hz. Süleyman, bunları Allah’ın rızası için kullanırken; Feto ve onun gibi büyücüler yuva yıkmak, insanların ocağını söndürmek için yapmaktadırlar. Metafizik güçler, arif insanlarda da bulunmaktadır. Fakat onlardan hiçbiri bunları dünyevi maksatlar için kullanmaz ve buna tenezzül etmezler. Bunların hepsinde Allah’ın izni ve iradesi bulunduğu için sınırı aşmamaya dikkat ederler. Mesela bu tür metafiziksel güçleri olanlar bir insana baktığında zihninden ne geçtiğini kısmen söyleyebilir. Fakat bu varlıklar aynı zamanda çok tehlikelidir. İnsanın zihinsel faaliyetlerini çökertip delirtecek kadar fenalığa sebep olabilirler. Hiçbir şüphe yok ki FETÖ elebaşı, cinleri kullanarak memleketin yıkımı için çaba sarf etmektedir. Fakat kullandığı ifritler; 15 Temmuz günü hiçbir işe yaramamış tam tersine Türk halkının inanılmaz bir biçimde ayağa kalkarak darbecileri susturmasına yol açmıştır. Allah’ın gözle görünmeyen çok sayıda yarattığı varlıklar da vardır.  İşte 15 Temmuz 2016 günü bu ifritler bir şekilde işlevsiz hale getirilmiş ve FETÖ’nün hiçbir gücü kalmamıştır. Hareket eden tankların üstlüne atlayacak kadar iman ve cesaretle, halkımız bunları mağlup etmiştir.  Bunu yapan bazı arif ve gayretli insanlar da vardır. Allah rızası için milyonların baş koyduğu din ve vatan uğruna, gözünü kırpmadan ölümün üstüne giden insanlara; hangi ifrit karşı koyabilir ki? Netice de onlar da Allah’ın bir varlığı değil midir? Tankları durduran gençlerimiz, dedelerimiz hatta çocuklardan bazıları, belki bir Fatiha ve 3 tane de namaz suresi bildiği halde bu inançla yola çıktıkları vakit; bütün efsunlanmış beyinler çözülüp karşılarında mağlup oldular. Yani iman ve inanç; her türlü fitneyi ve bozgunu Allah’ın izni ile yenecek bir güçtür. Evet, Feto’nun ifritleri ve büyüsü ile bunları okuyan veya taşıyanlar, robotlaşmaktadır. Beyinleri bir nevi uzaktan kumanda edilecek hale gelmiştir. Burası inanılmayacak veya inkar edilecek bir konu değildir. Zira ABD'li istihbarat örgütleri, Rus ve Alman ajanları; yıllardır parapsikolojik alanda çalışmalar yapmakta ve başarılı sonuçlar da alabilmektedirler. Maddi bir bedeni olmayan ateş ve enerji yüklü varlıkların bulunduğundan Müslümanlar şüphe duymazlar. Kuran’da cinler ve ruhani varlıklardan söz edilmektedir. Peygamber Efendimiz (asm) aynı zamanda cinlere de resul olarak gönderilmiştir. Ona iman eden sayısız cinler mevcuttur. Kızılötesi ve morötesi ışınlar arasında çok küçük bir dalga boyunu görebilen bir gözümüz var. Gözümüzün bunları görememesi olmadıklarına delil olmaz, vesselam… Dr. Vehbi KARA 
Ekleme Tarihi: 30 Ocak 2020 - Perşembe

DECCAL ALDATICI DEMEKTİR.

DECCAL ALDATICI DEMEKTİR

Ahir zamanda zuhur edecek dehşetli şahısların başında “Deccal” olup hakkında hadis kitaplarında geniş izahlar bulunmaktadır. Bu konu asrımızda yaşayan insanlar açısından çok önemlidir. Zira İslam düşmanlığından dolayı “İslam Deccalı” veya diğer bir ismi ile  “Süfyan” adı verilen şahsın yapmış olduğu icraatların büyükçe bir kısmı günümüzde meydana gelmiştir.
