Çevre kirliliği artık yalnızca doğayı değil, insan vücudunu da doğrudan etkiliyor. İstanbul’da bir hastanede yapılan araştırmada, canlı insanların akciğer dokularında ilk kez mikroplastik parçacıklarına rastlandı. Memorial Şişli Hastanesi Göğüs Cerrahisi Bölümünden Prof. Dr. Çağatay Saim Tezel, cerrahi operasyon geçiren 13 hastadan 11’inin akciğerlerinde mikroplastik tespit edildiğini açıkladı.

Gündelik yaşamda sıklıkla karşılaşılan polipropilen (PP) ve polietilen tereftalat (PET) türü plastiklerin, doğrudan akciğer dokularında yoğun şekilde biriktiği belirlendi. Bu plastik türleri çoğunlukla su şişeleri, hazır yemek kapları, damacanalar ve gıda ambalajlarında kullanılıyor.

Mikroplastiklerin yalnızca solunan hava yoluyla değil, tüketilen gıdalar ve içme suyu aracılığıyla da vücuda sızdığı bilimsel olarak kanıtlanmış durumda.

Yapılan çalışmada mikroplastiklerin, akciğer dokusunda inflamasyon ve bağışıklık tepkileri oluşturduğu gözlemlendi. Özellikle tek kullanımlık plastik ürünlerin, PET ambalajların ve çay poşetlerinin insan vücuduna görünmeyen ama kalıcı zararlar verdiği düşünülüyor.

Uzmanlara göre bu parçacıklar, uzun vadede kronik solunum sorunlarına ve sistemik sağlık problemlerine neden olabilecek kapasiteye sahip.

Prof. Dr. Tezel ve uzmanlar, bu görünmeyen tehdide karşı bireylerin önlem almasının kritik olduğunu vurguluyor. Bez çanta, cam şişe, paslanmaz çelik termos gibi sürdürülebilir ürünlere yönelmek, plastik tüketimini azaltmanın basit ama etkili yolları arasında yer alıyor.

Ayrıca, kimya ve ambalaj sanayisinin de bu konuda sorumluluk üstlenmesi ve çevre dostu çözümler üretmesi gerektiği belirtiliyor.

Mikroplastik kirliliği artık çevre sorunu olmanın ötesinde, doğrudan insan sağlığını etkileyen küresel bir krize dönüşmüş durumda. Uzmanlara göre hem bireysel farkındalık hem de yasal ve endüstriyel önlemlerle bu görünmez tehdide karşı acil adımlar atılmalı.