Nesibe TÜKEL
Köşe Yazarı
Nesibe TÜKEL
 

UĞRUNA SAVAŞTIĞIMIZ DEĞERLERİ İHMÂL EDEREK ZAFER KAZANMANIN HİÇBİR ANLAMI YOKTUR.

UĞRUNA SAVAŞTIĞIMIZ DEĞERLERİ İHMÂL EDEREK ZAFER KAZANMANIN HİÇBİR ANLAMI YOKTUR. Hz. Ali (r.a) İçin anlatılır. Bir kaleyi kuşatmışlar, düştü düşecek; ama akşam namazı vakti girmiş. Hz. Ali (r.a) Demiş ki ; "Yarınız saldırıya devam etsin, yarınız da namazını kılsın; vakti kaçırmayın. " Komutan mukabele etmiş : - "Efendim! Kale düştü düşecek... Bekleyelim biraz daha; ondan sonra kılarız." Hz. Ali (r.a) 'nin verdiği cevap hem çok ilginçtir, hemde çok düşündürücüdür. -UĞRUNA SAVAŞTIĞIMIZ DEĞERLERİ İHMÂL EDEREK ZAFER KAZANMANIN HİÇBİR ANLAMI YOKTUR!!! Geçmişimizi, gerçek manada bilmiyoruz. Zira okula ilk adımımızı attığımız andan itibaren RESMİ TARİH cenderesini ensemizde bir karabasan gibi hissediyorsunuz. Sıkıyorsa resmi tarihin bir milim dışına çıkın. Bakın bakalım neler ile karşılaşacaksınız. Bir şey söyleseniz veya yazsanız soluğu adlı mercilerde alırsınız. Oysa, büyüklerimiz nerelerde, nelerle mücadele etmiş, hangi şartlarda zorluklara göğsünü siper  etmiş biraz gerçekten birazcık kitap kurcalasak, azbuçuk bilecek ve bizden sonraki neslede bunları öğreteceğiz. Öyle bir hale geldik ki; araçlarımız amaç olmuş. Değerlerimizi sürekli en son planda tutar hale geldik. Gerçekten doğrusu bumu acaba? Bize ne oldu, ne oluyor Allah aşkına.... At sırtında elinde kılıç ile mücadele eden bir topluluğa bir bakın, birde sıcacık odasında elinde kahve fincanı ile  klavye başında bugün kü topluma bir bakın.  Nerdeeen.  Nereyeeee. Bir düğmeye basarak kilometrelerce uzağı izleyebilen, kilometrelerce uzakta ki bir hedefi onikiden vurabilen bir imkâna sahip olan bizler, bunun hesabını nasıl vereceğiz? Hiç bunu sorguluyormuyuz? Her işimiz madde olmuş... Ya hu madde bizim için bir araç değil miydi? Yoksa, bizleri bu koşulda yetiştirenler yanlış mı yetiştirdi? Allah aşkına soruyorum. Ne oldu bize? Bir ateist kadar inandığına sahip  çıkamıyoruz. Üzerine ölü toprağı serpilmiş bir haldeyiz, Bir kendimize gelelim!!! Sıkınalım!!! Dirilelim!!!  İnandığımız değerlere sahip çıkalım!!! Önceliklerimizi sürekli olarak ötelemiyelim. Tek derdimiz, İhale...  Makam...  Mevki olmasın. Amaçlarımızı... Amentümüzü tekrar tekrar kalbimize, beynimize yine, yeniden nakşedelim. Hatta çiviyle çakalım. Unutmayalım!!! Biz inancımıza sımsıkı sarılırsak sırtımız yere asla gelmez,  Allah (cc) her zaman yardım eder ve bizlerden  nusretini esirgemez. Nesibe TÜKEL
Ekleme Tarihi: 03 Kasım 2019 - Pazar

UĞRUNA SAVAŞTIĞIMIZ DEĞERLERİ İHMÂL EDEREK ZAFER KAZANMANIN HİÇBİR ANLAMI YOKTUR.

UĞRUNA SAVAŞTIĞIMIZ DEĞERLERİ İHMÂL EDEREK ZAFER KAZANMANIN HİÇBİR ANLAMI YOKTUR.

Hz. Ali (r.a) İçin anlatılır.
Bir kaleyi kuşatmışlar, düştü düşecek; ama akşam namazı vakti girmiş.
Hz. Ali (r.a) Demiş ki ;
"Yarınız saldırıya devam etsin, yarınız da namazını kılsın; vakti kaçırmayın. "

Komutan mukabele etmiş :
- "Efendim! Kale düştü düşecek...
Bekleyelim biraz daha; ondan sonra kılarız."
Hz. Ali (r.a) 'nin verdiği cevap hem çok ilginçtir, hemde çok düşündürücüdür.

-UĞRUNA SAVAŞTIĞIMIZ DEĞERLERİ İHMÂL EDEREK ZAFER KAZANMANIN HİÇBİR ANLAMI YOKTUR!!!

Geçmişimizi, gerçek manada bilmiyoruz. Zira okula ilk adımımızı attığımız andan itibaren RESMİ TARİH cenderesini ensemizde bir karabasan gibi hissediyorsunuz. Sıkıyorsa resmi tarihin bir milim dışına çıkın. Bakın bakalım neler ile karşılaşacaksınız.
Bir şey söyleseniz veya yazsanız soluğu adlı mercilerde alırsınız.

Oysa, büyüklerimiz nerelerde, nelerle mücadele etmiş, hangi şartlarda zorluklara göğsünü siper  etmiş biraz gerçekten birazcık kitap kurcalasak, azbuçuk bilecek ve bizden sonraki neslede bunları öğreteceğiz.

Öyle bir hale geldik ki; araçlarımız amaç olmuş. Değerlerimizi sürekli en son planda tutar hale geldik. Gerçekten doğrusu bumu acaba?

Bize ne oldu, ne oluyor Allah aşkına....
At sırtında elinde kılıç ile mücadele eden bir topluluğa bir bakın, birde sıcacık odasında elinde kahve fincanı ile  klavye başında bugün kü topluma bir bakın. 
Nerdeeen. 
Nereyeeee.

Bir düğmeye basarak kilometrelerce uzağı izleyebilen, kilometrelerce uzakta ki bir hedefi onikiden vurabilen bir imkâna sahip olan bizler, bunun hesabını nasıl vereceğiz?

Hiç bunu sorguluyormuyuz?
Her işimiz madde olmuş...
Ya hu madde bizim için bir araç değil miydi?
Yoksa, bizleri bu koşulda yetiştirenler yanlış mı yetiştirdi?

Allah aşkına soruyorum.
Ne oldu bize?
Bir ateist kadar inandığına sahip  çıkamıyoruz. Üzerine ölü toprağı serpilmiş bir haldeyiz,
Bir kendimize gelelim!!!
Sıkınalım!!!
Dirilelim!!! 
İnandığımız değerlere sahip çıkalım!!! Önceliklerimizi sürekli olarak ötelemiyelim.

Tek derdimiz,
İhale... 
Makam... 
Mevki olmasın.
Amaçlarımızı...
Amentümüzü tekrar tekrar kalbimize, beynimize yine, yeniden nakşedelim. Hatta çiviyle çakalım.

Unutmayalım!!!
Biz inancımıza sımsıkı sarılırsak sırtımız yere asla gelmez, 
Allah (cc) her zaman yardım eder ve bizlerden  nusretini esirgemez.

Nesibe TÜKEL

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.