Fehmi Demirbağ
Köşe Yazarı
Fehmi Demirbağ
 

HEROTÜRK SÜPERMAN'A KARŞI

Geçen hafta Amerikanın San Diago kentindeki comiccoon fuarına katıldım. Dünya Sanal Kahramanlar Kongresi de düzenlemişlerdi, fuar kapsamında. Türkiye'yi temsilen bu kongrenin tek katılımcısı bendim.  Bütün dünyanın tanıdığı kahramanlar salonu hıncahınç doldurmuştu.  Belçikadan Redkit, Şirinler, Tenten... İtalya'dan Teksas, Tommiks, Zagor, Mister No... Japonyadan Pikaçu... Fransa'dan coillou... İspanya'dan bizde de çakması Pepe olan Pokoyo...  Hele Amerikalılar...Batman, Superman, Spiderman...Hangi birini saysam ki...Barby Bebek, Sünger Bop, Jetgiller... Almanya'dan Hansel Gritel kardeşler...Grimm Kardeşler... Bizim Dedekorkut'a, Nasrettin Hoca'ya, Keloğlan'a banal oldukları gerekçesiyle Amerika vize vermemişti.  Kısa kısa konferanstan ve fuardan izlenimlerimi aktaracağım. Konferansın açılış konuşmasını Dünya Kötülerinin başı Mr. Nosam yaptı.  "Cruser (Haçlı Savaşı) konusunda bütün kahramanlarımız üzerlerine düşeni başarıyla yaptıklarından dolayı hepsine şükranlarımı arzediyorum. Siz kahramanlarımız sayesinde özellikle kafir Türkleri ve bütün Müslüman coğrafyayı kültürel olarak işgal ettik. Onların çocukları artık bir dediğimizi iki etmiyorlar. Onların rol modelleri sizsiniz. Aynı zamanda bütün dünya çocuklarının ve yaşadıkları ülkelerin emperyal yönden talanı hususunda çok başarılısınız." Uzun bir konuşmaydı. Uzun lafın kısası Mr. Nosam demişti ki, "Salak ebeveynleri siz kahramanların resmedildiği tekstil ürünlerini, kırtasiye ürünlerini fahiş ödemeler yaparak satın almakta ekonomik olarakta bizim güçlenmemize hizmet etmektedirler. Bunu bir aidiyet duygusuyla yapıyorlar. Bizim markalarımızı ve yaşam tarzımızı kabullenişleri onlarda bir ayrıcalıklı olma durumu." Hadi bir küçük ifadeyi de buraya ayrıca alayım.  "Hükümetleri bile  milli eğitim politikaları hususunda bizim etkimizdeler. Bir birşeyi bilim olarak adlandırdıktan sonra onların buna itiraz edecek güçleri yok. Paganizm yeni dünya dinimiz. Eşcinsellik tercihimiz. Gay Mickey, Lez Mickey çocukları da bu sapkınlığa teşvik etmekte. Batman ile Robin'in aşkı onların gelecekte nasıl ve neye evrileceklerinin de alametlerini barındırmakta..." Bu minvaldeki konuşmasını bitirdiğinde Mr. Nosam salon alkıştan yıkılıyordu. Oturuma mini bir ara verildi. Ben de bu fırsattan istifade kalabalığın arasına karışarak bütün kahramanlarla konuşmaya çalıştım. Baktım Tarzan...Yine çıplak...Çenem durur mu, "Afrka'yı nasıl talan etiiğinizden de bahsetsene lan dedim." Meşhur Afrika atasözünü hatırlattım. "Lan oğlum siz Afrika'ya gittiğinizde onları toprakları vardı. Size dua öğreteceğiz dediniz, gözlerini kapattınız. Onlar gözlerini açtıklarında onların İncil'i sizin de topraklarınız vardı. Livingston denilen misyoner papazı Afrika'nın kaşifi yaptınız. Neyin keşfi? Orada insanlar yok muydu? Kartacalılardan neden bahsetmiyorsunuz" dedim. Çığlık atarak yanımdan uzaklaştı denyo.  