Deccal’ın en önemli özelliğini nazara vererek ne derece yıkıcı bir tahribat yaptığını nazarlara vermek gerekiyor. Aksi takdirde bir çok insan Deccal’in tuzağına düşerek vermiş olduğu zararlara ortak olacaktır.
Peygamberimiz Hazreti Muhammed (asm) ümmetini Deccal’in fitnesinden ve tehlikesinden korumak için uyarılarda bulunmuştur. Sahih hadis kaynaklarında bu konuda oldukça geniş bahisler vardır. Bunlardan en önemlilerinden bir tanesi şudur: "Hz. Âdem’in yaratılışından itibaren kıyamete kadar geçen süre içerisinde Deccaldan daha büyük bir hadise (diğer bir rivayette daha büyük bir fitne) yoktur. (Müslim, Fiten: 126)
Deccal, Arapça bir kelimedir, "decl" kökünden gelir. Sözlüklerde verilen manaya göre Deccal, "yalancı, hilekâr; zihinleri, gönülleri, iyi ile kötüyü, hak ile bâtılı karıştıran, bir şeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen, bucak bucak her yeri dolaşan müfsid ve melun bir kişidir." 
Demek ki İslam Deccalını teşhis ederken onu gayri Müslimler içinde aramayacağız. Aldatıcı özelliğinden dolayı münafıklar içinde yer alacağı ifade edilmektedir. Çünkü aldatıcıdır ve gerçek yüzünü gizleyip fitne ile iş göreceği anlaşılmaktadır. 
Bir başka hadis-i şerifte, özellikle onun, "yalancı, dalâlete sürükleyici" (Ahmed İbni Hanbel, Müsned, I-VI Kahire Baskısı, 1313, 5:372.6) özelliğine dikkat çekilmiştir. Deccal’in mahiyeti ise, sahih hadislerde bildirildiğine göre “âhir zamanda gelecek ve ümmete karanlık günler yaşatacak, şeâir-i İslâmiyeyi tahribe çalışacak dehşetli ve münafık bir şahıstır" şeklindedir. (Alâeddin el-Müttekì bin Hüsameddin bin İsmail el-Hindî, Kenzü'l-Ummal, 11.125; Bursalı İsmail Hakkı, Ruhu'l-Beyan fî Tefsîri'l-Kur'ân, I-X, 8.197.)
Çoğu kere Deccal’ın harikalıklarından bahsedilir. Bu arada yöneticiliğine de dikkat çekilir.(Müslim, Fiten: 125) Ayrıca insanlara sihir yaptığı (teshir ettiği) hadis yorumcusu İslam âlimleri tarafından ifade edilmiştir. Elbette bazı kişilerin söylediği gibi imtihan sırrına aykırı bir görüntüsü olmayacaktır. Zira gerçekten de dehşetli bir canavar şeklinde zuhur etse bu sefer herkes onun Deccal olduğunu anlayarak karşı çıkacak imanlarını muhafaza edecektir. 
İşte her asırda ve her dönemde insanlar, sırrı teklif yani imtihan sırrınca akıl ve kalbine göre hareket etmesi gerekmektedir. Akla kapı açılacak fakat insanın iradesi devre dışı kalmayacaktır. Örneğin Deccal denildiği gibi; boyu yirmi metre olan bir canavarın zuhur etmesi imtihan sırrına aykırıdır. 
Demek ki Deccal’ın şekli-şemali insan gibi olacak fakat insanlara verdiği zarar bir canavarın etkisi gibi büyük olacaktır. Vermiş olduğu dehşet; çoğu insanı aldatıp cehenneme sürüklemesinden dolayıdır.
