Terör örgütü PKK kendini feshettiğini duyurdu!

GÜNDEM/GÜNCEL 12.05.2025 - 10:48, Güncelleme: 12.05.2025 - 11:21 289 kez okundu.
 

Terör örgütü PKK kendini feshettiğini duyurdu!

Terörist başı Abdullah Öcalan'ın silah bırakma çağrısının ardından kongresini toplayan terör örgütü PKK kendini feshettiğini duyurdu. ''Tarihi misyonunu tamamladığını'' vurgulayan PKK, örgütsel yapısını feshetme ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırma kararı aldı. Bu kararların, Öcalan'ın yürüteceği süreçle uygulanacağı belirtildi.
PKK lideri Abdullah Öcalan'ın ''Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir'' çağrısının ardından önce ateşkes ilan eden, sonra 5-7 Mayıs'ta kongresini topladığını duyuran PKK, bu kongrede alınan kararları açıkladı. ANF'nin aktardığı PKK sonuç bildirgesinde, kongrenin, saldırıların sürdüğü bir ortamda yapıldığı vurgulanarak, güvenlik nedeniyle aynı anda iki noktada toplanıldığı aktarıldı ve 232 delegenin katılımıyla ''tarihi'' kararlar alındığı belirtildi. PKK adıyla yürütülen tüm çalışmaların sonlandırıldığı şu ifadelerle ilan edildi: "PKK’nin Olağanüstü 12. Kongresi, tarihi misyonunu tamamladığını değerlendirdi. Bu temelde PKK 12. Kongresi, pratikleşme süreci Önder Apo tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere PKK’nin örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırması kararlarını alarak PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı."  'Fesih' şartlara bağlandı: Öcalan yürütmeli, demokratik siyaset hakkı sağlanmalı, hukuki güvence verilmeli   Açıklanan fesih ve silah bırakma kararları, Öcalan'ın koşullarına bağlandı. Açıklamada, Kongre'nin aldığı "PKK’nin fesih ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırma" kararları için "Söz konusu kararların uygulanması Önder Apo'nun süreci yürütüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını ve sağlam bütünlüklü bir hukuki güvenceyi gerektirir. Bu aşamada Türkiye Büyük Millet Meclisinin tarihi sorumlulukla rolünü oynaması önemli olmaktadır" denildi. Dolayısıyla, Kongre kararları, metinde, kimi koşullara bağlanmış durumda. Fesih ve silahlı mücadele yönteminin sonlandırılması durumunda örgütsel yapının nereye evrileceği sorusuna dair metinde net yanıtlar yok. Açıklama "Kongre, PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı" ifadesini kullanıyor. 'Kürt inkar siyaseti kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alıyor'  PKK'nin kuruluş sürecine değinerek başlayan bildirgede Kürt sorununun temelinde Cumhuriyet'in yattığı ima edilerek, ''Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı'' denildi. ''Çözüm sürecine'' ilişkin ilk adımın 90'lı yıllarda atıldığını ancak sürecin ''sabote'' edildiğini belirten bildirgede şu tespitlere yer verildi: ''Diriliş devrimimizin halkımız açısından büyük gelişmelere yol açtığı 1990’lı yılların koşullarında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Kürt sorununu siyaset yoluyla çözme arayışı gelişti. Önder Apo bu arayışa 17 Mart 1993 ateşkesiyle cevap vererek yeni bir süreç başlattı. Ancak reel sosyalizmin ağır etkileri, savaş çizgimize dayatılan çeteci anlayışlar ve derin devletin Turgut Özal ve ekibini ortadan kaldırması, Kürt inkâr ve imha siyasetinde ısrar ederek savaşı tırmandırması neticesinde bu yeni süreç sabote oldu. (...) Böylece her iki taraf açısından savaş temel seçenek haline getirildi. Savaşın karşılıklı olarak tırmandırılmasının yarattığı tekrar aşılamadı. Böylelikle Önder Apo'nun Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yollardan çözme çabaları sonuçsuz kaldı.'' '3. Dünya Savaşı' vurgusu: 'Ortadoğu’daki gelişmeler Kürt-Türk ilişkilerini düzenlemeyi kaçınılmaz kıldı' Öcalan'ın İmralı'da ''yeni bir paradigma'' geliştirdiğini belirten bildirgede söz konusu paradigma şu sözlerle ifade edildi: ''Önder Apo Kürt-Türk ilişkilerinin sorunsallaştığı Lozan Antlaşmasının ve 1924 Anayasasının öncesini referans alarak, Ortak Vatan ve Kürt-Türk halklarının kurucu öğe olduğu Demokratik Türkiye Cumhuriyeti perspektifini ve Demokratik Ulus anlayışını Kürt sorununun çözüm çerçevesi olarak benimsedi. Cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleşen Kürt isyanları, 1000 yıllık tarihi Kürt-Türk ilişki diyalektiği ve 52 yıllık Önderlik mücadelesi Kürt sorununun ancak Ortak Vatan ve Eşit Yurttaşlık temelinde çözülmesinin kazandıracağını göstermiştir. 