Dr. Vehbi Kara
Köşe Yazarı
Dr. Vehbi Kara
 

YALANCILIK VE FETÖ İLİŞKİSİ

Yalancılık ve FETÖ İlişkisi Feto’nun mahiyetini anlamak için şu hadis-i şerifi dikkatle düşünmek gerekiyor: “Bir kulun kötülük ve mâsiyeti (günahları, isyanı) son haddini bulduğu zaman o kul, gözlerine hâkim olur; istediği zaman yaş dökerek ağlar.” (İbni Adiyy: Akabe İbni Amir; Muhtaru’l Ehâdis, s. 11, 80 No’lu hadis.) Demek ki dehşetli bir şahıs insanları etkilemek ve zehirini kusmak için ortaya çıkacak ve ağlayıp sızlayarak insanları aldatacaktır. 15 Temmuz 2016 FETÖ darbesinden sonra en akılsız insan dahi anladı ki bu örgütün lideri Feto, müthiş bir aldatıcıdır ve amacına ulaşmak için her türlü yalanı, desiseyi kullanacak cinsten bir insandır. Bu insanlarda amaca ulaşmak için her yol mubahtır. Zaten darbeci olarak yakalanıp mahkemeye çıkarılan müritleri de aynı kendisi gibi yalan söylemekten zerre kadar rahatsız olmayan tiplerdir. Kameralarda elinde silah ile görüntülendikleri halde dahi inkâr edecek kadar kişilikleri zedelenmiş adeta büyülenmiş insanlar ile karşı karşıya kalıyoruz. Hastalık bellidir. Peki, tedavisi nasıldır? İşte bu FETÖ örgütünün ve liderleri Feto’nun içine düştüğü dehşetli hasletlerden kurtuluşun yegane çaresi doğruluktur. Konunun önemi nedeniyle ayet ve hadislerden yola çıkarak yalan söylemenin ne derece çirkin olduğunu izah etmeye çalışalım. Ayet mealinde Allah şöyle buyuracaktır: “Bu, doğrulara, doğruluklarının fayda vereceği gündür. Onlara, içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte büyük kurtuluş ve kazanç budur” (Mealli Kuran - Maide süresi ayet 119) Bir hadiste ise “Allah’a verdiğiniz sözde durun. Zira Allah sadıklarla beraberdir. Yalandan da uzak durun. Zira yalanla iman bir arada bulunmaz”. Yine doğruluk üzerine Bediüzzaman Said Nursi’nin sözlerden bir demet: Muhammed-ül Emin Aleyhissalâtü Vesselâm'ı a'lâ-yıilliyyîne (en yüksek seviyeye) çıkaran sıdktır ve doğruluktur. Sahabeler ise sıdk ve doğruluk için, can ve mal ve peder ve validelerini ve kavim ve kabilelerini feda edip, sıdk ve hak için fedai olmuşlardır. Sual- Herşeyden evvel bize lâzım olan nedir? Cevap- doğruluk. S- Daha? C- Yalan söylememek. S- Sonra? C- Sıdk, sadakat, ihlas, sebat, tesanüddür. Eğer biz, doğru İslâmiyet'i ve İslâmiyet'e lâyık doğruluğu ve istikameti göstersek, bundan sonra onlardan (diğer dinlerin müntesiplerinden) fevc fevc (grup grup) İslam’a dâhil olacaklardır. Hayat-ı içtimaiyemizin (toplum hayatımızın) esası olan sıdkı, doğruluğu içimizde ihya edip onunla manevî hastalıklarımızı tedavi etmeliyiz.Evet sıdk ve doğruluk , İslâmiyet’in hayat-ı içtimaiyesinde ukde-i hayatiyesidir. Küfür, bütün enva'ıyla kizbdir, yalancılıktır. İman sıdktır, doğruluktur. Necat (kurtuluş) yalnız sıdkla, doğrulukla olur. "Urvet-ülvüska" (çok sağlam kulp) sıdktır. Yani, en muhkem ve onunla bağlanacak zincir doğruluktur. Amma maslahat için kizb ise, zaman onu nesh etmiştir. (ortadan kaldırmıştır) Evet, her söylediğin doğru olmalı, fakat her doğruyu söylemek doğru değil. Bazen zarar verse sükût etmek. Yoksa yalana hiç fetva yok. Her söylediğin hak olmalı, fakat her hakkı söylemeğe senin hakkın yok. Çünki hâlis olmazsa sû'-i tesir eder; hak, haksızlıkta sarfolur. Hâlbuki o zamandan sonra (asr-ı saadetten sonra), gitgide ve gele gele sıdk ve kizb (doğruluk ve yalan) ortasındaki mesafe azala azala, omuz-omuza geldi. Bir dükkânda, ikisi beraber satılmağa başladığı gibi, ahlâk-ı içtimaiye bozuldu. Propaganda-i siyaset, yalana fazla revaç verdi. Yalanın müthiş çirkinliği gizlenip, doğruluğun parlak güzelliği görünmemeye başladığı zamanda, kimin haddi var ki, sahabenin adalet ve sıdk ve ulviyet ve hakkaniyet hususundaki kuvvetlerine, metanetlerine, takvalarına yetişebilsin veya derecelerinden geçsin. Yol ikidir: Ya sükût etmektir. Çünki söylenilen her sözün doğru olması lâzımdır. Veya sıdktır. Çünki İslamiyet’in esası, sıdktır. İmanın hassası, (özelliği, göstergesi) sıdktır. Bütün kemalâta îsal (yönlendirici) edici, sıdktır. Ahlâk-ı âliyenin hayatı, sıdktır. Terakkiyatın mihveri (merkezi) sıdktır. Âlem-i İslâm'ın nizamı, sıdktır. Nev'-i beşeri kâ'be-i kemalâta îsal eden, sıdktır. Ashab-ı Kiram'ı bütün insanlara tefevvuk ettiren (üstün kılan) sıdktır. Muhammed-i Hâşimî Aleyhissalâtü Vesselâm'ın meratib-i beşeriyenin (insani mertebelerin) en yükseğine çıkaran, sıdktır. İşte Feto, denilen zındık, her gün haşa Peygamber Efendimizle (asm) konuştuğunu söyleyebilecek kadar rahat yalan söyleyebilen bir insandır. Bazen kendisini Hazreti İsa, yok eğer yutmadılarsa geriye dönüp Mehdi ilan ederek zavallı insanları kandırıp fitne ateşi içine atmaktadır. Haydut ABD, elbette böylesine yetenekli insanları kaçırmaz. Bu kadar çok yalan söyleme kabiliyeti herkeste bulunmaz. Rol yapma konusunda Hollywood artistleri bile eline su dökemez. İşin kötüsü bu yeteneğini muhataplarına kabul ettirecek kadar ikna etme yönü de vardır. Muhtemelen büyü sihir gibi İslam’ın reddettiği her türlü yolu kullanıyordur. Elbette ABD böyle birisi ile ilişkiye geçerek menfaatleri doğrultusunda kullanmaya çalışır. Nitekim kullanma ömrü sona eren Abdullah Öcalan’ı Türkiye’ye teslim etmiş çok fazla umut bağladığı Feto’yu Pensilvanya’daki sarayına almıştır. İşe yaramadığı anda da yani kullanım ömrü sona erdiğinde işini bitirmekten çekinmeyecektir. Çok kullanışlı bir eleman olan bu zındığı; her türlü kışkırtıcı operasyonda kullanabilmektedir. ABD’li olduğu için kolayca deşifre edilebilen CIA elemanları, FETÖ okullarında kolaylıkla çalışıyor gibi görünerek kendilerini gizleyebilmektedir. FETO sayesinde her türlü kirli işi yapabildikleri için böylesine kabiliyetli elemanını Türkiye’ye vermemesine şaşmamak gerekir tabii. Burada Feto’nun çok rahatlıkla yapabildiği yalancılık üzerinde durmak gerekiyor. Elbette İslam ahlakına uygun olmayan türlü türlü fitne ve desiseyi kullanabilmektedir lakin yalancılıkta kimse eline su dökemez. Kizb yani yalan ise İslam’ın reddettiği çok çirkin bir harekettir. FETÖ örgütü ve elebaşı F. Gülen, yaptığı fitne eylemleri ve İslam düşmanlığı ile tarihin kara sayfalarına geçmiştir. İnsanlığın ortaya çıktığı tarihten kıyamete kadar bu kadar büyük bir aldatıcı komite, gelmemiş ve gelmeyecektir. Öyle işler yapmışlardır ki; Şeytan kendi halinden utanmaktadır. Çünkü insanoğlunun içinden çıkan bu şahısları gördükçe “ben bunlar kadar muvaffak olamadım” diyerek şeytanlıkta dahi geri kaldığını itiraf edecektir. İslam Deccalı unvanını hak edecek kadar azgınlaşmış bu örgüt lideri, bağlılarını dinin en hassas konularını kullanarak etkilemeye çalışmaktadır. İslam’ın reddettiği büyücülüğü dahi en iğrenç metotları kullanarak icra etmektedir. Bir dolarlık banknotlar ve “Kıtmir Büyüsü” adı verilen efsunlu belgeler, orta yerdedir. Bunu inkâr da etmiyorlar. Feto’nun sapkınlığını anlatmak için makalelerimde ne derce azgınlaştığını anlatmaya çalışıyorum. Bu sayede Feto sapkınlığının boyutlarını gözler önüne seriliyor. Bir zamanlar bu sözlerimden dolayı ağır hakaretlere uğramıştım. Lakin ne zaman ki Feto “Hristiyanlar Müslümanları öldürmez, tecavüz etmez” diye konuşunca ve 15 Temmuz darbesi ortaya çıkınca “yahu bu Feto gerçekten bu çok büyük bir sapıkmış” demeye başladılar. Ne çare ki darbe yapılmış 250 aslan kardeşimiz şehit olmuş binlerce yaralı vermiştik. Bade harabil Basra… Bahriyede bunlarla 15 yıl mücadele ettim. Maalesef namazına başlamış olan arkadaşlarımı namaz kılmaktan alıkoydular. Oruç tutan arkadaşlarıma engel oldular. Bunlar yetmemiş gibi içki içmeyi ve her türlü ahlaksız davranışı yapmayı olağan hale getirdiler. Bu çirkin günahlara akla hayale gelmedik bahaneler bulup insanları aldatmaya çalıştılar. Lakin büyünün tesiri öyle büyüktür ki ibahe mezhebinden oldukları halde bunca fenalıkları ayan beyan ortaya çıktıktan sonra dahi hala bunun etkisinden kurtulamayan tutum ve davranışları gösteriyorlar, vesselam… Dr. Vehbi KARA Windows 10 için Posta ile gönderildi
Ekleme Tarihi: 16 Ocak 2020 - Perşembe

