Bir iddia, bir vicdan muhasebesi…
Türkiye'nin dört bir yanı alev alev yanarken, bir iş makinesi operatörü görev yerine değil, vicdanına kulak verdi. İddiaya göre; TOKİ'de çalışan Büyükorhanlı, Yenice nüfusuna kayıtlı hemşehrimiz, Harmancık’taki yangınlara gönüllü olarak desteğe gitti. Ne emirle, ne gösterişle. Sadece bir insan olarak.
Ama sonra ne oldu biliyor musunuz?
İddiaya göre, bu yardımı yapan kişi işten çıkarıldı.
Ve yine iddialara göre, bu kararı veren isim: Şef Ercan.
Vicdan bunu kaldırır mı?
Yangına su taşıyanın eli değil, yüreği yanar.
Ama burada yanan bir yürek değil yalnızca.
Bir insanın emeği, onuru, hayatı.
Eğer bu iddialar doğruysa;
Bugün bir hemşerimiz, sırf “iyilik yaptı” diye ekmeğinden edildiyse,
Bunun adı sadece adaletsizlik değil, insanlığa ihanettir.
Sormak gerekiyor:
Bir afet anında yardıma koşan bir çalışanın cezalandırılması, hangi insanlık değerine sığar?
Bu karar alınırken vicdan, insaf, empati gibi kavramlar hiç mi akla gelmedi?
İş makinesiyle yangına koşan birine “izin almadın” demek mi daha büyük mesele, yoksa o yangında kaybedilen canlar mı?
Büyükorhan halkı diyor ki:
“Bu olay karşısında sessiz kalmayacağız. Gerekirse TOKİ önünde protesto edeceğiz.”
Ve bu çağrı sadece o mahalleye değil,
vicdanı olan herkese.
Bu bir siyasi mesele değil. Bu bir insanlık meselesi.
İddialar doğruysa, derhal açıklama yapılmalı, hatadan dönülmeli, özür dilenmeli.
Çünkü bu ülkede hâlâ iyiliğe ceza veriliyorsa, en büyük yangın kalplerde başlıyor demektir.