3. Dünya Savaşı kapsamında Ortadoğu’da yaşanan güncel gelişmeler de Kürt-Türk ilişkilerini yeniden düzenlemeyi kaçınılmaz kılmaktadır.'' 'Meclis rolünü oynamalı' PKK'nin kendini fesih kararıyla birlikte ''demokratik siyasetin'' gelişeceğini kaydeden bildirgede, sürecin yürütücüsünün Abdullah Öcalan olacağının altı çizildi ve Meclis'ten çıkacak kararlara işaret edildi: ''Söz konusu kararların uygulanması Önder Apo'nun süreci yürütüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını ve sağlam bütünlüklü bir hukuki güvenceyi gerektirir. Bu aşamada Türkiye Büyük Millet Meclisinin tarihi sorumlulukla rolünü oynaması önemli olmaktadır.'' Açıklama, Türkiye'deki sosyalist güçler ve devrimci yapılara da, "barış ve demokratik toplum süreci"ni sahiplenmelerinin, "tam bağımsız Türkiye" amacını başarmak demek olacağını iddia etti: "Türkiye’nin sol-sosyalist güçleri, devrimci yapı, örgüt ve şahsiyetlerinin Barış ve Demokratik Toplum sürecini sahiplenmeleri ile halkların, kadınların ve ezilenlerin mücadelesi yeni bir düzey kazanacaktır. Bu, son sözleri ‘Yaşasın Türk ve Kürt Halklarının Kardeşliği ve Tam Bağımsız Türkiye!’ olan büyük devrimcilerin amaçlarını başarmak anlamına gelecektir." Kongre metninin sonunda slogan olarak "Ulus Devletçi Sosyalizm Yenilgiye; Demokratik Toplum Sosyalizmi Zafere Götürür! İnsanlıkta Israr Sosyalizmde Isrardır!" ifadelerinin seçilmesi dikkat çekti. Bugüne nasıl gelindi? -MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1 Ekim'de Meclis açılışında DEM Partililerle tokalaşmasının ardından 22 Ekim 2024'te Abdullah Öcalan'a, örgütü lağvetmesi koşuluyla, "Umut hakkı için başvurması ve TBMM'de DEM Parti Grup toplantısında konuşması" çağrısında bulundu. -23 Ekim 2024'te DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan'a amcası Abdullah Öcalan'la görüşme izni verildi. Böylece Öcalan'a 43 ay sonra ilk kez ziyaret edildi. Aynı gün TUSAŞ Ankara Kahramankazan tesisine PKK tarafından saldırı düzenlendi ve 5 kişi hayatını kaybetti. Öcalan gönderdiği ilk mesajda “Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim” dedi. -28 Aralık 2024'te DEM Parti Milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, 22 Ocak'ta Buldan, Önder ve yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk, İmralı Adası'nda Abdullah Öcalan ile görüştü ve Öcalan'ın mesajlarını kamuoyuna iletti. -Öcalan, 27 Şubat'ta kendisini ziyaret eden aralarında 7 kişilik heyet aracılığıyla kamuoyuyla paylaşılan "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" başlıkla mesajında tüm gruplara silah bırakma ve PKK'ye kendini feshetme çağrısında bulundu. -PKK, çağrının ardından 1 Mart'tan itibaren ateşkes ilan ettiğini duyurdu. -İmralı heyeti siyasi partileri ziyaret etti, 10 Nisan'da Saray'da AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü. -DEM Parti İmralı heyetinde yer alan Pervin Buldan ile Asrın Hukuk Bürosu avukatı Faik Özgür Erol, 22 Nisan'da Abdullah Öcalan ile yeni bir görüşme gerçekleştirdi. -24 Nisan'da DEM Parti heyeti Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile görüştü. -İmralı heyetinde yer alan Sırrı Süreyya Önder, 3 Mayıs'ta yaşamını yitirdi. -AKP Sözcüsü Ömer Çelik, 5 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, PKK'nin silah bırakması ve kendini feshetmesi sürecinin somutlaşmasını "günler içinde" beklediklerini söyledi. -Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Mayıs'ta PKK’nin silah bırakması hakkında, "Bütün engelleri aştık. Bugün yarın PKK silahları bırakacak, örgütü feshedecek" dedi. -PKK, 9 Mayıs'ta yaptığı açıklamada kongrenin 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirildiğini ve tarihi kararlar alındığını bildirdi.
Terörist başı Abdullah Öcalan'ın silah bırakma çağrısının ardından kongresini toplayan terör örgütü PKK kendini feshettiğini duyurdu. ''Tarihi misyonunu tamamladığını'' vurgulayan PKK, örgütsel yapısını feshetme ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırma kararı aldı. Bu kararların, Öcalan'ın yürüteceği süreçle uygulanacağı belirtildi.