Kül kedisini gördüm. "Sinderella yine eve geceyarısından sonra mı geliyorsun? Bu yaşta bir kız çocuğunun gecenin bir yarısından sonra dışarılarda gezinmesi ne kadar doğru?" Pinokyo çok sık yalan söylerek burnunun uzamasını ticarete çevirmiş ve mobilya işine girmiş. Gepetto usta İtalyan tasarımlı mobilya kolleksiyonuna malzeme olarak Gargat ağacını da eklemiş. Pamuk Prenses'e nasihat ettim. "Ah be evladım 7 ayrı namahrem herifle aynı evde yaşamanın adı ne? Ayıptır, günahtır. Hem aklında olsun yakın zamanda bir cadı gelecek sana elma verecek. Sakın yeme...Maazallah Gdo lu olabilir." Süperman'ı ise fırçaladım. "Oğlum sapık mısın, nesin? Koca adamsın taytın üstüne don giyilir mi? Bir de o pelerin ne? Senin ecdadın pelerini seyyar wc olarak kullanırdı. Batılıların teharet anlayışı yoktur. Pelerini bir köşede tepelerine geçirir öyle ihtiyaçlarını giderirlerdi." Çocuk etiyle beslenen cadının hikayesinin kahramanlarından olan Hansel kardeşlere verdim gazı."Bakın Heidiye dedim...Avrupa'da yetim çocuklara ayakkabı bile giydirilmezdi. Onun için yazkış kızcağız yalınayak dolaşır. Çocuklar batının tarihi sapkındır. Bir ara gelin size bizim medeniyetimizdeki insan sevgisinden bahsedeyim. Sizi Mevlanayla tanıştırayım. Size peygamber efendimizden bahsedeyim, onun çocukları nasıl sevdiğinden..." Kaptan Amerika'ya İslamı tebliğ ettim. Abi Thor'da kabul ederse ben de Müslüman olabilirim dedi. Onun da babası Zeus'tan izin alması gerekiyormuş.  Bir burdaki kahramanlara baktım...Bir de bizim kahramanlarımızı düşündüm.  Tarık Bin Ziyad, Musab Bin Umeyr, Oğuz Han, Dedem Korkut, imam Şamil, Selahattin Eyyubi, Zenci Musa...Daha binlercesi geldi aklıma...Üzüldüm kahroldum...Neden bizim kahramanlarımızı kimse tanımıyor ki? Türkiyeme dönünce hemen reisle görüşme kararı aldım. Ona diyeceğim ki "Reis artık şu sinema işini, çizgifilm işini ciddiye alsak da...farketsen de...talimat versen de...biz de çocuklarımızı kendi kahramanlarımızın maceraları ile büyütsek. hatta tüm dünya çocuklarının bizden haberdar olmalarını sağlasak." Ninja kablumbağaları gördüm. Hani hristiyan azizlerinin isimlerini taşıyıpta tüm dünya da pizzanın yaygınlaşmasına sebep veren kahramanları..."Ulen" dedim. Uyduruktan bu tipleri gerçeğe dönüştürenlere ne diyeyim?" "Ho ho ho!" Şen bir kahkahayla Noel Baba yaklaştı yanıma.  "Bay Fehmi...Mr Nosam seninle görüşmek istiyor" Sonra da yanımdan hızla uzaklaştı geyiklerin çektiği kızağıyla birlikte.  Bir süre sonra Mr. Nosam'ın odasındaydım Başbaşaydık. "Bak Koçum. Herotürk diye bir çalışma yapıyormuşsun. BUna müsaade etmeyeceğimi bilmelisin. Biz bütün dünyayı dönüştürürken...İşin yok mu senin de dönen tekerimize çomak sokmaya çalışıyorsun. Ülkendeki kentsel dönüşümle ilgilen sen de. Bak akıllı adamsın. Varını yoğunu bu uğurda harcama. Keyfine bak, cebine bak. Küpünü doldur. Tek başına sen kimsin ki bize meydan okuyorsun?" Gözlerimi o mavi gözlerine diktim. Sarışın saçları geriye doğru taranmıştı. İnce dudakları müstehziydi.  "Kahramanlar...bilrsin Mr. Nosam...Zor zamanlarda ve ihtiyaç anında ortaya çıkar. Biz ümmet olarak zor zamanlardayız. Ve insanlığın Herotürk'e ihtiyacı var." Sesimi kalınlaştırdım. "Çok güveniyorsan kahramanlarına...Gel benim Herotürk'ümle seninkileri kapıştıralım. Benim Herotürk'üm senin Süperman'ını pataklar!" Bu meydan okumam Mr. Nosam'ı şaşırttı. Beklemediği bir hamlede bulunmuştum. Kapışma tarihi olarak 2071 i belirledik, tarih olarak. Ben kahramanımdan eminim. Herotürk Süperman'ı döver. Ne dersiniz? Fehmi Demirbağ
Ekleme Tarihi: 16 Aralık 2019 - Pazartesi

HEROTÜRK SÜPERMAN'A KARŞI

Geçen hafta Amerikanın San Diago kentindeki comiccoon fuarına katıldım. Dünya Sanal Kahramanlar Kongresi de düzenlemişlerdi, fuar kapsamında. Türkiye'yi temsilen bu kongrenin tek katılımcısı bendim. 


