Mevlüt Kaleli
Köşe Yazarı
Mevlüt Kaleli
 

ONLAR BİZİM ÇOCUKLARDI... KIZIL ELMAYA SEVDALI, OCAKLILAR DI...(4)

ONLAR BİZİM ÇOCUKLARDI... KIZIL ELMAYA SEVDALI, OCAKLILAR DI... (4) Onlar; mâziyi sâhiplenip, hâli kucaklayarak, istikbâle milletimizin mührünü vurmak isteyen, yerli düşüncenin temsilcileriydiler. Batılı değerlerin taşeronluğuna hiç ama hiç soyunmadılar; çünkü onlar Türk’tü, Jöntürk değildi... Onlar; yiğitliklerinin bedelini canlarıyla ödeyip, kendi tarihlerini kanlarıyla yazan, bir kaç damla gözyaşına okyanusları sığdıran, “Yiğit bir kere ölür, korkak bin kere” diyerek ölümle dost olmuş gönül erleriydiler... Onlar, çelik bilekliydiler, çatal yürekliydiler, mertlik sembolüydüler, gani gönüllüydüler... Onlar; mübârek ecdâdımız Yavuz Sultan Selim Han gibi “Cesâret insanı zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık da ölüme götürür” diyen ve akıncılar çağından günümüze kalan son serdengeçti akıncı beyleriydiler... Onlar; urganlı şafaklardan nurlu basamaklara mütebessim bakışlarla yol bulup, âhirete gülümseyip giderken bizleri ağlatan, ruhlarındaki sükûneti yüzlerine yansıtan, hayatlarını hesap günü kazançlı çıkmak için tanzim eden, dünyevî kazanç ve kayıpları önemsemeyen, Cenâb-ı Hakk’ın ve Kainatın Solmayan Gülü’nün sevdasıyla son yolculuklarına “Bir gül bahçesine girercesine” çıkan yiğitlik âbidesiydiler... Onlar; sonbaharın mecâlsiz bıraktığı mihrican vurgunu yemiş yapraklar misâli sararıp solmadılar, baharı yaşarken inancını bir kuvvet iksiri gibi ruhuna doldurup, ülkenin de bu inanç iklimini soluklamasını istedikleri için gök ekinken solduruldular... Onlar; sistemin bekçiliğini yapmadılar, dâvâlarının gereğini ifâ ettiler... Birileri onlar adına ihâle almış olsalar bile; onlar sistemin sistemsizliğini sorguladılar... Zulüm düzenine karşı kavga verdiler... “Bu düzen batmaz ise bu vatan batacaktır.”... “Kavgamız vurguncu düzenedir.” dedikleri için, beşeri doktrinleri aşıp İ’lây-ı Kelimetullah için Nizâm-ı Âlem Ülküsü’nü savundukları için, sistemin hâkimlerinin hâdimleri olmadıkları için, çizmeyi aşıp “çok oldukları” için mimlendiler... Zulme uğradılar, haklarında îdam kararları verildi... Onlar; mevcut sisteme alternatif olacak “gölgesiz ve lekesiz bir adalet nizâmı” savunurken, köhnemiş bir düzene çekidüzen vermenin ya da düzenin bir parçası olmanın düzenbazlık olduğunu çok iyi bilecek ferâset ve basîret sahibiydiler... Bu sebeple egemen irâdenin “tehdit sıralamasında” her zaman “tehlikeli” sayıldılar... Mevlüt KALELİ 
Ekleme Tarihi: 20 Şubat 2020 - Perşembe

ONLAR BİZİM ÇOCUKLARDI... KIZIL ELMAYA SEVDALI, OCAKLILAR DI...(4)

ONLAR BİZİM ÇOCUKLARDI...
KIZIL ELMAYA SEVDALI, OCAKLILAR DI... (4)

Onlar; mâziyi sâhiplenip, hâli kucaklayarak, istikbâle milletimizin mührünü vurmak isteyen, yerli düşüncenin temsilcileriydiler. Batılı değerlerin taşeronluğuna hiç ama hiç soyunmadılar; çünkü onlar Türk’tü, Jöntürk değildi...

Onlar; yiğitliklerinin bedelini canlarıyla ödeyip, kendi tarihlerini kanlarıyla yazan, bir kaç damla gözyaşına okyanusları sığdıran, “Yiğit bir kere ölür, korkak bin kere” diyerek ölümle dost olmuş gönül erleriydiler...

Onlar, çelik bilekliydiler, çatal yürekliydiler, mertlik sembolüydüler, gani gönüllüydüler...

Onlar; mübârek ecdâdımız Yavuz Sultan Selim Han gibi “Cesâret insanı zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık da ölüme götürür” diyen ve akıncılar çağından günümüze kalan son serdengeçti akıncı beyleriydiler...

Onlar; urganlı şafaklardan nurlu basamaklara mütebessim bakışlarla yol bulup, âhirete gülümseyip giderken bizleri ağlatan, ruhlarındaki sükûneti yüzlerine yansıtan, hayatlarını hesap günü kazançlı çıkmak için tanzim eden, dünyevî kazanç ve kayıpları önemsemeyen, Cenâb-ı Hakk’ın ve Kainatın Solmayan Gülü’nün sevdasıyla son yolculuklarına “Bir gül bahçesine girercesine” çıkan yiğitlik âbidesiydiler...

Onlar; sonbaharın mecâlsiz bıraktığı mihrican vurgunu yemiş yapraklar misâli sararıp solmadılar, baharı yaşarken inancını bir kuvvet iksiri gibi ruhuna doldurup, ülkenin de bu inanç iklimini soluklamasını istedikleri için gök ekinken solduruldular...

Onlar; sistemin bekçiliğini yapmadılar, dâvâlarının gereğini ifâ ettiler...
Birileri onlar adına ihâle almış olsalar bile; onlar sistemin sistemsizliğini sorguladılar...
Zulüm düzenine karşı kavga verdiler...
“Bu düzen batmaz ise bu vatan batacaktır.”...
“Kavgamız vurguncu düzenedir.” dedikleri için, beşeri doktrinleri aşıp İ’lây-ı Kelimetullah için Nizâm-ı Âlem Ülküsü’nü savundukları için, sistemin hâkimlerinin hâdimleri olmadıkları için, çizmeyi aşıp “çok oldukları” için mimlendiler...
Zulme uğradılar, haklarında îdam kararları verildi...

Onlar; mevcut sisteme alternatif olacak “gölgesiz ve lekesiz bir adalet nizâmı” savunurken, köhnemiş bir düzene çekidüzen vermenin ya da düzenin bir parçası olmanın düzenbazlık olduğunu çok iyi bilecek ferâset ve basîret sahibiydiler...
Bu sebeple egemen irâdenin “tehdit sıralamasında” her zaman “tehlikeli” sayıldılar...

Mevlüt KALELİ 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.