Fehmi Demirbağ
Köşe Yazarı
Fehmi Demirbağ
 

ORMAN 5’TEN BÜYÜKTÜR

Arvalap adasının derinliklerinde balta girmemiş ormanların varlığından pek az kimsenin haberi vardır. Ormanda bilinenlerin dışında daha isimlendirilmemiş yüzlerce, belki de binlerce hayvan ve bitki çeşidi bulunmaktadır. İnsanların yaşam alanlarının oldukça uzaklarında bulunan bu ormanın ismi “Bilinmezlik Ormanı” dır.  Size ara ara Arvalap Adası’ndan bahsediyorum. Arvalap Adası’nın doğal bir ada olmadığını, insanlar tarafından yapıldığını da ilk kez şimdi söyleyeceğim.  Muazzam bir hikaye anlatacağım sizlere.  Bundan birkaç nesil sonra insanların çevreye verdikleri zararlar sonrası yeryüzünde yaşam alanları iyice kısıtlanmıştı.  Bakın dikkat edin, bu hikayeyi şimdi anlatıyorum. Ama hikayenin geçtiği yıllar bugünden çok uzak yıllarda geçiyor. Yani ben bu hikayeyi, kuantum sıçramaları yapan bir hava aracının kumanda merkezinden yazıyorum. Yazdıklarıma bir nevi “kaptanın seyir defteri” diyebilirsiniz. Aracımız zaman içerisinde yolculuk yapabiliyor. Bu yolculuklarda yaşananlara asla müdahale edemiyoruz. Ancak geçmişin karanlıklarında kalan olayları inceleyebildiğimiz gibi geleceğin bilinmezliğinde ve belirsizliğinde ki olaylara da bir öngörüde bulunabiliyoruz. Geçmişin yaşanmışlıklarını geleceğe aktarıyoruz ki gelecek nesiller dünden netice çıkarabilsinler. İbret alsınlar. Malum, ibret almayan ibretlik olur. İşte insanlar bu ibret alma olayını ciddiye almadıklarından dünya yaşanmaz bir yer oldu. Sonrasında gelişen olayların hikayesi anlatacaklarım. Bu yazıyı kaleme aldığım yıl 2020. Ancak ben 2101 yılında yaşıyorum. Kafanızı fazla karıştırmayayım. Siz pür dikkat kesilin ve anlatacağım hikayeye kulak verin.  Küresel ısınma, küresel soğuma, depremler, savaşlar derken dünya iyice yaşanmaz bir yer olup çıkmıştı. Özellikle yıkılan şehirlerin enkazları yerlerinden kaldırılmalıydı ki yeni yaşam alanları yeniden inşa edilmeliydi. Onca hafriyatı, molozu nereye kaldıracaktık? İnsanlar Mariana Çukuru denilen, Dünya üzerinde bilinen en derin noktayı seçtiler. Büyük Okyanus'ta, Guam Adası'nın güney batısında, Japonya ve Endonezya arasında, iki ülkeye de aşağı yukarı eşit uzaklıkta yer alan bu bölgeye bütün dünyanın molozlarını boca ettiler. 11 kilometrelik bu çukur kısa süre içerisinde doldu. Oluşan bu suni adaya da Arvalap Adası ismi verildi. İnsanların yaşadıkları bölgede ancak iyilerin yaşamasına yer verildi. Adanın arta kalan yerlerinde ise dünyanın değişik bölgelerinden getirilen bitki ve hayvanlar yerleştirildi. Zamanla rüzgarın sürüklediği tohumlarla bilinmedik bitkiler ortaya çıktı. Okyanusları yüzerek geçen ve buraya sığınan nice de bilinmedik hayvanlar bu florada yerlerini aldılar. Arvalap Adası’nın dışında yani kadim yerleşim yerlerinde hayat ise amansız kavgalarla sürüp gitmektedir.  Arvalap Adası’nda hayat yeniden konumlanmaya başladıktan sonra alışkanlıklarından vazgeçemeyen Aslan, Horoz, Kartal, Ayı ve Panda orman komisyonunun yöneticileri olarak kendilerini atadılar. Orman Krallığı yeniden inşa edilmişti. Öyle ki bu hayvanlar kendilerinin ayrıcalıklı olduklarını iddia ediyorlardı. Geldikleri topraklardaki gibi hükümranlıkları sürsün istiyorlardı.   