Bütün dünyanın tanıdığı kahramanlar salonu hıncahınç doldurmuştu. 
Belçikadan Redkit, Şirinler, Tenten...
İtalya'dan Teksas, Tommiks, Zagor, Mister No...
Japonyadan Pikaçu...
Fransa'dan coillou...
İspanya'dan bizde de çakması Pepe olan Pokoyo... 
Hele Amerikalılar...Batman, Superman, Spiderman...Hangi birini saysam ki...Barby Bebek, Sünger Bop, Jetgiller...
Almanya'dan Hansel Gritel kardeşler...Grimm Kardeşler...
Bizim Dedekorkut'a, Nasrettin Hoca'ya, Keloğlan'a banal oldukları gerekçesiyle Amerika vize vermemişti. 
Kısa kısa konferanstan ve fuardan izlenimlerimi aktaracağım.
Konferansın açılış konuşmasını Dünya Kötülerinin başı Mr. Nosam yaptı. 
"Cruser (Haçlı Savaşı) konusunda bütün kahramanlarımız üzerlerine düşeni başarıyla yaptıklarından dolayı hepsine şükranlarımı arzediyorum. Siz kahramanlarımız sayesinde özellikle kafir Türkleri ve bütün Müslüman coğrafyayı kültürel olarak işgal ettik. Onların çocukları artık bir dediğimizi iki etmiyorlar. Onların rol modelleri sizsiniz. Aynı zamanda bütün dünya çocuklarının ve yaşadıkları ülkelerin emperyal yönden talanı hususunda çok başarılısınız."
Uzun bir konuşmaydı. Uzun lafın kısası Mr. Nosam demişti ki, "Salak ebeveynleri siz kahramanların resmedildiği tekstil ürünlerini, kırtasiye ürünlerini fahiş ödemeler yaparak satın almakta ekonomik olarakta bizim güçlenmemize hizmet etmektedirler. Bunu bir aidiyet duygusuyla yapıyorlar. Bizim markalarımızı ve yaşam tarzımızı kabullenişleri onlarda bir ayrıcalıklı olma durumu."
Hadi bir küçük ifadeyi de buraya ayrıca alayım. 
"Hükümetleri bile  milli eğitim politikaları hususunda bizim etkimizdeler. Bir birşeyi bilim olarak adlandırdıktan sonra onların buna itiraz edecek güçleri yok. Paganizm yeni dünya dinimiz. Eşcinsellik tercihimiz. Gay Mickey, Lez Mickey çocukları da bu sapkınlığa teşvik etmekte. Batman ile Robin'in aşkı onların gelecekte nasıl ve neye evrileceklerinin de alametlerini barındırmakta..."
Bu minvaldeki konuşmasını bitirdiğinde Mr. Nosam salon alkıştan yıkılıyordu.
Oturuma mini bir ara verildi. Ben de bu fırsattan istifade kalabalığın arasına karışarak bütün kahramanlarla konuşmaya çalıştım.
Baktım Tarzan...Yine çıplak...Çenem durur mu, "Afrka'yı nasıl talan etiiğinizden de bahsetsene lan dedim." Meşhur Afrika atasözünü hatırlattım. "Lan oğlum siz Afrika'ya gittiğinizde onları toprakları vardı. Size dua öğreteceğiz dediniz, gözlerini kapattınız. Onlar gözlerini açtıklarında onların İncil'i sizin de topraklarınız vardı. Livingston denilen misyoner papazı Afrika'nın kaşifi yaptınız. Neyin keşfi? Orada insanlar yok muydu? Kartacalılardan neden bahsetmiyorsunuz" dedim. Çığlık atarak yanımdan uzaklaştı denyo. 
Kül kedisini gördüm. "Sinderella yine eve geceyarısından sonra mı geliyorsun? Bu yaşta bir kız çocuğunun gecenin bir yarısından sonra dışarılarda gezinmesi ne kadar doğru?"
Pinokyo çok sık yalan söylerek burnunun uzamasını ticarete çevirmiş ve mobilya işine girmiş. Gepetto usta İtalyan tasarımlı mobilya kolleksiyonuna malzeme olarak Gargat ağacını da eklemiş.
