Prof. Dr. Ömer Faruk Şimşek: YKS Sonrası Önemli Bir Psikolojik Geçiş Süreci
Üniversiteye geçiş sürecinin en zorlu aşaması olan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sona erdi. Sınav stresini geride bırakan yüzbinlerce genç için şimdi, yalnızca bedensel değil, zihinsel ve duygusal olarak da dinlenme zamanı. İstanbul Rumeli Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Faruk Şimşek, bu dönemin gençler için yalnızca bir sınavın bitişi değil, aynı zamanda önemli bir psikolojik geçiş süreci olduğunu ifade etti.
Sınav Bitti Ama Duygusal Yorgunluk Devam Ediyor
Prof. Dr. Şimşek, YKS’nin genç bireylerin yaşamlarında yalnızca bir akademik değerlendirme olmadığını, aynı zamanda kimlik gelişimi ve gelecek algısı üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olduğunu belirtti. Sınavın ardından hissedilen rahatlamanın doğal olduğunu ancak bu sürecin aynı zamanda boşluk hissi, duygusal yorgunluk ve amaçsızlık gibi duygularla da karakterize edilebileceğini söyledi. Bu nedenle, gençlerin yalnızca fiziksel olarak değil, ruhsal olarak da desteklenmeleri gerektiğini vurguladı.
Gençlerin İçsel Sorgulamaları Artıyor
Sınav sürecinin yoğun ve uzun vadeli performans beklentileriyle geçtiğine dikkat çeken Prof. Dr. Şimşek, bazı gençlerin sınav sonrasında “artık ne yapacağım” sorusuyla baş başa kaldıklarını dile getirdi. Bu durumu psikolojide “post-hedef boşluğu” olarak tanımladıklarını ifade eden Şimşek, bu hissin özellikle tüm benliğiyle sınava odaklanan bireylerde daha yoğun yaşandığını belirtti. Bu süreçte gençlerin tek bir hedefe değil, çok yönlü yaşam amaçlarına yönlendirilmesinin önemli olduğunu kaydetti.
Geçiş Sürecine İyi Geliyor
Prof. Dr. Şimşek, gençlerin bu geçiş döneminde öz-şefkat geliştirmeleri, anda kalma pratiğini benimsemeleri ve zihinsel gevşemeye alan tanımalarının psikolojik esenlik açısından faydalı olacağını söyledi. Sanatla uğraşmak, doğada zaman geçirmek, sosyal bağları güçlendirmek gibi aktivitelerin öznel iyi oluşu desteklediğini ifade etti.
Performans Değil, Esenlik Öncelenmeli
Ailelere de bu dönemde önemli görevler düştüğünü belirten Prof. Dr. Şimşek, ailelerin gençlerin akademik başarısından ziyade psikolojik esenliklerine odaklanmaları gerektiğini dile getirdi. Empatik yaklaşımın, gencin psikolojik dayanıklılığını artıran en temel unsurlardan biri olduğunun altını çizdi. Gençlerin duygularının bastırılmak yerine ifade edilmesine alan tanınmasının, sağlıklı bir duygusal süreç yönetimi açısından oldukça kıymetli olduğunu söyledi.
Yeni Hedefler İçin Acele Etmeyin, Destek Gerekirse Uzman Yardımı Alın
Prof. Dr. Şimşek ayrıca, sınav sonrası dönemde gençlerin hemen yeni hedeflerle karşı karşıya bırakılmamaları gerektiğini, bir süre belirsizlikle baş başa kalabilmelerine izin verilmesinin gelişim açısından daha sağlıklı olacağını vurguladı. Uzun süreli kaygı, uyku bozuklukları ya da isteksizlik gibi belirtilerin gözlemlenmesi durumunda ise bir uzmandan profesyonel psikolojik destek alınmasının faydalı olacağını ifade etti.
Sınavın Ardından Yeni Bir Psikolojik Eşik Başlıyor
YKS’nin yalnızca akademik bir eşik değil, aynı zamanda ruhsal bir dönüşüm süreci olduğunu dile getiren Prof. Dr. Şimşek, bu sürecin sağlıklı yönetilebilmesi için hem gençlerin hem de ebeveynlerin psikolojik farkındalıklarının artırılması gerektiğini sözlerine ekledi. Dinlenme, yeniden yapılanma ve duygusal destek süreçlerinin, bireyin yaşam doyumu ve psikolojik dayanıklılığı açısından kritik rol oynadığını belirtti.