Türkiye Temel Haklar Sıralamasında Geriliyor: Basın ve İfade Özgürlüğünde Alarm!

HUKUK/YARGI/ADALET (HM) - Haber Merkezi | 26.05.2025 - 10:30, Güncelleme: 26.05.2025 - 10:30 1002 kez okundu.
 

Türkiye Temel Haklar Sıralamasında Geriliyor: Basın ve İfade Özgürlüğünde Alarm!

Uluslararası raporlar, Türkiye'nin insan hakları, ifade özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı gibi alanlarda dünya genelinde gerilediğini ortaya koydu. Uzmanlara göre çözüm, reform ve şeffaflıkta.
İfade özgürlüğü, adil yargılanma hakkı ve basın özgürlüğü; bir ülkenin demokratik standartlarını belirleyen en temel göstergeler arasında yer alıyor. Türkiye ise bu alanlarda uluslararası raporlara göre her geçen yıl geriye gidiyor. 2024 itibariyle hem Sınır Tanımayan Gazeteciler hem de Freedom House raporları, Türkiye’deki temel haklar açısından endişe verici bir tabloya işaret ediyor. İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNDE KRİTİK GERİLEME Freedom House 2024 raporuna göre Türkiye, “özgür olmayan ülkeler” kategorisine düştü. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) tarafından yayımlanan basın özgürlüğü endeksinde ise Türkiye 180 ülke arasında 165. sırada yer aldı. Gazeteciler, sosyal medya kullanıcıları, sanatçılar ve akademisyenler; tweet atmak, karikatür çizmek veya haber yapmak gibi eylemler nedeniyle yargılanma riskiyle karşı karşıya. Bu durum, bireysel hakların ihlali yanında toplumda otosansürün de artmasına neden oluyor. YARGI BAĞIMSIZLIĞI ULUSLARARASI MERCEKTE Avrupa Konseyi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’ye yönelik verdiği kararların çoğunda adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini vurguluyor. Özellikle siyasi içerikli davalarda; uzun tutukluluk süreleri, yeterli delil olmadan verilen cezalar ve hızlı yargılama süreçleri, Türkiye’nin Avrupa hukuk normlarıyla çeliştiğini ortaya koyuyor. DÜNYADAN ÖRNEKLER: DEMOKRASİ LİDERLERİ VE OTORİTER YAPILAR İsveç, Norveç, Almanya gibi ülkelerde ifade özgürlüğü ve basın hakları anayasal güvence altında, bu ülkeler insan hakları endekslerinde ilk sıralarda yer alıyor. Öte yandan Çin, Rusya ve İran gibi ülkelerle benzer seviyede olan Türkiye, bu otoriter yapılarla aynı çizgide değerlendiriliyor. Polonya ve Macaristan gibi Avrupa ülkelerinde de gerileme olsa da, Türkiye kadar düşük sıralara inmiş değiller. HAK İHLALLERİNİN TOPLUMSAL YANSIYASI: KORKU VE GÜVENSİZLİK İfade ve basın özgürlüğündeki baskılar, yalnızca bireyleri değil, toplumu da etkiliyor. Medyaya güven azalırken, yurttaşlar fikirlerini açıkça dile getirmekten kaçınıyor. Bu da toplumsal kutuplaşmayı derinleştiriyor. Özellikle genç kuşak, özgürlük eksikliğini gerekçe göstererek yurt dışına göç ediyor.  ÇÖZÜM ÖNERİLERİ: REFORM VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ Uzmanlara göre Türkiye’nin bu alandaki kötü gidişatını durdurması için öncelikle siyasi iradenin reformist adımlar atması gerekiyor. Yargı bağımsızlığı güçlendirilmeli, basına yönelik baskılar son bulmalı ve ifade özgürlüğü anayasal güvence altına alınmalı. AİHM kararlarının eksiksiz uygulanması da uluslararası güvenin yeniden tesisini sağlayabilir. SONUÇ: DEMOKRASİ İLE İNSAN HAKLARI BİRLİKTE VAR OLABİLİR İnsan hakları, devletlerin lütfu değil, bireylerin doğuştan gelen hakkıdır. Türkiye’nin uluslararası alanda yeniden itibar kazanması, ancak ifade özgürlüğü ve adil yargı gibi temel hakların etkin biçimde korunmasıyla mümkün olabilir. Demokrasi, ancak bu değerler yaşatıldığında gerçek anlamını bulur.
Uluslararası raporlar, Türkiye'nin insan hakları, ifade özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı gibi alanlarda dünya genelinde gerilediğini ortaya koydu. Uzmanlara göre çözüm, reform ve şeffaflıkta.