Eğer Deccal, Müslümanları sanıldığı gibi canavarca öldürse; bu takdirde ölenler mazlum olup şehitler arasına karışacaktır. Fakat asıl dehşet; aldatıcılığı ile insanın imanını elinden alıp küfür ve dalalete sürüklemesidir. İşte dikkat edilmesi gereken husus bu noktada yatmaktadır. İslâm Deccalı Süfyan, Allah katında yegâne hak din olan İslam’a hem de açıkça savaş açmaktadır. Onun için de çok dehşetli görülmüştür. 
İslam Deccalı ve diğer adıyla Süfyan’ın yalnız başına değildir. Fitne çıkarma konusunda ve aldatıcıkta kendisine itaat eden bir komitesi vardır. Bir hadis âlimi, bu komitenin 4 büyük başı (dört rükün) olduğunu ifade eder. Bu komitenin ilk üçünü aynı asırda yaşadığı için ismen tarif etmiştir. Fakat dördüncüsünü ise muasırı olmadığı için onun ismini değil ancak genel özellikleri ile tarif etmiştir.
İşte Deccal’ın dördüncü büyük başını hadislerde geçtiği üzere zuhur ettiği için bizde tanımlayabiliriz. Zira 15 Temmuz 2016 darbesini yaptıran, sahte vaiz ve dünyanın en büyük yalancısı olan F. Gülen’in bu dehşetli şahıs olduğu konusunda belirli bir oranda görüş birliği vardır. Çünkü aldatıcıdır ve yalan söylemekten hiç yüzü kızarmamaktadır. Öyle ki istismar için konuşurken dahi ağlayabilmekte insanları etkileyebilme özelliğine sahip olmaktadır.
Deccal’in en büyük yardımcıları arasında münafıkların ve bidalara taraftar ulema-i su’nun (kötü alimlerin) olacağı ifade edilmiştir. Deccal, onların gafletinden istifade ederek ehl-i imanı dalalet vadilerine atar. Bu ifadelerden anlaşılacağı gibi deccalın fitnesi çok büyük olacak ve tüm dünyaya yayılacaktır.
İslam Deccal’inin münafıkane hareket edeceği, Müslüman gibi görünüp din adına dine en büyük zararı vererek “şeriat-ı Muhammediyeyi” tahrip edeceği ifade edilmektedir. Modernizm ve reform adına dine hizmet edip çağa uyduruyoruz bahanesi ile İslam ulemasının da Süfyan’a yardımcı olacağı rivayetlerden anlaşılmakta ve bu nevi ulema İslam muhakkikleri tarafından “Ulema-i Sû” yani dine zarar veren ve bidaları icat eden kötü âlimler olarak haber verilmektedir.
Hadisin rivayetinde “Süfyan büyük bir âlim olacak ve ilmi ile dalalete düşecek ve çok âlimler ona tabi olacaklardır” buyrulur. Onun ilmi elbette din ilmi olmayacaktır. Din ilmi olmuş olsaydı; o zaman dalalete gitmez hidayete vesile olurdu. Onun bilgisinin din bilgisi değil ayette geçen “kitap taşıyan eşek” olduğunu yani Kuran ilmini bildiği halde içselleştiremediği anlaşılmaktadır. Yani ilmini her türlü kurnazlık, fitne ve inanları aldatma için kullanacağını ifade eder.
Başka krallar gibi kuvvet, kudret veya kabile ve aşiret veya cesaret ve servet gibi vasıta-i saltanatı olmadığı halde, zekâvetiyle ve fenniyle ve siyasî ilmiyle o mevkii kazanır ve aklıyla çok âlimlerin akıllarını teshir eder, etrafında fetvacı yapacaktır. Ve çok öğretmenleri kendine taraftar eder ve din derslerinden tecerrüt eden maarifi rehber edip tamimine şiddetle çalışır, demektir. 
