Süresiz nafaka tartışması büyüyor: "Bu bir nafaka değil, ceza"
Süresiz nafaka tartışması büyüyor: "Bu bir nafaka değil, ceza"
Süresiz nafaka uygulaması, mağduriyet iddiaları ve sosyal adalet tartışmalarıyla yeniden gündemde. Uzmanlar sistemin adil olmadığını savunuyor.
Süresiz nafaka düzenlemesi tartışma yaratıyor: "Bu bir nafaka değil, ceza sistemi"
Türkiye'de yıllardır yürürlükte olan süresiz nafaka uygulaması, kamuoyunda yeniden hararetli tartışmalara neden oldu. Boşanma sonrası, bir tarafın diğer tarafa ömür boyu nafaka ödemesini öngören bu düzenlemenin, adaletsiz sonuçlar doğurduğu gerekçesiyle eleştiriler giderek artıyor.
Medeni Kanun 175. madde: Sınırsız sorumluluk mu?
Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi, boşanma sonrası "yoksulluğa düşecek eş" lehine nafaka hakkı tanıyor. Ancak uygulamada bu hükmün süresiz şekilde işletilmesi, ciddi mağduriyetlere yol açtığı gerekçesiyle eleştiriliyor.
Sistem, kimi örneklerde birkaç yıllık evlilik sonrası bile onlarca yıl süren nafaka yükü doğuruyor. Bu yük, yalnızca boşanan bireyleri değil, yeniden kurulan aileleri de etkiliyor.
"İkinci eşler mağdur, çocuklar etkileniyor"
Uzmanlar ve mağdurların ortak görüşü, süresiz nafaka yükünün yalnızca boşanan eşe değil, yeni eşe ve çocuklara da dolaylı zarar verdiği yönünde. Maaşının önemli bir kısmını eski eşine ödemek zorunda kalan bireylerin, yeni kurdukları ailelerde maddi yetersizlik nedeniyle huzursuzluk yaşadığı belirtiliyor.
Birçok kişi, "Tanımadığım birinin hayatını finanse ediyorum. Bu yalnızca benim değil, çocuğumun da hakkının gasp edilmesi demek" ifadeleriyle duruma tepki gösteriyor.
"Devlet korumayı bireyin sırtına yüklüyor"
Sosyal devlet anlayışının gereği olarak mağdur olan tarafın devlet destekleriyle korunması gerektiğini savunan hukukçular, bu yükün bir bireye ömür boyu yüklenmesini "adil olmayan bir ceza sistemi" olarak nitelendiriyor.
Ayrıca bazı kadın hakları savunucuları da, bu sistemin kadınları güçlü ve üretken bireyler olmaktan uzaklaştırdığına dikkat çekiyor:
"Devlet, çalış, üret, kendi ayaklarının üzerinde dur demiyor. Boşan ama eski eşin sırtında yaşa mesajı veriyor."
"Siyasiler feminist tepkiden çekiniyor"
Tartışmanın bir başka boyutu da siyasi atmosfer. Süresiz nafaka konusunu gündeme getiren siyasiler, "kadın düşmanı" etiketiyle karşı karşıya kalmaktan çekindiklerini dile getiriyor. Bu nedenle konu, uzun süredir meclis gündemine taşınmıyor.
Ancak kamuoyundaki tepkilerin büyümesiyle birlikte, taleplerin artık görmezden gelinemeyecek noktaya geldiği ifade ediliyor.
Sessiz çoğunluk, sandıkta konuşabilir
Süresiz nafaka mağdurları tarafından dile getirilen temel itiraz şu soruda özetleniyor: "Hak etmediğim bir hayatı finanse etmek zorunda mıyım?"
Bu soruya uzun süredir yanıt bulamayan binlerce kişi, seslerinin siyaset tarafından duyulmasını istiyor. Talepler arasında süreli nafaka uygulamasına geçilmesi, devlet destekli sosyal yardımların artırılması ve kadın istihdamının güçlendirilmesi ilk sıralarda yer alıyor.
Uzmanlara göre, bu sesler duyulmazsa siyasetin karşı karşıya kalacağı en büyük risk, seçmen tepkisi olacak.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.