YALANCILIK VE FETÖ İLİŞKİSİ

Yalancılık ve FETÖ İlişkisi

Feto’nun mahiyetini anlamak için şu hadis-i şerifi dikkatle düşünmek gerekiyor:

“Bir kulun kötülük ve mâsiyeti (günahları, isyanı) son haddini bulduğu zaman o kul, gözlerine hâkim olur; istediği zaman yaş dökerek ağlar.” (İbni Adiyy: Akabe İbni Amir; Muhtaru’l Ehâdis, s. 11, 80 No’lu hadis.)

Demek ki dehşetli bir şahıs insanları etkilemek ve zehirini kusmak için ortaya çıkacak ve ağlayıp sızlayarak insanları aldatacaktır.

15 Temmuz 2016 FETÖ darbesinden sonra en akılsız insan dahi anladı ki bu örgütün lideri Feto, müthiş bir aldatıcıdır ve amacına ulaşmak için her türlü yalanı, desiseyi kullanacak cinsten bir insandır. Bu insanlarda amaca ulaşmak için her yol mubahtır.

Zaten darbeci olarak yakalanıp mahkemeye çıkarılan müritleri de aynı kendisi gibi yalan söylemekten zerre kadar rahatsız olmayan tiplerdir. Kameralarda elinde silah ile görüntülendikleri halde dahi inkâr edecek kadar kişilikleri zedelenmiş adeta büyülenmiş insanlar ile karşı karşıya kalıyoruz.

Hastalık bellidir. Peki, tedavisi nasıldır? İşte bu FETÖ örgütünün ve liderleri Feto’nun içine düştüğü dehşetli hasletlerden kurtuluşun yegane çaresi doğruluktur. Konunun önemi nedeniyle ayet ve hadislerden yola çıkarak yalan söylemenin ne derece çirkin olduğunu izah etmeye çalışalım.

Ayet mealinde Allah şöyle buyuracaktır: “Bu, doğrulara, doğruluklarının fayda vereceği gündür. Onlara, içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte büyük kurtuluş ve kazanç budur” (Mealli Kuran - Maide süresi ayet 119)

Bir hadiste ise “Allah’a verdiğiniz sözde durun. Zira Allah sadıklarla beraberdir. Yalandan da uzak durun. Zira yalanla iman bir arada bulunmaz”.

