Bilal Dursun Yılmaz
Köşe Yazarı
Bilal Dursun Yılmaz
 

Biraz da buradan bak/1

Şükür kime olmalı Aziz dostlarım uzun bir aradan sonra merhaba! Yazmak güzel lakin güzel yazmak daha güzel ben o güzellikte yazmaya bir türlü mazhar olamadığımdan yazmasam mı diye düşünüp uzun süre yazmadım. Evet, yazdıklarıma mesajları ile geri dönen bazı dostlarım bana bazı tasfiyelerde bulunuyorlar. Madem yazıyorsun, madem bu imkân var elinde o zaman dertlerimizi dile getir ki yazdıkların bizce anlam kazansın. Dostlarım haklılar. Geçen yazılarımda kısmen değinip açamadığım konular vardı. En son zannımca şükür üzerine yazmıştım. Evet, şükrün kendisi bir nimettir. Nimet şükür ister. Yani Müslüman şükre de şükretmeli. Fakat bunu suistimal etmemeli yanlış yorumlamamalı. Bahsettiğimiz şükür nimetlendirene olmalı aracıya olamamalı. Kanaatte asıl mal sahibine olmalı. Tevziat memuruna değil. Evet, şükür güzel bir şey insanı mutlu kılar, kederden uzaklaştırır, rızayı hissettirir. Lakin şükrü tevziat memurlarına edip asıl mal sahibini unutmuşsak işte o zaman birey olarak da millet olarak da zillete düşmüşüzdür. Bunun için Müslümanların perişanlığı ve gözyaşı hiç bitmez. Çok ağlarız çok… Oluşturulmuş bir şükür toplumundan bahsetmiştim. Bu şükür toplumu yukarıda tanımladığımın aksine inam edene değil, tevziat edene şükrü emrediyor. Ve maalesef ki İslam toplumlarında mevcut durum budur. Tevziat memurundan hakkını isteyene “sus namert! şükret deniyor” oysaki tevziatçı adil değil. Ne demek istiyorum: Mesela bir kurum düşünün 2 bin kişi istihdam ediliyor. İki yüz çalışanı 50 bin ila 30 bin lira arası maaş alıyor. Üç yüz kişisi beş ila 10 bin arasında maaş alıyor. Takriben üç yüz kişisi de 3 ila beş bin arasında maaş alıyor kalanı da asgari ücret alıyor. Kurt yapmaz bu taksimi kuzulara şah olsa… Evet, ücret farklarına kimse itiraz etmez tabiiki farklı bedeller mutlaka olacak bu da bir gereklilik ve zarurettir fakat bir insaf ehli şunu düşünmez mi yahu 50 bin lira alan insan da 2 bin lira alan insan değil mi o evladı için bir hayal kurmamalı mı? Bunun geçmişte uygulanan kast sisteminden ne farkı var 50 bin lira alan özel eğitimle evladını kendi yerine vâris tayin etsin iki bin lira alan evladına ne bıraksın? işte tam bir kast sistemi. Sorulsa bu sistemin Hindistan da bile yürürlükte olmadığı iddia edilir. Tam bir kast… İşte durum böyleyken kastın üstünde olanlar ve dalkavukları alttakilere şükretmeyi telkin ediyor. Peki, böylesi bir şükür yerinde bir şükür mü ya da buna şükürsüzlük mü diyeceğiz? Rabbim bizleri mülkün gerçek sahibine şükredenlerden eylesin. Adil olmayan tevziatçılara da hakkı adaleti haykırabilen kahramanlardan kılsın… *tevziat: dağıtma, dağıtmalar, üleştirmeler ile vazifeli.
Ekleme Tarihi: 22 Şubat 2019 - Cuma

Biraz da buradan bak/1

Şükür kime olmalı

Aziz dostlarım uzun bir aradan sonra merhaba!

Yazmak güzel lakin güzel yazmak daha güzel ben o güzellikte yazmaya bir türlü mazhar olamadığımdan yazmasam mı diye düşünüp uzun süre yazmadım.

Evet, yazdıklarıma mesajları ile geri dönen bazı dostlarım bana bazı tasfiyelerde bulunuyorlar. Madem yazıyorsun, madem bu imkân var elinde o zaman dertlerimizi dile getir ki yazdıkların bizce anlam kazansın. Dostlarım haklılar.

Geçen yazılarımda kısmen değinip açamadığım konular vardı. En son zannımca şükür üzerine yazmıştım. Evet, şükrün kendisi bir nimettir. Nimet şükür ister. Yani Müslüman şükre de şükretmeli. Fakat bunu suistimal etmemeli yanlış yorumlamamalı. Bahsettiğimiz şükür nimetlendirene olmalı aracıya olamamalı. Kanaatte asıl mal sahibine olmalı. Tevziat memuruna değil. Evet, şükür güzel bir şey insanı mutlu kılar, kederden uzaklaştırır, rızayı hissettirir. Lakin şükrü tevziat memurlarına edip asıl mal sahibini unutmuşsak işte o zaman birey olarak da millet olarak da zillete düşmüşüzdür. Bunun için Müslümanların perişanlığı ve gözyaşı hiç bitmez. Çok ağlarız çok… Oluşturulmuş bir şükür toplumundan bahsetmiştim. Bu şükür toplumu yukarıda tanımladığımın aksine inam edene değil, tevziat edene şükrü emrediyor. Ve maalesef ki İslam toplumlarında mevcut durum budur. Tevziat memurundan hakkını isteyene “sus namert! şükret deniyor” oysaki tevziatçı adil değil.

Ne demek istiyorum:

Mesela bir kurum düşünün 2 bin kişi istihdam ediliyor. İki yüz çalışanı 50 bin ila 30 bin lira arası maaş alıyor. Üç yüz kişisi beş ila 10 bin arasında maaş alıyor. Takriben üç yüz kişisi de 3 ila beş bin arasında maaş alıyor kalanı da asgari ücret alıyor. Kurt yapmaz bu taksimi kuzulara şah olsa… Evet, ücret farklarına kimse itiraz etmez tabiiki farklı bedeller mutlaka olacak bu da bir gereklilik ve zarurettir fakat bir insaf ehli şunu düşünmez mi yahu 50 bin lira alan insan da 2 bin lira alan insan değil mi o evladı için bir hayal kurmamalı mı? Bunun geçmişte uygulanan kast sisteminden ne farkı var 50 bin lira alan özel eğitimle evladını kendi yerine vâris tayin etsin iki bin lira alan evladına ne bıraksın? işte tam bir kast sistemi. Sorulsa bu sistemin Hindistan da bile yürürlükte olmadığı iddia edilir. Tam bir kast… İşte durum böyleyken kastın üstünde olanlar ve dalkavukları alttakilere şükretmeyi telkin ediyor. Peki, böylesi bir şükür yerinde bir şükür mü ya da buna şükürsüzlük mü diyeceğiz?

Rabbim bizleri mülkün gerçek sahibine şükredenlerden eylesin. Adil olmayan tevziatçılara da hakkı adaleti haykırabilen kahramanlardan kılsın…

*tevziat: dağıtma, dağıtmalar, üleştirmeler ile vazifeli.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.