Fransa’nın sembolü Horoz, İngiltere’nin sembolü Aslan, Amerika’nın sembolü Kartal, Rusya’nın sembolü Ayı, Çin’in sembolü Panda orman kanunlarını kendileri belirlemek istiyorlardı.  Horoz kendince ormanda zamanın belirleyicisiydi. “Ben dilediğim saatte ötebilirim” keyfiyetindeydi. Onun belirlemesine göre ormanda hayat sürmeliydi. Ona göre acıkmalıydı diğer hayvanlar, ona göre üreme zamanları olmalıydı.  Diğer bütün hayvanlar onun zaman belirleyiciliği konusunda itiraz hakkına sahip değillerdi. Hatta elinden gelse güneşin doğuşunu ve batışını da o belirlemek istiyordu. Ormandaki bütün tavuklar ona aitti. Dilediğini dilediği şekilde de kullanma hakkına sahipti. Bütün yumurtalar onundu. Ada’da henüz hayvanlar yerleşmeye başlamışlardı ki Aslan kükreyerek çoktan ormanın kralı olduğunu deklare etmişti. Öyle ya, üzerinde güneş batmayan denilen sömürgeci imparatorluğun topraklarından buraya gelmişti. İddia odur ki dünyanın bu hallere düşmesinin en önemli sebebi işte bu imparatorlukmuş. Aslan’da bu imparatorluğa öykünür olmuş. Dünyanın nasıl hakimi İngiltere ise ben de ormanların hakimiyim diyesiymiş. Yanından da en yakın yalakası Sırtlan’ı hiç ayırmazmış. Sırtlan bu adaya Kenan illerinden kopupta gelmiş. Kocaman kanatlarıyla bütün ormanı kolaçan eden Kartal keskin gözleriyle de ormanda olan biten her şeyden haberdardır. Ulaşılmaz olduğunu düşünür. Arvalap Adası’na Amerikan kıtasından getirilmiştir. Akbabalarla iş tutar. Yediklerinden arta kalanlarla onları besler. Domuzları da pis işlerinde kullanır. Onlarda Alman topraklarından buralara gelmiştir.  Her şeyi yemek menüsünde bulabilirsiniz. Et, bal, meyve… Kimden mi bahsediyorum. Elbette Ayı’dan! Sibirya bozkırlarını geride bırakıp buraları yurt edindiğinde didişmediği hayvan kalmamıştı. Hikayemizin ilerleyen bölümlerinde Ayı’nın akıl almaz maceralarına yer vereceğiz. Orman Krallığı’nın yani Konsey’in bir diğer üyesi Panda’ya gelirsek…Aslınca etçil olmasına rağmen avlanma konusunda tembel olduklarından otçulda takılırlar. Günleri yemek yemek ve uyumakla geçer. Çin’den buraya gelmiştir. Aslında onun yerine Ejderha gelecekmiş ama varlığı ispatlanamadığı için Konsey’de yer almasına bir itiraz gelmemiş.  Ormanın diğer hayvanlarına gelirsek; Dedikoducu Geyik, Saftirik Sazan, Kurnaz Tilki…Hay Allah şimdi hangi birisinden bahsedeyim? Hikayemiz ilerledikçe ne tiplerle karşılacağız, bir bilseniz.  Ormanda yerleşim gerçekleştikten sonra işte bu 5 hayvanın diğer hayvanlar üzerindeki baskıları hikayemizin omurgasını oluşturmakta. Gündelik orman yaşantısı bu baskılardan dolayı çekilmez hale gelmiştir. Bütün hayvanlar ümitsizdir, bunalmışlardır. Ormana bir düzen gelmesi gerektiği konusunda diğer bütün hayvanlar hemfikirdirler. Ama bu nasıl olacaktır? Kim yapacaktır.  İşte bu soruların cevabı ortaya Kurt’un çıkmasıyla gerçekleşir. Boz bir Kurt uzun zamandır Orman halkının beklentisini şu cümleyle vurgular: “Orman 5’ten büyüktür!” DEVAM EDECEĞİZ FEHMİ DEMİRBAĞ
Ekleme Tarihi: 02 Mart 2020 - Pazartesi