Yine doğruluk üzerine Bediüzzaman Said Nursi’nin sözlerden bir demet:

  • Muhammed-ül Emin Aleyhissalâtü Vesselâm'ı a'lâ-yıilliyyîne (en yüksek seviyeye) çıkaran sıdktır ve doğruluktur.
  • Sahabeler ise sıdk ve doğruluk için, can ve mal ve peder ve validelerini ve kavim ve kabilelerini feda edip, sıdk ve hak için fedai olmuşlardır.
  • Sual- Herşeyden evvel bize lâzım olan nedir?
    Cevap- doğruluk.
    S- Daha?
    C- Yalan söylememek.
    S- Sonra?
    C- Sıdk, sadakat, ihlas, sebat, tesanüddür.
  • Eğer biz, doğru İslâmiyet'i ve İslâmiyet'e lâyık doğruluğu ve istikameti göstersek, bundan sonra onlardan (diğer dinlerin müntesiplerinden) fevc fevc (grup grup) İslam’a dâhil olacaklardır.
  • Hayat-ı içtimaiyemizin (toplum hayatımızın) esası olan sıdkı, doğruluğu içimizde ihya edip onunla manevî hastalıklarımızı tedavi etmeliyiz.Evet sıdk ve doğruluk , İslâmiyet’in hayat-ı içtimaiyesinde ukde-i hayatiyesidir. Küfür, bütün enva'ıyla kizbdir, yalancılıktır. İman sıdktır, doğruluktur.
  • Necat (kurtuluş) yalnız sıdkla, doğrulukla olur. "Urvet-ülvüska" (çok sağlam kulp) sıdktır. Yani, en muhkem ve onunla bağlanacak zincir doğruluktur. Amma maslahat için kizb ise, zaman onu nesh etmiştir. (ortadan kaldırmıştır)
  • Evet, her söylediğin doğru olmalı, fakat her doğruyu söylemek doğru değil. Bazen zarar verse sükût etmek. Yoksa yalana hiç fetva yok. Her söylediğin hak olmalı, fakat her hakkı söylemeğe senin hakkın yok. Çünki hâlis olmazsa sû'-i tesir eder; hak, haksızlıkta sarfolur.
  • Hâlbuki o zamandan sonra (asr-ı saadetten sonra), gitgide ve gele gele sıdk ve kizb (doğruluk ve yalan) ortasındaki mesafe azala azala, omuz-omuza geldi. Bir dükkânda, ikisi beraber satılmağa başladığı gibi, ahlâk-ı içtimaiye bozuldu. Propaganda-i siyaset, yalana fazla revaç verdi. Yalanın müthiş çirkinliği gizlenip, doğruluğun parlak güzelliği görünmemeye başladığı zamanda, kimin haddi var ki, sahabenin adalet ve sıdk ve ulviyet ve hakkaniyet hususundaki kuvvetlerine, metanetlerine, takvalarına yetişebilsin veya derecelerinden geçsin.
  • Yol ikidir: Ya sükût etmektir. Çünki söylenilen her sözün doğru olması lâzımdır. Veya sıdktır. Çünki İslamiyet’in esası, sıdktır. İmanın hassası, (özelliği, göstergesi) sıdktır. Bütün kemalâta îsal (yönlendirici) edici, sıdktır. Ahlâk-ı âliyenin hayatı, sıdktır. Terakkiyatın mihveri (merkezi) sıdktır. Âlem-i İslâm'ın nizamı, sıdktır. Nev'-i beşeri kâ'be-i kemalâta îsal eden, sıdktır. Ashab-ı Kiram'ı bütün insanlara tefevvuk ettiren (üstün kılan) sıdktır. Muhammed-i Hâşimî Aleyhissalâtü Vesselâm'ın meratib-i beşeriyenin (insani mertebelerin) en yükseğine çıkaran, sıdktır.

İşte Feto, denilen zındık, her gün haşa Peygamber Efendimizle (asm) konuştuğunu söyleyebilecek kadar rahat yalan söyleyebilen bir insandır. Bazen kendisini Hazreti İsa, yok eğer yutmadılarsa geriye dönüp Mehdi ilan ederek zavallı insanları kandırıp fitne ateşi içine atmaktadır.