İfade özgürlüğü, adil yargılanma hakkı ve basın özgürlüğü; bir ülkenin demokratik standartlarını belirleyen en temel göstergeler arasında yer alıyor. Türkiye ise bu alanlarda uluslararası raporlara göre her geçen yıl geriye gidiyor. 2024 itibariyle hem Sınır Tanımayan Gazeteciler hem de Freedom House raporları, Türkiye’deki temel haklar açısından endişe verici bir tabloya işaret ediyor.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNDE KRİTİK GERİLEME

Freedom House 2024 raporuna göre Türkiye, “özgür olmayan ülkeler” kategorisine düştü. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) tarafından yayımlanan basın özgürlüğü endeksinde ise Türkiye 180 ülke arasında 165. sırada yer aldı.

Gazeteciler, sosyal medya kullanıcıları, sanatçılar ve akademisyenler; tweet atmak, karikatür çizmek veya haber yapmak gibi eylemler nedeniyle yargılanma riskiyle karşı karşıya. Bu durum, bireysel hakların ihlali yanında toplumda otosansürün de artmasına neden oluyor.

YARGI BAĞIMSIZLIĞI ULUSLARARASI MERCEKTE
Avrupa Konseyi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’ye yönelik verdiği kararların çoğunda adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini vurguluyor. Özellikle siyasi içerikli davalarda; uzun tutukluluk süreleri, yeterli delil olmadan verilen cezalar ve hızlı yargılama süreçleri, Türkiye’nin Avrupa hukuk normlarıyla çeliştiğini ortaya koyuyor.

DÜNYADAN ÖRNEKLER: DEMOKRASİ LİDERLERİ VE OTORİTER YAPILAR
İsveç, Norveç, Almanya gibi ülkelerde ifade özgürlüğü ve basın hakları anayasal güvence altında, bu ülkeler insan hakları endekslerinde ilk sıralarda yer alıyor.

Öte yandan Çin, Rusya ve İran gibi ülkelerle benzer seviyede olan Türkiye, bu otoriter yapılarla aynı çizgide değerlendiriliyor. Polonya ve Macaristan gibi Avrupa ülkelerinde de gerileme olsa da, Türkiye kadar düşük sıralara inmiş değiller.

HAK İHLALLERİNİN TOPLUMSAL YANSIYASI: KORKU VE GÜVENSİZLİK
İfade ve basın özgürlüğündeki baskılar, yalnızca bireyleri değil, toplumu da etkiliyor. Medyaya güven azalırken, yurttaşlar fikirlerini açıkça dile getirmekten kaçınıyor. Bu da toplumsal kutuplaşmayı derinleştiriyor. Özellikle genç kuşak, özgürlük eksikliğini gerekçe göstererek yurt dışına göç ediyor.

 ÇÖZÜM ÖNERİLERİ: REFORM VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ
Uzmanlara göre Türkiye’nin bu alandaki kötü gidişatını durdurması için öncelikle siyasi iradenin reformist adımlar atması gerekiyor. Yargı bağımsızlığı güçlendirilmeli, basına yönelik baskılar son bulmalı ve ifade özgürlüğü anayasal güvence altına alınmalı. AİHM kararlarının eksiksiz uygulanması da uluslararası güvenin yeniden tesisini sağlayabilir.

SONUÇ: DEMOKRASİ İLE İNSAN HAKLARI BİRLİKTE VAR OLABİLİR
İnsan hakları, devletlerin lütfu değil, bireylerin doğuştan gelen hakkıdır. Türkiye’nin uluslararası alanda yeniden itibar kazanması, ancak ifade özgürlüğü ve adil yargı gibi temel hakların etkin biçimde korunmasıyla mümkün olabilir. Demokrasi, ancak bu değerler yaşatıldığında gerçek anlamını bulur.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.