ORMAN 5’TEN BÜYÜKTÜR


Arvalap adasının derinliklerinde balta girmemiş ormanların varlığından pek az kimsenin haberi vardır. Ormanda bilinenlerin dışında daha isimlendirilmemiş yüzlerce, belki de binlerce hayvan ve bitki çeşidi bulunmaktadır. İnsanların yaşam alanlarının oldukça uzaklarında bulunan bu ormanın ismi “Bilinmezlik Ormanı” dır. 
Size ara ara Arvalap Adası’ndan bahsediyorum. Arvalap Adası’nın doğal bir ada olmadığını, insanlar tarafından yapıldığını da ilk kez şimdi söyleyeceğim. 
Muazzam bir hikaye anlatacağım sizlere. 
Bundan birkaç nesil sonra insanların çevreye verdikleri zararlar sonrası yeryüzünde yaşam alanları iyice kısıtlanmıştı. 
Bakın dikkat edin, bu hikayeyi şimdi anlatıyorum. Ama hikayenin geçtiği yıllar bugünden çok uzak yıllarda geçiyor. Yani ben bu hikayeyi, kuantum sıçramaları yapan bir hava aracının kumanda merkezinden yazıyorum. Yazdıklarıma bir nevi “kaptanın seyir defteri” diyebilirsiniz. Aracımız zaman içerisinde yolculuk yapabiliyor. Bu yolculuklarda yaşananlara asla müdahale edemiyoruz. Ancak geçmişin karanlıklarında kalan olayları inceleyebildiğimiz gibi geleceğin bilinmezliğinde ve belirsizliğinde ki olaylara da bir öngörüde bulunabiliyoruz. Geçmişin yaşanmışlıklarını geleceğe aktarıyoruz ki gelecek nesiller dünden netice çıkarabilsinler. İbret alsınlar. Malum, ibret almayan ibretlik olur. İşte insanlar bu ibret alma olayını ciddiye almadıklarından dünya yaşanmaz bir yer oldu. Sonrasında gelişen olayların hikayesi anlatacaklarım.
Bu yazıyı kaleme aldığım yıl 2020. Ancak ben 2101 yılında yaşıyorum.
Kafanızı fazla karıştırmayayım. Siz pür dikkat kesilin ve anlatacağım hikayeye kulak verin. 
Küresel ısınma, küresel soğuma, depremler, savaşlar derken dünya iyice yaşanmaz bir yer olup çıkmıştı. Özellikle yıkılan şehirlerin enkazları yerlerinden kaldırılmalıydı ki yeni yaşam alanları yeniden inşa edilmeliydi. Onca hafriyatı, molozu nereye kaldıracaktık?
İnsanlar Mariana Çukuru denilen, Dünya üzerinde bilinen en derin noktayı seçtiler. Büyük Okyanus'ta, Guam Adası'nın güney batısında, Japonya ve Endonezya arasında, iki ülkeye de aşağı yukarı eşit uzaklıkta yer alan bu bölgeye bütün dünyanın molozlarını boca ettiler. 11 kilometrelik bu çukur kısa süre içerisinde doldu. Oluşan bu suni adaya da Arvalap Adası ismi verildi. İnsanların yaşadıkları bölgede ancak iyilerin yaşamasına yer verildi. Adanın arta kalan yerlerinde ise dünyanın değişik bölgelerinden getirilen bitki ve hayvanlar yerleştirildi. Zamanla rüzgarın sürüklediği tohumlarla bilinmedik bitkiler ortaya çıktı. Okyanusları yüzerek geçen ve buraya sığınan nice de bilinmedik hayvanlar bu florada yerlerini aldılar.
Arvalap Adası’nın dışında yani kadim yerleşim yerlerinde hayat ise amansız kavgalarla sürüp gitmektedir. 
Arvalap Adası’nda hayat yeniden konumlanmaya başladıktan sonra alışkanlıklarından vazgeçemeyen Aslan, Horoz, Kartal, Ayı ve Panda orman komisyonunun yöneticileri olarak kendilerini atadılar. Orman Krallığı yeniden inşa edilmişti. Öyle ki bu hayvanlar kendilerinin ayrıcalıklı olduklarını iddia ediyorlardı. Geldikleri topraklardaki gibi hükümranlıkları sürsün istiyorlardı.  
