24 Mayıs 2025 tarihinde yaşanan bir olay, sağlık sistemimizdeki kronik sorunları bir kez daha gözler önüne serdi. Gözünde yabancı cisim batması şikayetiyle Bursa Uludağ Üniversitesi Hastanesi'nin acil bölümüne başvuran bir vatandaşın yaşadıkları, hem sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını hem de sistemsel tıkanıklığı sorgulatır nitelikte.   Hasta başvurusunu yaptıktan sonra görevli personel tarafından "5 dakika içinde anonsla çağrılacaksınız, lütfen bekleyin" şeklinde bilgilendirildi. Ancak bu kısa süreli bekleyiş, dakikaların saatlere dönüştüğü bir sabır sınavına dönüştü. Tam 3 saat boyunca herhangi bir çağrı yapılmayan hasta, çaresizce tekrar başvurduğunda ise nöbetçi doktordan aldığı cevap daha da düşündürücüydü:   "Göz doktoru tek başına ameliyata girdi. Ne zaman çıkar bilemeyiz. Bugün gidin, yarın tekrar gelin."   Bu yaklaşım, 'acil' olarak tanımlanan bir sağlık durumunun ne denli ciddiye alındığını sorgulatırken; vatandaşlar arasında "Bu durum sağlık sisteminde bir çöküşün habercisi mi?" sorusunu da beraberinde getirdi.   GÖZ GİBİ HASSAS BİR DURUMDA 'YARIN GELİN' CÜMLESİ!   Göz gibi hayati ve hassas bir organa yabancı cisim teması, enfeksiyon ve kalıcı hasar riski taşırken, hastaya yöneltilen "Yarın gelin" ifadesi hem tıbbi etik hem de sağlık hizmetinin kalitesi açısından endişe verici bir örnek olarak karşımıza çıkıyor.   SAĞLIK SİSTEMİ NEDEN TIKANDI?   Uzmanlara göre bu tür durumlar, hem branş doktoru eksikliğinden hem de sistematik nöbet planlamasındaki yetersizlikten kaynaklanıyor olabilir. Ancak sorulması gereken asıl sorular şunlar: • Acil servislerde neden yeterli uzman hekim bulunmuyor? • Ameliyata giren tek göz doktorunun yerine herhangi bir nöbetçi ya da vekil doktor görevlendirilmemesi kabul edilebilir mi? • Acil servisler gerçekten acil hastalara mı hizmet veriyor, yoksa yönlendirme ve oyalama noktası haline mi geldi?   SORUMLULARA SESLENİYORUM   Bu yazı bir ihbar, bir çağrıdır.   Sayın Sağlık Bakanı'na, Bursa İl Sağlık Müdürlüğü'ne, YÖK ve ilgili denetim kurumlarına sesleniyorum: Lütfen bu olay araştırılsın. Kamera kayıtları incelensin, hasta memnuniyet sistemi çalıştırılsın, göz hekimi görev çizelgesi kontrol edilsin. Göz göre göre yaşanan bu mağduriyet sessiz kalınacak bir konu değildir.   Halk sağlık hizmetine ulaşamıyorsa, bu ülkenin her yurttaşı için bir tehdittir. Kaldı ki bu olay sadece bir kişinin yaşadığı bireysel bir sorun değil; tüm Türkiye'ye yayılan derin bir sistemik sorun zincirinin yalnızca bir halkası olabilir.   Yetkilileri göreve davet ediyorum.