PKK lideri Abdullah Öcalan'ın ''Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir'' çağrısının ardından önce ateşkes ilan eden, sonra 5-7 Mayıs'ta kongresini topladığını duyuran PKK, bu kongrede alınan kararları açıkladı.

ANF'nin aktardığı PKK sonuç bildirgesinde, kongrenin, saldırıların sürdüğü bir ortamda yapıldığı vurgulanarak, güvenlik nedeniyle aynı anda iki noktada toplanıldığı aktarıldı ve 232 delegenin katılımıyla ''tarihi'' kararlar alındığı belirtildi.

PKK adıyla yürütülen tüm çalışmaların sonlandırıldığı şu ifadelerle ilan edildi:

"PKK’nin Olağanüstü 12. Kongresi, tarihi misyonunu tamamladığını değerlendirdi. Bu temelde PKK 12. Kongresi, pratikleşme süreci Önder Apo tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere PKK’nin örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırması kararlarını alarak PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı." 


'Fesih' şartlara bağlandı: Öcalan yürütmeli, demokratik siyaset hakkı sağlanmalı, hukuki güvence verilmeli  
Açıklanan fesih ve silah bırakma kararları, Öcalan'ın koşullarına bağlandı. Açıklamada, Kongre'nin aldığı "PKK’nin fesih ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırma" kararları için "Söz konusu kararların uygulanması Önder Apo'nun süreci yürütüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını ve sağlam bütünlüklü bir hukuki güvenceyi gerektirir. Bu aşamada Türkiye Büyük Millet Meclisinin tarihi sorumlulukla rolünü oynaması önemli olmaktadır" denildi.

Dolayısıyla, Kongre kararları, metinde, kimi koşullara bağlanmış durumda. Fesih ve silahlı mücadele yönteminin sonlandırılması durumunda örgütsel yapının nereye evrileceği sorusuna dair metinde net yanıtlar yok. Açıklama "Kongre, PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı" ifadesini kullanıyor.

' Kürt inkar siyaseti kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alıyor' 

PKK'nin kuruluş sürecine değinerek başlayan bildirgede Kürt sorununun temelinde Cumhuriyet'in yattığı ima edilerek, ''Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı'' denildi.

''Çözüm sürecine'' ilişkin ilk adımın 90'lı yıllarda atıldığını ancak sürecin ''sabote'' edildiğini belirten bildirgede şu tespitlere yer verildi:

''Diriliş devrimimizin halkımız açısından büyük gelişmelere yol açtığı 1990’lı yılların koşullarında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Kürt sorununu siyaset yoluyla çözme arayışı gelişti. Önder Apo bu arayışa 17 Mart 1993 ateşkesiyle cevap vererek yeni bir süreç başlattı. Ancak reel sosyalizmin ağır etkileri, savaş çizgimize dayatılan çeteci anlayışlar ve derin devletin Turgut Özal ve ekibini ortadan kaldırması, Kürt inkâr ve imha siyasetinde ısrar ederek savaşı tırmandırması neticesinde bu yeni süreç sabote oldu. (...) Böylece her iki taraf açısından savaş temel seçenek haline getirildi. Savaşın karşılıklı olarak tırmandırılmasının yarattığı tekrar aşılamadı. Böylelikle Önder Apo'nun Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yollardan çözme çabaları sonuçsuz kaldı.''


'3. Dünya Savaşı' vurgusu: 'Ortadoğu’daki gelişmeler Kürt- Türk ilişkilerini düzenlemeyi kaçınılmaz kıldı'

Öcalan'ın İmralı'da ''yeni bir paradigma'' geliştirdiğini belirten bildirgede söz konusu paradigma şu sözlerle ifade edildi:

''Önder Apo Kürt- Türk ilişkilerinin sorunsallaştığı Lozan Antlaşmasının ve 1924 Anayasasının öncesini referans alarak, Ortak Vatan ve Kürt- Türk halklarının kurucu öğe olduğu Demokratik Türkiye Cumhuriyeti perspektifini ve Demokratik Ulus anlayışını Kürt sorununun çözüm çerçevesi olarak benimsedi. Cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleşen Kürt isyanları, 1000 yıllık tarihi Kürt- Türk ilişki diyalektiği ve 52 yıllık Önderlik mücadelesi Kürt sorununun ancak Ortak Vatan ve Eşit Yurttaşlık temelinde çözülmesinin kazandıracağını göstermiştir. 3. Dünya Savaşı kapsamında Ortadoğu’da yaşanan güncel gelişmeler de Kürt- Türk ilişkilerini yeniden düzenlemeyi kaçınılmaz kılmaktadır.''

