Sema Akıncı: Dikili kimsenin çiftliği değildir!

Dikili'nin yaklaşan yerel seçimleri öncesinde, Cumhur ittifakı adayı olan Av. Sema Akıncı seçim sürecine dair önemli açıklamalarda bulundu.

Dikili'nin yaklaşan yerel seçimleri öncesinde, Cumhur ittifakı adayı olan Av. Sema Akıncı seçim sürecine dair önemli açıklamalarda bulundu.  Akıncı, seçim öncesindeki hedefleri ve hizmet anlayışını paylaşırken, toplumsal kaygıları giderme ve projeleri hayata geçirme azmi taşıdıklarını vurguladı. Av. Sema Akıncı, siyasetin toplumsal beklentilere cevap verebilme ve toplumun faydasını ön planda tutma gerekliliğine değinirken, seçmenin duygusallıktan uzak, akılcı bir şekilde karar vermesi gerektiğini belirtti. Özellikle siyasi söylemlerde bazen istenmeyen durumların yaşanabileceğini ancak niyetlerinin her zaman toplumsal fayda odaklı olduğunu dile getirdi. Cumhur ittifakı adayı olan Av. Sema Akıncı, son olarak, seçim sürecinin heyecanlı bir zaman dilimi olduğunu ve Dikili'nin geleceğini şekillendirmede halkla birlikte hareket edeceklerini ifade ederek, seçim gününün yaklaştığını hatırlattı. Cumhur ittifakı Dikili Belediye başkan adayı Av. Sema Akıncı sosyal medyada şunları paylaştı Değerli dostlar! Seçim gününe çok az bir zaman kaldı. Dilimiz döndüğünce olanı ve olması gerekeni anlattık, anlatıyoruz. Amacımız; yaşadığımız yere, Dikili'mize katkı sunmak ve  bu hizmet yolunu bir de bizimle yürümeniz.  Başka bir niyet beslemiyoruz. Siyaset, her toplu eylemde olduğu gibi öncesinde kişisellikten arınmış, toplumsal kaygıyı giderici bir Salih niyet ve bütünü hedef alan projeleri hayata geçirme azmi gerektirir. Bizim de niyetimiz böyledir. Elbette bu bir yarıştır ve bu yarışta karar mercii toplumdur. Dikili Halkı,  hayatından memnunsa değişimi reddeder, gerçekten "değişim şart" diyorsa da burada "en güvenilir kim?" sorusuna yanıt arar. Kim yapabilecekse ona yol açar. Buradaki hassas nokta seçmenin de seçimlerini yaparken kişisellikten uzaklaşarak, duygusallıktan arınıp, toplumun ve Dikili'nin faydasını öncelemesidir.  Bu noktada akılcılık esastır. Bizler, söylemlerimizde bu hususlara işaret ederken; yükselen ortam frekansıyla, esasta olmasa da şekilde dil sürçmeleri de yaşayabiliriz. Özdeki niyetimiz, aslında işaret etmek istediğimiz husus; farklı tezahür edebilir. Bu gayet insani bir durumdur ve kasıtlı olamaz.  Bir eleştiriyi, bir ismi zikrederek yaparken; zuhulen o eleştiriye konu olayın sahibi, o guruptaki başka isimdir. O kendini mutlaka bilir.  Bu nedenle ismini beyan ettiğim kişilerden başkan olmayan abimizin değil, o guruptaki diğer bir şahsın konunun muhatabı olduğunu belirtmek isterim. Bu kişinin Dikili'nin bir yerindeki tarlayı, imarlı arsa diye farklı kişilere satan ve arsa üretimi konusunda kendince "elverişli" bir aday peşinde  yerelde koştuğunu düzeltirim.  