Türkiye’de ve dünyada “Şeriat-ı Muhammediye'nin (asm) ebedi bir kısım ahkâmını nefis ve şeytanın desiseleriyle kaldırmaya çalışarak hayat-ı beşeriyenin maddi ve manevi rabıtalarını bozacaktır. Serkeş, sarhoş ve sersem nefisleri başıboş bırakarak hürmet ve merhamet gibi nurani zincirleri çözer; kokuşmuş hevesler bataklığında birbirine saldırmak için cebri bir hürriyet vererek dehşetli bir anarşistliğe meydan açacaktır.
Evet, 15 Temmuz 2016 Darbesi; halkın üzerine uçakla, top ve tankla yürüyen bu FETÖ terör örgütünü açığa çıkarmıştır. Bundan daha büyük bir fitne ve anarşistlik tarihte görülmemiştir. Bu vesile ile FETÖ örgütünün elebaşı olan Gülen’in çok fazla bilinmeyen bir özelliğinden de bahsedebiliriz:
Bu dehşetli şahıs büyücülük de yapmaktadır. Öyle ki “Kıtmir büyüsü” denilen bir efsunla insanları kendisine bağlamaktadır. Bunu bazen bir muskaya bazen 1 dolarlar üzerinde çeşitli büyüler yaptığı yakın çevresinde bulunanlar tarafından dile getirilmektedir. 
Büyücülük İslam dininde en büyük günahlardan bir tanesi olarak kabul edilmektedir. Hatta Peygamber Efendimize (asm) büyüler yapılmış Allah’ın izni ile bütün bu çabalar boşa çıkmıştır. Elbette dünyanın en meşhur kezzabı olarak şöhret kazanmış olan Feto’nun böyle bir alçaklığı yapması gayet normaldir. Her gece Peygamberle görüştüğünü söyleyen ve bu yalanı söylerken sesi titremeyen birisi; büyücülüğü de yapmaktan çekinmez. 
Bu büyücülük işini nasıl yaptığını bazı kaynaklardan istifade ettiğim bilgilerle paylaşabiliriz. Bir gazeteci Bülent Erandaç ve yazar Sadık Yalsızuçanlar, FETÖ'nün hainlik şebekesinin örgüt içerisinde dini nasıl kötüye kullandıklarına dair değerlendirmelerde bulunmuştu. FETÖ tehlikesini anlatan bu yazarlar, İlahiyat mezunlarının birçoğunun Altunizade'de eğitildiğinden bahsetmişlerdir. 
Bu zavallıların beyinleri yıkanmış yetmedi büyücülüğe maruz kalmışlardı. Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek'de bu konudan bahsetmiş fakat kamuoyunda bu dehşetli şahıs hakkında “bu kadarı da olmaz!” şeklinde bir algı olduğundan garip karşılanmıştı. Fakat bu dehşetli büyücülük bugün dahi yapılmaktadır. Yoksa hapislerde dahi fitneye devam eden akla gelmez yalanlarla kendilerini savunmaya çalışan FETÖ mensuplarının akıl almaz inkarlarına ve çelişkili durumlarına  mantıklı bir cevap vermek zordur.
Öyle ki; mahkemelerde itirafçı olarak konuşacaklarını söyleyen kişilerden bir kısmı, fitneye devam ederek kendisini ve Feto’yu hala temize çıkarmaya çalışmakta olduğu görülmektedir. Ortalığı yalancılık ve fitne ile tam bir lağım çukuruna çevirdikleri halde pek uslanmayan bu insanların akıl dışı davranışlarını başka türlü izah etmek son derece güçtür.
Evet, FETÖ örgütü ve Pensilvanyalı büyücü “hüddam” adı verilen parapsikolojik vasıtaları kullanmaktadır. Parapsikoloji, yüz yılı aşkın süredir yapılan bilimsel araştırmalarla ortaya konulmuş psişik yeteneklere sahip insanları inceleyen bir bilim dalıdır. Halk aracında “cinci hocalar” adı verilen bu tür psişik yetenekleri olan kişilere çok rastlanmaktadır. 
