Yoğun bakımın 73. yılında kritik mesaj!
Modern yoğun bakımın kuruluşunun 73. yılı dolayısıyla açıklamalarda bulunan Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri’nden Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. Tuğhan Utku, yoğun bakım ünitelerinin yalnızca teknolojiyle değil, insan emeğiyle de hayat kurtardığını belirterek, “Pandemilerde gördük ki yoğun bakımlar sağlık sisteminin son savunma hattıdır” dedi.
Habergundemim.com
YOĞUN BAKIMIN DOĞUŞU
1952 yılında Danimarka’daki polio salgını sırasında geliştirilen yöntemle kurtarılan ilk hasta olan 12 yaşındaki Vivi Ebert, modern yoğun bakım tıbbının sembolü kabul ediliyor. Trakeostomi açılarak pozitif basınçlı ventilasyonla yaşama döndürülen Ebert’in hikâyesi, bugün milyonlarca insanın hayatını kurtaran bir disiplinin başlangıcı oldu.
SAĞLIK SİSTEMİNİN SON SAVUNMA HATTI
Prof. Dr. Utku, günümüzde yoğun bakım ünitelerinin yalnızca hayat kurtarmakla kalmadığını, aynı zamanda etik, bilimsel ve teknolojik gelişimin öncüsü haline geldiğini vurguladı. 7/24 hekim ve hemşire gözetiminde çalışan bu ünitelerde mekanik ventilatörlerden ECMO cihazlarına kadar pek çok ileri teknoloji, multidisipliner ekiplerle birleşiyor. Utku, “Yoğun bakımda yatak değil, ekip hayat kurtarır” sözleriyle insan faktörünün önemine dikkat çekti.
TÜRKİYE’DE YOĞUN BAKIM TABLOSU
Sağlık Bakanlığı 2023 verilerine göre Türkiye’de 1.566 hastanede toplam 48 bin 966 yoğun bakım yatağı bulunuyor. Bu sayı toplam hastane yataklarının yaklaşık yüzde 18’ine denk geliyor. Yatakların yarısı devlet hastanelerinde, yüzde 14’ü üniversite hastanelerinde, yüzde 35’i ise özel hastanelerde yer alıyor. Kapasitenin yüzde 30’a yakını Marmara Bölgesi’nde bulunurken, İstanbul tek başına toplam yatakların yüzde 20’sine sahip.
YANLIŞ ALGILAR VE GERÇEKLER
Prof. Dr. Utku, toplumda yoğun bakım hakkında yaygın yanlış inanışlar bulunduğunu hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Yoğun bakım ünitelerinin her hastaya yaşam garantisi sunduğu düşünülüyor ama bu doğru değil. Teknoloji organ desteği sağlar, asıl tedavi ise ekip kararı, zamanında müdahale ve hastanın biyolojik rezerviyle mümkündür. Ayrıca birçok yoğun bakım hastası bilinçlidir, acı hisseder ve iletişim kurabilir. Yoğun bakım sadece cihazların çalıştığı yer değil, aynı zamanda etik kararların, rehabilitasyonun ve yaşam kalitesinin de gözetildiği bir alandır.”
BİR NEFESİN ARDINDAN BUGÜNLERE
“27 Ağustos 1952’de bir hekimin cesareti ve bir çocuğun nefesiyle başlayan yoğun bakım hikâyesi, bugün sağlık sisteminin en güçlü dayanaklarından biri oldu” diyen Prof. Dr. Utku, Björn Ibsen ve tüm sağlık emekçilerini saygıyla andı. Utku, “73 yıl sonra geldiğimiz noktada, yoğun bakımların değerini bilmek ve sağlık çalışanlarının emeğini hatırlamak her zamankinden önemli” ifadelerini kullandı.