Fransa’nın sembolü Horoz,
İngiltere’nin sembolü Aslan,
Amerika’nın sembolü Kartal,
Rusya’nın sembolü Ayı,
Çin’in sembolü Panda orman kanunlarını kendileri belirlemek istiyorlardı. 
Horoz kendince ormanda zamanın belirleyicisiydi. “Ben dilediğim saatte ötebilirim” keyfiyetindeydi. Onun belirlemesine göre ormanda hayat sürmeliydi. Ona göre acıkmalıydı diğer hayvanlar, ona göre üreme zamanları olmalıydı.  Diğer bütün hayvanlar onun zaman belirleyiciliği konusunda itiraz hakkına sahip değillerdi. Hatta elinden gelse güneşin doğuşunu ve batışını da o belirlemek istiyordu. Ormandaki bütün tavuklar ona aitti. Dilediğini dilediği şekilde de kullanma hakkına sahipti. Bütün yumurtalar onundu.
Ada’da henüz hayvanlar yerleşmeye başlamışlardı ki Aslan kükreyerek çoktan ormanın kralı olduğunu deklare etmişti. Öyle ya, üzerinde güneş batmayan denilen sömürgeci imparatorluğun topraklarından buraya gelmişti. İddia odur ki dünyanın bu hallere düşmesinin en önemli sebebi işte bu imparatorlukmuş. Aslan’da bu imparatorluğa öykünür olmuş. Dünyanın nasıl hakimi İngiltere ise ben de ormanların hakimiyim diyesiymiş. Yanından da en yakın yalakası Sırtlan’ı hiç ayırmazmış. Sırtlan bu adaya Kenan illerinden kopupta gelmiş.
Kocaman kanatlarıyla bütün ormanı kolaçan eden Kartal keskin gözleriyle de ormanda olan biten her şeyden haberdardır. Ulaşılmaz olduğunu düşünür. Arvalap Adası’na Amerikan kıtasından getirilmiştir. Akbabalarla iş tutar. Yediklerinden arta kalanlarla onları besler. Domuzları da pis işlerinde kullanır. Onlarda Alman topraklarından buralara gelmiştir. 
Her şeyi yemek menüsünde bulabilirsiniz. Et, bal, meyve… Kimden mi bahsediyorum. Elbette Ayı’dan! Sibirya bozkırlarını geride bırakıp buraları yurt edindiğinde didişmediği hayvan kalmamıştı. Hikayemizin ilerleyen bölümlerinde Ayı’nın akıl almaz maceralarına yer vereceğiz.
Orman Krallığı’nın yani Konsey’in bir diğer üyesi Panda’ya gelirsek…Aslınca etçil olmasına rağmen avlanma konusunda tembel olduklarından otçulda takılırlar. Günleri yemek yemek ve uyumakla geçer. Çin’den buraya gelmiştir. Aslında onun yerine Ejderha gelecekmiş ama varlığı ispatlanamadığı için Konsey’de yer almasına bir itiraz gelmemiş. 
Ormanın diğer hayvanlarına gelirsek;
Dedikoducu Geyik, Saftirik Sazan, Kurnaz Tilki…Hay Allah şimdi hangi birisinden bahsedeyim?
Hikayemiz ilerledikçe ne tiplerle karşılacağız, bir bilseniz. 
Ormanda yerleşim gerçekleştikten sonra işte bu 5 hayvanın diğer hayvanlar üzerindeki baskıları hikayemizin omurgasını oluşturmakta. Gündelik orman yaşantısı bu baskılardan dolayı çekilmez hale gelmiştir. Bütün hayvanlar ümitsizdir, bunalmışlardır. Ormana bir düzen gelmesi gerektiği konusunda diğer bütün hayvanlar hemfikirdirler. Ama bu nasıl olacaktır? Kim yapacaktır. 
İşte bu soruların cevabı ortaya Kurt’un çıkmasıyla gerçekleşir. Boz bir Kurt uzun zamandır Orman halkının beklentisini şu cümleyle vurgular:
“Orman 5’ten büyüktür!”

DEVAM EDECEĞİZ

FEHMİ DEMİRBAĞ

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.