İşte Feto’nun elinde bu vasıtaları kullanan çok sayıda eleman vardır. Kendisini de bu konuda çok eğittiği oldukça güçlü yetenekleri olduğundan bahsedilmektedir. Aksi takdirde değişik kültür ve yaşam biçimine sahip insanları bir araya getirerek körü körüne yönetmenin başka bir yolunu bulmak güçtür.
Gülen'in tertip ettiği bir çeşit efsunlar vasıtası ile bazı ifritleri kullanmaktadır. Tarihte de çok örneği olan sihir, büyü ve hüddam kullanımı; Kur'an'da da geçmektedir. Fakat Hz. Süleyman, bunları Allah’ın rızası için kullanırken; Feto ve onun gibi büyücüler yuva yıkmak, insanların ocağını söndürmek için yapmaktadırlar.
Metafizik güçler, arif insanlarda da bulunmaktadır. Fakat onlardan hiçbiri bunları dünyevi maksatlar için kullanmaz ve buna tenezzül etmezler. Bunların hepsinde Allah’ın izni ve iradesi bulunduğu için sınırı aşmamaya dikkat ederler. Mesela bu tür metafiziksel güçleri olanlar bir insana baktığında zihninden ne geçtiğini kısmen söyleyebilir. Fakat bu varlıklar aynı zamanda çok tehlikelidir. İnsanın zihinsel faaliyetlerini çökertip delirtecek kadar fenalığa sebep olabilirler.
Hiçbir şüphe yok ki FETÖ elebaşı, cinleri kullanarak memleketin yıkımı için çaba sarf etmektedir. Fakat kullandığı ifritler; 15 Temmuz günü hiçbir işe yaramamış tam tersine Türk halkının inanılmaz bir biçimde ayağa kalkarak darbecileri susturmasına yol açmıştır. Allah’ın gözle görünmeyen çok sayıda yarattığı varlıklar da vardır. 
İşte 15 Temmuz 2016 günü bu ifritler bir şekilde işlevsiz hale getirilmiş ve FETÖ’nün hiçbir gücü kalmamıştır. Hareket eden tankların üstlüne atlayacak kadar iman ve cesaretle, halkımız bunları mağlup etmiştir. 
Bunu yapan bazı arif ve gayretli insanlar da vardır. Allah rızası için milyonların baş koyduğu din ve vatan uğruna, gözünü kırpmadan ölümün üstüne giden insanlara; hangi ifrit karşı koyabilir ki? Netice de onlar da Allah’ın bir varlığı değil midir?
Tankları durduran gençlerimiz, dedelerimiz hatta çocuklardan bazıları, belki bir Fatiha ve 3 tane de namaz suresi bildiği halde bu inançla yola çıktıkları vakit; bütün efsunlanmış beyinler çözülüp karşılarında mağlup oldular. Yani iman ve inanç; her türlü fitneyi ve bozgunu Allah’ın izni ile yenecek bir güçtür.
Evet, Feto’nun ifritleri ve büyüsü ile bunları okuyan veya taşıyanlar, robotlaşmaktadır. Beyinleri bir nevi uzaktan kumanda edilecek hale gelmiştir. Burası inanılmayacak veya inkar edilecek bir konu değildir. Zira ABD'li istihbarat örgütleri, Rus ve Alman ajanları; yıllardır parapsikolojik alanda çalışmalar yapmakta ve başarılı sonuçlar da alabilmektedirler.
Maddi bir bedeni olmayan ateş ve enerji yüklü varlıkların bulunduğundan Müslümanlar şüphe duymazlar. Kuran’da cinler ve ruhani varlıklardan söz edilmektedir. Peygamber Efendimiz (asm) aynı zamanda cinlere de resul olarak gönderilmiştir. Ona iman eden sayısız cinler mevcuttur. Kızılötesi ve morötesi ışınlar arasında çok küçük bir dalga boyunu görebilen bir gözümüz var. Gözümüzün bunları görememesi olmadıklarına delil olmaz, vesselam…


Dr. Vehbi KARA 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.