Pamuk Prenses'e nasihat ettim. "Ah be evladım 7 ayrı namahrem herifle aynı evde yaşamanın adı ne? Ayıptır, günahtır. Hem aklında olsun yakın zamanda bir cadı gelecek sana elma verecek. Sakın yeme...Maazallah Gdo lu olabilir."
Süperman'ı ise fırçaladım. "Oğlum sapık mısın, nesin? Koca adamsın taytın üstüne don giyilir mi? Bir de o pelerin ne? Senin ecdadın pelerini seyyar wc olarak kullanırdı. Batılıların teharet anlayışı yoktur. Pelerini bir köşede tepelerine geçirir öyle ihtiyaçlarını giderirlerdi."
Çocuk etiyle beslenen cadının hikayesinin kahramanlarından olan Hansel kardeşlere verdim gazı."Bakın Heidiye dedim...Avrupa'da yetim çocuklara ayakkabı bile giydirilmezdi. Onun için yazkış kızcağız yalınayak dolaşır. Çocuklar batının tarihi sapkındır. Bir ara gelin size bizim medeniyetimizdeki insan sevgisinden bahsedeyim. Sizi Mevlanayla tanıştırayım. Size peygamber efendimizden bahsedeyim, onun çocukları nasıl sevdiğinden..."
Kaptan Amerika'ya İslamı tebliğ ettim. Abi Thor'da kabul ederse ben de Müslüman olabilirim dedi. Onun da babası Zeus'tan izin alması gerekiyormuş. 
Bir burdaki kahramanlara baktım...Bir de bizim kahramanlarımızı düşündüm. 
Tarık Bin Ziyad, Musab Bin Umeyr, Oğuz Han, Dedem Korkut, imam Şamil, Selahattin Eyyubi, Zenci Musa...Daha binlercesi geldi aklıma...Üzüldüm kahroldum...Neden bizim kahramanlarımızı kimse tanımıyor ki? Türkiyeme dönünce hemen reisle görüşme kararı aldım.
Ona diyeceğim ki "Reis artık şu sinema işini, çizgifilm işini ciddiye alsak da...farketsen de...talimat versen de...biz de çocuklarımızı kendi kahramanlarımızın maceraları ile büyütsek. hatta tüm dünya çocuklarının bizden haberdar olmalarını sağlasak."
Ninja kablumbağaları gördüm. Hani hristiyan azizlerinin isimlerini taşıyıpta tüm dünya da pizzanın yaygınlaşmasına sebep veren kahramanları..."Ulen" dedim. Uyduruktan bu tipleri gerçeğe dönüştürenlere ne diyeyim?"
"Ho ho ho!" Şen bir kahkahayla Noel Baba yaklaştı yanıma. 
"Bay Fehmi...Mr Nosam seninle görüşmek istiyor" Sonra da
yanımdan hızla uzaklaştı geyiklerin çektiği kızağıyla birlikte. 
Bir süre sonra Mr. Nosam'ın odasındaydım Başbaşaydık.
"Bak Koçum. Herotürk diye bir çalışma yapıyormuşsun. BUna müsaade etmeyeceğimi bilmelisin. Biz bütün dünyayı dönüştürürken...İşin yok mu senin de dönen tekerimize çomak sokmaya çalışıyorsun. Ülkendeki kentsel dönüşümle ilgilen sen de. Bak akıllı adamsın. Varını yoğunu bu uğurda harcama. Keyfine bak, cebine bak. Küpünü doldur. Tek başına sen kimsin ki bize meydan okuyorsun?"
Gözlerimi o mavi gözlerine diktim. Sarışın saçları geriye doğru taranmıştı. İnce dudakları müstehziydi. 
"Kahramanlar...bilrsin Mr. Nosam...Zor zamanlarda ve ihtiyaç anında ortaya çıkar. Biz ümmet olarak zor zamanlardayız. Ve insanlığın Herotürk'e ihtiyacı var."
Sesimi kalınlaştırdım.
"Çok güveniyorsan kahramanlarına...Gel benim Herotürk'ümle seninkileri kapıştıralım. Benim Herotürk'üm senin Süperman'ını pataklar!"
Bu meydan okumam Mr. Nosam'ı şaşırttı. Beklemediği bir hamlede bulunmuştum. Kapışma tarihi olarak 2071 i belirledik, tarih olarak. Ben kahramanımdan eminim. Herotürk Süperman'ı döver. Ne dersiniz?

Fehmi Demirbağ

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.