Haydut ABD, elbette böylesine yetenekli insanları kaçırmaz. Bu kadar çok yalan söyleme kabiliyeti herkeste bulunmaz. Rol yapma konusunda Hollywood artistleri bile eline su dökemez. İşin kötüsü bu yeteneğini muhataplarına kabul ettirecek kadar ikna etme yönü de vardır. Muhtemelen büyü sihir gibi İslam’ın reddettiği her türlü yolu kullanıyordur.

Elbette ABD böyle birisi ile ilişkiye geçerek menfaatleri doğrultusunda kullanmaya çalışır. Nitekim kullanma ömrü sona eren Abdullah Öcalan’ı Türkiye’ye teslim etmiş çok fazla umut bağladığı Feto’yu Pensilvanya’daki sarayına almıştır. İşe yaramadığı anda da yani kullanım ömrü sona erdiğinde işini bitirmekten çekinmeyecektir.

Çok kullanışlı bir eleman olan bu zındığı; her türlü kışkırtıcı operasyonda kullanabilmektedir. ABD’li olduğu için kolayca deşifre edilebilen CIA elemanları, FETÖ okullarında kolaylıkla çalışıyor gibi görünerek kendilerini gizleyebilmektedir. FETO sayesinde her türlü kirli işi yapabildikleri için böylesine kabiliyetli elemanını Türkiye’ye vermemesine şaşmamak gerekir tabii.

Burada Feto’nun çok rahatlıkla yapabildiği yalancılık üzerinde durmak gerekiyor. Elbette İslam ahlakına uygun olmayan türlü türlü fitne ve desiseyi kullanabilmektedir lakin yalancılıkta kimse eline su dökemez. Kizb yani yalan ise İslam’ın reddettiği çok çirkin bir harekettir.

FETÖ örgütü ve elebaşı F. Gülen, yaptığı fitne eylemleri ve İslam düşmanlığı ile tarihin kara sayfalarına geçmiştir. İnsanlığın ortaya çıktığı tarihten kıyamete kadar bu kadar büyük bir aldatıcı komite, gelmemiş ve gelmeyecektir. Öyle işler yapmışlardır ki; Şeytan kendi halinden utanmaktadır. Çünkü insanoğlunun içinden çıkan bu şahısları gördükçe “ben bunlar kadar muvaffak olamadım” diyerek şeytanlıkta dahi geri kaldığını itiraf edecektir.

İslam Deccalı unvanını hak edecek kadar azgınlaşmış bu örgüt lideri, bağlılarını dinin en hassas konularını kullanarak etkilemeye çalışmaktadır. İslam’ın reddettiği büyücülüğü dahi en iğrenç metotları kullanarak icra etmektedir. Bir dolarlık banknotlar ve “Kıtmir Büyüsü” adı verilen efsunlu belgeler, orta yerdedir. Bunu inkâr da etmiyorlar.

Feto’nun sapkınlığını anlatmak için makalelerimde ne derce azgınlaştığını anlatmaya çalışıyorum. Bu sayede Feto sapkınlığının boyutlarını gözler önüne seriliyor. Bir zamanlar bu sözlerimden dolayı ağır hakaretlere uğramıştım. Lakin ne zaman ki Feto “Hristiyanlar Müslümanları öldürmez, tecavüz etmez” diye konuşunca ve 15 Temmuz darbesi ortaya çıkınca “yahu bu Feto gerçekten bu çok büyük bir sapıkmış” demeye başladılar. Ne çare ki darbe yapılmış 250 aslan kardeşimiz şehit olmuş binlerce yaralı vermiştik. Bade harabil Basra…

Bahriyede bunlarla 15 yıl mücadele ettim. Maalesef namazına başlamış olan arkadaşlarımı namaz kılmaktan alıkoydular. Oruç tutan arkadaşlarıma engel oldular. Bunlar yetmemiş gibi içki içmeyi ve her türlü ahlaksız davranışı yapmayı olağan hale getirdiler.

Bu çirkin günahlara akla hayale gelmedik bahaneler bulup insanları aldatmaya çalıştılar. Lakin büyünün tesiri öyle büyüktür ki ibahe mezhebinden oldukları halde bunca fenalıkları ayan beyan ortaya çıktıktan sonra dahi hala bunun etkisinden kurtulamayan tutum ve davranışları gösteriyorlar, vesselam…

Dr. Vehbi KARA

Windows 10 için Posta ile gönderildi

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.