Ancak, ismini kullandığım abim de, toplumun belli bir kesimince bu destek gurubunun kurucu lideri pozisyonunda görülmektedir. Kendisini, hemşerilik ve komşuluk ilişkilerimizden ötürü yakın hissetmemiz; sitemimize konu olmuştur. Nitekim farklı bir sebeple onun da beklentileri çerçevesinde bu oluşuma desteği vardır. Burada, elbette herkes, her ne nedenle olursa olsun; istediğini yapabilir, buna karışmak kimsenin haddine değildir. Lakin siyasetin içinde yıllardır bilinen büyüklerimizin, halkımızı etkileme noktasında, kişisel sebeplerinin ötesinde durmaları, ortak toplumsal beklentiler çerçevesinde gereken yerini belirlemeleri Dikili Halkının beklentisidir. Böyle kişilerin, halkımızın ve ilçemizin olması gereken noktaya, kimlerle ve nasıl gelebileceğini realist bir bakışla değerlendirip , bu hususlarda sağduyulu bir yönlendirici liderliğinin olması daha anlamlı olur.  Ve bu noktada Dikili'nin geleceğini istenen noktaya taşıyacak başkan ve ekibi Cumhur İttifakı Ekibidir.  Sitemimizin özü budur.   Biliyoruz ki yerelde siyaset;  partiler üstüdür. Partimizin tek adı vardır; o da Dikili'dir.  Kamu kurumlarımız da elbette baş tacımızdır. Ancak bu kurumları temsilen görev yapan yöneticilerimiz de, bir kural konulmuşsa onu uygulatma noktasında esneklik içinde olmamalıdır. Yasaklara rağmen bir yol geçişe kapatılıp,  o vaziyette toplantı yapılıyorsa;  bu husustaki uyarımıza verilen cevap "tutanak tutarız" olmamalıdır. Yapılması gereken, yolu fiilen açmak olmalıdır. Kurumların bazısı kuralı koyar, bazısı da bu kuralı uygulatır. Maksadımız bu uygulamanın sözde değil; özde icracılığının sağlandığını hissetmektir. Kurumlarımız olası riskleri gözeterek, mantık ve kural çerçevesinde tedbir almalıdır. Sözlerimiz; konunun muhatabı ilgililer olup, kurumsal kimliklere ve bu kurumlarda çalışanlara zerre kadar olumsuz bakış açımız olmadı, olamaz. Neyse ki bu yasaktan da dönülmüştür. Zira bizler, bu ilçede yıllardır bu seçim atmosferini bir sisteme oturtarak, kardeşçe uygulamış bir halkız ve yine bu böyle olacaktır. Neticede hepimiz burada yaşayan dostlarız.  Bu yarış da; ilçemizin yüksek menfaatlere kavuşması içindir ve heyecanlı, yüksek frekanslı zaman zaman yükselse de neşelendiğimiz bir zaman dilimidir. Yoksa kimseyle şahsi ne sorunumuz olabilir, ne de devletimizi temsil eden kurumlara saygısızlığımız söz konusu olabilir.  ... Son sözümüz, türlü ayak oyunları ile yolumuzu kesmek isteyen,  "altı boşalmış" bir halde işçisine/memuruna baskıda diktatörlüğü aratmayan mevcut beceriksiz belediye yönetimine ve her geçen gün Dikili halkı tarafından piyonluğu anlaşılan ve günden güne eriyen "bağımlı" adaylara; MEYDAN BOŞ DEĞİLDİR. DİKİLİ, KİMSENİN ÇİFTLİĞİ DEĞİLDİR. DİKİLİ, BİR TİYATRO SAHNESİ DE DEĞİLDİR. DİKİLİ HALKI SAHİPSİZ DEĞİLDİR. EVELALLAH, HALKLA GELİYORUZ. DİKİLİ'NİN GÜMBÜR GÜMBÜR AYAK SESİYLE GELİYORUZ. ARKA SOKAKLARIN ÇOCUKLARIYLA GELİYORUZ. AZ KALDI; ÇOĞALARAK MEYDANLARI FETHE GELİYORUZ diyebilme duruşumuza eşlik etmenizdir. Kalın sağlıcakla…