'Meclis rolünü oynamalı'
PKK'nin kendini fesih kararıyla birlikte ''demokratik siyasetin'' gelişeceğini kaydeden bildirgede, sürecin yürütücüsünün Abdullah Öcalan olacağının altı çizildi ve Meclis'ten çıkacak kararlara işaret edildi:

''Söz konusu kararların uygulanması Önder Apo'nun süreci yürütüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını ve sağlam bütünlüklü bir hukuki güvenceyi gerektirir. Bu aşamada Türkiye Büyük Millet Meclisinin tarihi sorumlulukla rolünü oynaması önemli olmaktadır.''

Açıklama, Türkiye'deki sosyalist güçler ve devrimci yapılara da, "barış ve demokratik toplum süreci"ni sahiplenmelerinin, "tam bağımsız Türkiye" amacını başarmak demek olacağını iddia etti: "Türkiye’nin sol-sosyalist güçleri, devrimci yapı, örgüt ve şahsiyetlerinin Barış ve Demokratik Toplum sürecini sahiplenmeleri ile halkların, kadınların ve ezilenlerin mücadelesi yeni bir düzey kazanacaktır. Bu, son sözleri ‘Yaşasın Türk ve Kürt Halklarının Kardeşliği ve Tam Bağımsız Türkiye!’ olan büyük devrimcilerin amaçlarını başarmak anlamına gelecektir."

Kongre metninin sonunda slogan olarak "Ulus Devletçi Sosyalizm Yenilgiye; Demokratik Toplum Sosyalizmi Zafere Götürür! İnsanlıkta Israr Sosyalizmde Isrardır!" ifadelerinin seçilmesi dikkat çekti.

Bugüne nasıl gelindi?
- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1 Ekim'de Meclis açılışında DEM Partililerle tokalaşmasının ardından 22 Ekim 2024'te Abdullah Öcalan'a, örgütü lağvetmesi koşuluyla, "Umut hakkı için başvurması ve TBMM'de DEM Parti Grup toplantısında konuşması" çağrısında bulundu.

-23 Ekim 2024'te DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan'a amcası Abdullah Öcalan'la görüşme izni verildi. Böylece Öcalan'a 43 ay sonra ilk kez ziyaret edildi. Aynı gün TUSAŞ Ankara Kahramankazan tesisine PKK tarafından saldırı düzenlendi ve 5 kişi hayatını kaybetti. Öcalan gönderdiği ilk mesajda “Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim” dedi.

-28 Aralık 2024'te DEM Parti Milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, 22 Ocak'ta Buldan, Önder ve yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk, İmralı Adası'nda Abdullah Öcalan ile görüştü ve Öcalan'ın mesajlarını kamuoyuna iletti.

-Öcalan, 27 Şubat'ta kendisini ziyaret eden aralarında 7 kişilik heyet aracılığıyla kamuoyuyla paylaşılan "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" başlıkla mesajında tüm gruplara silah bırakma ve PKK'ye kendini feshetme çağrısında bulundu.

-PKK, çağrının ardından 1 Mart'tan itibaren ateşkes ilan ettiğini duyurdu.

-İmralı heyeti siyasi partileri ziyaret etti, 10 Nisan'da Saray'da AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü.

-DEM Parti İmralı heyetinde yer alan Pervin Buldan ile Asrın Hukuk Bürosu avukatı Faik Özgür Erol, 22 Nisan'da Abdullah Öcalan ile yeni bir görüşme gerçekleştirdi.

-24 Nisan'da DEM Parti heyeti Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile görüştü.

-İmralı heyetinde yer alan Sırrı Süreyya Önder, 3 Mayıs'ta yaşamını yitirdi.

-AKP Sözcüsü Ömer Çelik, 5 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, PKK'nin silah bırakması ve kendini feshetmesi sürecinin somutlaşmasını "günler içinde" beklediklerini söyledi.

-Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Mayıs'ta PKK’nin silah bırakması hakkında, "Bütün engelleri aştık. Bugün yarın PKK silahları bırakacak, örgütü feshedecek" dedi.

-PKK, 9 Mayıs'ta yaptığı açıklamada kongrenin 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirildiğini ve tarihi kararlar alındığını bildirdi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergundemim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.