Son zamanlar da internet üzerinden satış ve pazarlama konusunda yurdum insanları ile bazı konularda araştırma ve diyalog içerisinde oldum. Bazı ilgi çekici pazarlama teknikleri ile karşılaştım. ‘’keyfe keder satılık’’, ‘’Acil Satılık’’, ‘’bayandan satılık’’, ‘’memurdan satılık’’, ‘’doktordan satılık’’, ‘’askeri personelden satılık’’ gibi uzayıp gidiyor.          Satış başlıkları ilginç ve düşün dürücü.  Anlayamadığım konu keyfe keder satılık! Çok düşündüm ama bir bağlantı kuramadım. Profesyonel anlamda araştırdığımda balon tekniği ile karşılaştım. Bazı insanlar serbest piyasa ortamında bazı ürün ve malların piyasa değerlerini yukarılarda tutmak için yaptıkları şişirilmiş satış yöntemleri uyguluyorlar. Araba ve ev fiyatları bu balon tekniğiyle almış başını gitmiş. Reel değeri 50 kuruş olan bir mal 150 kuruş olmuş. Kiralık evlerde buna keza 500 liralık ayrık kira bedeli olan bir ev 2000 lira olmuş.Eski Türk filmleri gerçek oldu, Almanya’dan oğlum, kızım gelecek diyen ev sahipleri, eski kiracıları çıkarıp fahiş fiyatlara yeni kiracılara evlerini kiralıyorlar. Ev ve arsa fiyatları o kadar astronomik oldu ki artık milyonlara evler satılıyor hem de birkaç milyonlara. İnternet üzerinden geçen yılki fiyatlar ile şimdiki fiyatları araştırdığınızda aradaki büyük fırsatçılık farklarını net göreceksiniz.      Perakende ve gıda sektöründe bir ürünün fiyatı aynı ama gramajı düşürülüyor, buda yeni zam yapma tekniği olmuş. Mesele 50g olan bir çikolata 45 g düşürülmüş ve 50 g fiyatından satılıyor. Aldığınız ürünlerin eski gramajı ve yeni gramaj ve fiyatlarını kontrol ettiğinizde fark ortaya çıkacaktır.     Her geçen gün pazarlama yöntem ve teknikleri değişsin dursun, içimizdeki vicdan bu tekniğin neresinde kalıyor. İnançlarımız bu fahiş artışlara ne diyor ve nasıl bakıyor?... Bir toplumda sosyal adaletin sağlanabilmesi, karşılıklı hakların korunabilmesi için her şeyden önce ölçü ve tartının doğru ve düzgün olması gerekir. Bunu temin etmek için iki şart vardır.Biri bizzat ölçeği tam yapmak; eksik, fazla veya yanlış alet kullanmamaktır. İkincisi de, tam ve doğru alıp tartmaktır. Ölçme ve tartmanın doğru olması, bir hak, adâlet anlayışı, din ve vicdan meselesidir. "Ölçü ve tartıda hile yapanların vay haline! Onlar, insanlardan ölçüp alırken eksiksiz alırlar. Kendileri onlara ölçerek veya tartarak sattıkları zaman eksik verirler." (Mutaffifin, 83/1-3).      İslam’a göre, alışverişlerde çeşitli mallara yüzde hesabiyle bir kâr haddi belirlenmemiştir. İhtikâr ve fahiş fiyat yasaklanmıştır. Medine’de pahalılık oldu. Fiyatlar yükseldiği için kâr haddi koyması istenildiğinde, Peygamber efendimiz, (Fiyatları koyan Allahü teâlâdır. Rızkı genişleten, daraltan, gönderen yalnız Odur. Ben Allahü teâlâdan bereket isterim) buyurdu. Başka bir hadis-i şerifte ise, (Kâr haddi koymayın, fiyat koyan Allahü teâlâdır) buyuruldu.   Karaborsacılar, fırsatçılar tarafından [mallar saklanarak] fiyatlar yükseltilip millete zarar ve zulüm haline geldiği zaman, Belediyenin ilgililerle istişare ederek uygun bir narh, kâr haddi koyması caiz olur. (Redd-ül Muhtar)… Allah’a ısmarladık, hoşça kalın.